K-20

20 2 1
                                    

-"Hocam bölüyorum ama şu CD ye göz atarsanız sevinirim. "
+"Şu an senin lüzumsuz şakalarınla uğraşamam oğlum çık şu odadan!"
-"Hocam şaka falan değil. İzleyin ve görün. Asya'nın kopya konusunda masum olduğunun kanıtı bu görüntüler."

    Müdür CD yi bilgisayarına taktığında kurul, müdür, ben ve Tuğçe de dahil olmak üzere ekrana kilitlenmiş durumdaydık. Kurul karar vermeden önce, son on dakikada müdür tuvalette olan kavgadan dolayı Tuğçe'yi de çağırmıştı. Tuğçe'ye baktığımda yüzündeki telaşlı ifade dikkatimi çekmişti ama şu an odak noktam bilgisayar ekranıydı. Gözlerimi tekrar o tarafa yönlendirdiğimde gördüklerim karşısında şok olmuştum. Önce benim yalakaları olarak adlandırdığım Tuğçe'nin yakın arkadaşları Azra ve Zehra öğretmenler odasından hocanın dolabını tel tokayla açarak sınav sorularını alıyorlardı. Video bir anda kapandı ve diğeri açıldı, dolapların olduğu koridoru gösteriyordu. Aynı işlemi benim dolabıma da uygulayarak Tuğçe soruları özenle dolabıma koyuyordu. Son görüntüde ise Azra ve Zehra kameralarla ilgilenen görevliyi oyalarken Tuğçe görüntüleri siliyordu.

     Herkes şaşkın bir şekilde Tuğçe'ye bakarken o ağlayarak odayı terk etmeyi tercih etti. Herkesin sinirleri fazla gerilmişti. Müdür kravatını gevşeterek okuldan atılmadığımı ama kavgadan dolayı bir disiplin cezasından kaçışım olmadığını belirterek odadan çıkabileceğimi söyledi. Odadan çıkar çıkmaz yaptığım ilk şey Çağrı'ya sarılmak oldu.
+"Sana nasıl teşekkür edebilirim bilmiyorum. " O da bana sarılarak karşılık vermişti gülerek;
-"Aslında ölümüme sebep olmazsan sevinirim." dediğinde boynunu çok sıktığımı düşünerek ondan ayrıldım.
+"Ahh tamam özür dilerim."
Bir eli hala belimdeyken koridorun sol tarafından bir ses geldi ama önemsemedik.
-"Kahve ısmarlarsan ödeşebiliriz."

      Zaten iki ders saatim o odada gergin bir şekilde heba olmuştu. Herkes üçüncü ders saatindeydi ve benim son derse girebilecek halim yoktu. Gülümseyerek karşılık verdim ve kantine indik. Kahveleri alıp herhangi bir masaya oturduk.
+"Neden bana yardım ettin?"
-"Etmemeli miydim?"
+"Etmeli miydin? Sonuçta beni tanımıyorsun."
-"Sen olsan beni tanımadığın halde gerçekleri bilerek susar mıydın?"
+"Suzmazdım tabi ama nereden biliyorsun? Ayrıca Baran görüntülerin silindiğini söyledi nasıl buldun onları?"
-"Fazla merak iyi değildir, ortak noktalarımız var diyelim Asya, unut gitsin. Ders bitmek üzere hadi gidelim."

       Başımla onu onayladım, zaten kahvelerimiz de bitmişti. Görüşürüz diyerek ayrıldım yanından. Çantamı almak için sınıfa çıktım. Zil çalmıştı, sınıf yavaş yavaş dağılıyordu. Sınıfa girer girmez sırama yöneldim tabi benimle birlikte Defne ve Feyal de yanıma geldi onlara kısa bir özet geçerken sınıf boşalmıştı. Onlar benim gibi şaşırmamışlardı bunu yapanın Tuğçe olmasına. Onların asıl takıldıkları nokta Çağrı'ydı.

        Sınıfta kalan çanta ve ceket dikkatimi çekmişti, Tuğçe'ye aitti bunlar. Biz aşağı inerken o bitkin bir şekilde yukarı çıkıyordu, gözlerinden çok fazla ağladığı belliydi. Beni fark etmemişti bile ama bu durumu beni üzmedi diyemem. Bir yanım gidip konuşmak istiyordu diğer yanım ise hakettiği yöndeydi. Kızlar kolumdan tuttuğunda merdivenlerden inmeye devam ettim. Eve geldiğimde yemeğimi yedikten sonra odama kapanmıştım.

     Saat daha yediye geliyordu ama, göz kapaklarım artık ağır gelmeye başladığını fark ettim,benim için yorucu bir gündü. Bir saat uyumaktan zarar gelmez diye düşünerek telefonumun alarmını kurdum. Yatağıma kendimi tekrar bıraktığım sırada Ayşe teyzem girdi odaya.
-"Asyam arkadaşın gelmiş ders çalışıcakmışsınız."
Ders mi? Arkadaş mı? Ben neden hatırlamıyorum? Tabi ki bunları Ayşe teyzeme söylememiş, geleceğimi belirtmek amacıyla başımı sallamakla yetinmiştim. Eşofmanlarım ve ev topuzumla aşağı indiğimde babama da bakmıştım ama görünürde yoktu . Ayşe teyzem arkadaşımın bahçede olduğunu söyledi. Elimdeki telefonu cebime attım, spor ayakkabılarımı ve spor ceketimi üzerime alarak çıktım.

KARAMSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin