K-21

23 2 0
                                    

+"Benim kaçtığım falan yok! "
-"Bende kaçtığını iddia etmedim, kapana kısıldın dedim."
+"Çekil Baran masama gitmek istiyorum."
-"Sus ve dans etmeye devam et bitince gideriz."
+"Hayırdır? Nereye gidiyor muşuz?"
-"İstemiyorsan sabaha kadar da böyle dans edebiliriz, ben halimden memnunum."
+"Ben değilim ama! "
-"Canımı sıkma Asya! "
+"Şu an sen benim canımı sıkıyorsun ama!"
-"Şarkı da bitti zaten gidiyoruz."

    Kolumdan tuttuğu gibi masaya yöneldik, çantamı ve montumu diğer eline aldı. Kızlara haber veremeden oradan ayrılmak zorunda kaldım. Barın arka tarafına ilerledik, nereye gittiğimizi bile bilmiyordum ama ona karşı içimde garip bir şekilde güven duygusu besliyorum. Arka tarafta bir kapıdan çıktık, arabası buradaydı o arabaya ilerliyordu ama aklıma babam geldi, şoförle gelmiştim.

+"Burada konuşalım bence, şoförle geldim ve onunla döneceğim eve."
-"Buraya geç olmadan geri döneceğiz zaten."

      Başımla onayladım ve bende peşinden arabaya yöneldim. Kısa bir aradan sonra sakin, küçük fidanlar olan, parka benzeyen bir yere geldik. Henüz burayı gezmek için fırsatım olmadığından burayı bilmiyordum ama güzel bir yerdi. Durduğunda ceketimi alarak arabadan indim ve ön kısmına ilerledim, ben ceketimi giyene kadar oda yanıma gelmişti.

+"Seni dinliyorum."
-"Çok acelecisin."
+"Aceleden değil, bitsin ve gidelim kızlar merak eder."
-"Tamam. Ben... Ben o gün biraz kendimi kaybetmişim, sana ne dediğimi dahi kesik kesik hatırlamıyorum Asya gerçekten Eren anlattığında kendimi bu kadar kaybettiğime inanamadım."
+"Beni ilgilendiren kısım tam olarak neresi ?"
-"Seni ilgilendiren kısım... Bunun bir daha olmaması için uğraşırım ama kendimi ne kadar durdurabilirim bilmiyorum."
+"Sen bana ne dediğini, kendini neden kaybettiğini, ne yaptığını hatırlamıyor olabilirsin ama ben gayet net hatırlıyorum ve kolay kolay da unutabileceğimi sanmıyorum. Bu dediklerin de umurumda değil, sen benim sadece arkadaşımsın benim için değil ne yapıyorsan kendin için yap!"
-"Sana zarar vermemek için..." Sesi az öncekinden daha sakin ve düşük tondaydı.
+"Bana istesen de zarar veremezsin artık."
-"Bu ne demek?"
+"Buna izin vermeyeceğim demek, kaç gündür birbirimizden uzak kaldığımız gibi bundan sonrası da böyle olacak demek, arkadaşlığımızın da bir sınırı var demek." Sinirlenmişti, çenesini sıkıyordu. Arabaya ilerlemeye başladı tabi bende.
-"Sen benden istediğin kadar uzak durabilirsin bakalım benim açımdan da aynısı olacak mı?"

       Ne demekti şimdi bu? Sessiz geçen yolculuğun arkasından tekrar partinin olduğu yere gelmiştik.  Kapıyı açmak için elimi kapının koluna uzattım ama kapı açılmadı. Bakışlarım Baran'ı buldu.

-"Gene giymişsin... Hareketlerine dikkat et, o etek açılmasın! Fazla kalma saat geç olmadan git eve!" Kapıyı açtı çantamı aldım ve arabadan çıktım.
+"Eğlenmeye geldim ve öyle yapacağım, istediğim zaman giderim."

     Kapıyı kapatırken göz kırpmayı da ihmal etmedim. Arabanın içinden bir şeyler söyledi ama duymadım ve arka kapıya yöneldim. Kasvetli ve sessiz koridorda ilerlerken buradan nasıl geçeceğimi düşündüm. Arkamdaki adım seslerini umursamamaya çalışıyordum ama daha çok bana yaklaştığını hissederken bu hiç de kolay olmuyordu. Az olan ışık bir anda söndüğünde ağzımdan benden izinsiz bir çığlık firar etti. Yüzüne ışık tutulmuş tavşan gibi öylece olduğum yerde durdum, ayaklarımı hareket ettiremiyordum. Belimde hissettiğim elle yerimden sıçradım, tanıdık koku beni rahatlatmaya yetmişti. Telefonun ışığını açarak önümüzü görmemize yardımcı oldu.

KARAMSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin