K-27

26 1 0
                                    

-"Selam."

Aslında sinirlerim bozukken kimseyle muhattap olmaktan hoşlanmam ama bu durum daha farklıydı. Bu gün olmasa yarın, elbet karşılaşacaktık, sadece zamanlama hatası yapmıştı. Bu oyun sonsuza kadar süremezdi öyle değil mi? Çok değişmişti; yüz hatları daha keskin, daha sert bir hal almıştı, boyu biraz daha uzamış, vücudu biraz daha gelişmişti, sesi oldukça güçlü ve sert geliyordu kulağa...

+"Bir sen eksiktin zaten, sende geldin tam oldu!"

-"Eksikliğimi hissettiğini bilsem daha önce gelirdim."

+"Sonunda kaçmaktan zaman bulup gelmişsin."

-"Kaçmak demeyelim buna."

+"Ne dediğin umurumda değil, yaptığın buydu."

-"Ben bir şey yapmadım."

+"Psikopat gibi aylarca beni takip ettirdin, yetmedi fotoğraflarımı çektin. Yıllar sonra gelip tekrar aynı şeyi yaptın!"

-"Asya dinle!"

+"Korkak gibi kaçtın!"

-"Kaçmadım!"

+"Gelip benimle yüzleşmek, ne alıp veremediğini anlatmak yerine uzaktan müdahale etmeye çalıştın! Haklısın sen kaçmaktan fazlasını yaptın Toprak! Çünkü sen..."

Hızla üzerime yürüdü. Ne olduğunu anlayamadan kendimi çıkmaz sokağın sonunda atılan eski eşyaların arkasında, duvara yaslanmış bir halde buldum. Bir eliyle beni duvara sabitlerken diğer eliyle ağzımı kapatmıştı. Burada kimse bizi göremezdi, belki biraz zorlarsam sesimi duyurabilirdim.

-"Bir insan hiç mi değişmez be kızım? Bir nefes al, soluklan... Ben sadece merhaba demek istedim. Daha bana verecek hesapların var. Yaptıklarını unutma istersen. Bunları konuşmak için de, yaptıklarını ödemek için de daha çok zamanımız olacak. Kendine iyi bak."

Öylece çekip gitmişti. Yoldan geçerken uğramış gibi. Orada öylece kalakalmıştım. İnsanların hayatına dalmak konusunda üzerine yoktu, bunu bir kez daha anlamıştım. Daha çok zamanımız olacakmış, yaptıklarımı ödeyecekmişim. Laflara bak! Tüm bunlar şaka olmalıydı. Birisi artık çıkıp senin hayatın bu değil demeliydi bana.

Bir gün daha ne kadar berbat olabilirdi acaba? Ne yapacaktım şimdi. Baran'a bir şey söyleyemezdim; bana söylediklerinden, ona söylediklerimden sonra. Babama söylesem ne diyecektim? Zamanında senin yediğin haltları bu çocuk temizlemiş, psikolojisi bozulmuş, bana sardı, bende hapse attırdım, gelip bulmuş beni tehdit ediyor mu? Her zaman kendi başımın çaresine nasıl baktıysam öyle yapacaktım. Belki tekrar başımı derde sokacaktım, belki de tamamen kendimi bu çukurdan kurtaracaktım.

Baran bir yandan, Toprak bir yandan. Yeterince bunalmıştım zaten. Sadece biraz kafa dağıtmak istiyordum, sanırım fazla şey istemiştim. Kendimi toparlamak adına derin bir nefes aldım ve girdiğim ara sokaktan çıktım. Eve gitmek istemiyordum, şirkete gidersem babam kızacaktı. Çok güzel ya! Sabahın köründe okuldan kaçıyorum ve yapacak bir şey bulamıyorum.

Sokaktan çıkmamla telefonumun çalması bir oldu. Arayanın Feryal olduğunu görünce içim rahatladı. Yanımdaki ağaca yaslandıktan sonra telefonu açtım.

-"Asya nereye kayboldun?"

+"Bu gün derse girmek istemedim. Okulun oralardayım."

-"Defne'yle bende istemedik arkandan seni yakalarız umuduyla çıktık ama göremedik. Buluşalım mı?"

+"Çok iyi olur. Okuldan çıkınca biraz ileride çıkmaz sokak var ya o köşedeyim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARAMSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin