K-13

105 12 0
                                    

    Yavaşça kafamı kaldırdım. İstesem bu kadar denk gelmezdi herhalde. Üzerine kahve döktüğüm kişi Eren' di. Asansörden çıktım. Üzerinde günlük elbise yerine takım elbise vardı. O henüz beni fark etmemişti. Sanırım canı sıkkındı. Kravatını gevşetmeye çalışıyordu. Ceketi elindeydi, kol kasları beyaz gömleğini her an yırtacakmış gibi duruyordu. Bu hâliyle oldukça çekici gözüküyordu. Ben neler diyorum ya? Resmen durdum çocuğu kesiyorum.

    Eren'in sesiyle kendime geldim.
-"Asya?"
+" Eren?" dedim mahcup bir gülümsemeyle. Şimdi kesin bilerek yaptığımı düşünecek. Beyaz gömleği resmen berbat bir haldeydi.
-" Bilerek yaptın dimi? Bilerek döktün!" Ağzım bir karış açık dediklerini dinliyordum. Çok sinirli gözüküyordu. Üzerime doğru yürümeye başladı. Bende kendimi geriye doğru giderken buldum.
+"Hayır. Gerçekten Özür dilerim öyle bir niyetim..."
Bir an sırtım duvara değdi. Elindekileri yere bıraktı. Ben ne yapmaya çalıştığını anlayamadan iki elini de duvara sabitledi.
-"Şirkete kadar takip mi ettin beni birde?"
+"Aaa yeter ama ya bu ne? Benim işim gücüm yok seni takip edeceğim. Ayrıca ne kadar abarttın yıkarsın geçer, ölmedin ya!"
O kimdi ki ben onu takip edeyim ?
-"Ne işin var kızım o zaman burada?"
Al işte Baran iki kesildi başıma.
+"Sana ne zamandan beri hesap vermek zorundayım?" Resmen kafese sıkışmış gibiydim. Ona rağmen biraz fazla mı özgüven gelmişti bana?
-"Benim için gelmediysen neden geldin?" Bir sen varsın zaten koskoca şirkette, ölüp bitiyorum sana. Salak !
+"Offf babamın yanına geldim ! Oldu mu?" dedim ve bir anlık boşluğundan faydalanarak duvarla onun arasında çıktım, arkamı döndüm. Bir an önce babamın yanına gitmek istiyordum.

     Hızlı adımlarla ilerlerken birden kolumu sıkıca kavrayıp beni çevirdi. Aaa yeter ama , bu çocuk çok olmaya başladı!
-"Ne?"
+"Derken?"
-"Babamın yanına derken?"
+"Evet babamın yanına geldim. Offff anlayamadın mı hala?"
-"Baban kim?"
+"Cengiz Deniz." Eren moron gibi yüzüme bakıyordu. Bu hâliyle oldukça komikti. Gülmemek için kendini zor tutuyordum. Ayrıca bunda bu kadar şaşılacak ne vardı?

Eren'in Gözünden;

     Cengiz Bey, babamın en büyük ortağıydı. Babam hastalığından dolayı artık işleri bana bırakıyor. Baran bunları bilmiyor tabi. Hem Baran'ı, hem okulumu, hem şirketi idare etmek gerçekten çok zor.

    Bu gün Baran'ın okulundan çağırdıkları için okul çıkışı hemen oraya gittim. Üzerine kahve döktüğüm kız baya eğlenceliydi, değişik bir havası vardı. Toplantı olduğunu son anda hatırladım. Yoksa orada kalıp o kızla takılabilirdim. Apar topar eve gidip hazırladım. Aceleden evrakları eksik almışım. Bir kısmı evde kalmış. Toplantı sırasında büyük bir kısmı toparlamıştım fakat Cengiz Bey toplantı çıkışı beni odasına çağırdı.

      Bir sürü nasihat, yapılması gerekenler ve asla yapmamam gerekenler vs. Bu adama sesimi çıkartmıyorsam sadece babamın hatrına. Resmen adamın bütün pis işlerini biz yapıyoruz. Buda yetmiyor birde vaaz veriyor. Bu günkü sinir kotamı fazlasıyla doldurmuştum. Bir an önce bizimkilerin takıldığı bara gidip kafamı dağıtmak istiyordum.

     Sinirle çıktım odadan. Şirketin büyük bir kısmı mesai saati bittiği için dağalmıştı. Bir an önce buradan çıksam iyi olur. Her şey üstüme geliyordu sanki. Asansöre binmek için adım attım, bir yandan da kravatımı çıkartmaya çalışıyordum.
-"Yavaş olsana! " Yok artık bu kadarı da OLAMAZ!
-"Asya?"
+" Eren?"
-" Bilerek yaptın dimi? Bilerek döktün!" Sinirlerim gerçekten çok bozuktu. Bu kız üstüne tuz biber oldu. Eğer gerçekten böyle bir şey yaptıysa bu yaptığı çok çocukçaydı. Sinirden resmen üzerine yürüdüm.
+"Hayır. Gerçekten Özür dilerim öyle bir niyetim..."
Oda benden korkmuş olacak ki geri geri yürümeye başladı. Ta ki sırtı duvara çarpıncaya kadar. Elimdeki çanta ve ceketi yere bıraktım hemen. İki elimi de duvara sabitledim.
-"Şirkete kadar takip mi ettin beni birde?" Kıza bak işi gücü yok !
+"Aaa yeter ama ya bu ne? Benim işim gücüm yok seni takip edeceğim. Ayrıca ne kadar abarttın yıkarsın geçer, ölmedin ya!" Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Bir nevi dejavu yaşıyorduk. Gene sinirlendi ve kızardı. Açıklama yapmak için hızlı hızlı konuşuyordu. Bir an kendimi onu izlerken buldum. Duru bir güzelliği vardı. Her gece takıldığım kızlar gibi ağır parfüm değilde çok daha güzel, hafif ve kendine has bir kokusu vardı. Bu... Bu çok farklıydı. Neler diyorum ben? Hemen kendimi toparlamaya çalıştım.
-"Ne işin var kızım o zaman burada?"
+"Sana ne zamandan beri hesap vermek zorundayım?" Bir insan sinirden daha ne kadar kızarabilir? Resmen bunu test ediyordum. Normalde insan utanınca kızarır, bu kız kızınca.
-"Benim için gelmediysen neden geldin?"
+"Offf babamın yanına geldim! Oldu mu?"
Ben Babam derken? diye düşünüyordum. Bu sırada boşluğumdan faydalanıp duvarla aramdan çıktı. Arkasını dönüp hızla ilerlemeye başladı.

    Bu şirkette ki herkesi tanıyorum ama daha önce bu kızı hiç görmedim. Aramızda zaten bir kaç adım vardı. Hemen ona yetişip kolumdan tuttum ve kendime çevirdim.
-"Ne?"
+"Derken?"
-"Babamın yanına derken?"
+"Evet babamın yanına geldim. Offff anlayamadın mı hala?"
-"Baban kim?"
+"Cengiz Deniz." İşte bu cevabı beklemiyordum. Dediği şey aklımda yankılanıyordu. Kaç dakika öyle durdum bilmiyorum.

Asya sinirle kolunu çekti ve arkasını dönüp gitmeye başladı. Bense olduğum yerde kalakaldım.

Asya'nın Gözünden ;

     Bunlar abi kardeş dengesiz ya. Aynı Baran gibi sabah nasıldı şimdi nasıl. İyice sinirlerim bozuldu. Kolumu Eren'den kurtarıp hızla babamın odasını aramaya başladım. Bu katta neredeyse kimse kalmamıştı. Saatin altıya geldiğini gördüm. Önce Baran'a cevap verdim;
Gönderilen : Baran
-Şimdilik evet.
Ayşe teyzeme haber versem iyi olur diye düşünerek
Gönderilen : Ayşe Sultan
-Ayşe sultan ben babamın yanındayım haberin olsun.
Bütün katı talan ettikten sonra nihayet babamın odasını buldum. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Beni şirkete kadar çağırdığına göre önemli bir konuydu. Başımdan geçenleri özellikle az önce olanları tabi ki babama anlatamazdım.
-"Gel Asya."
+"Bir şey mi oldu baba? Sen beni çok şirkete çağırmazdın. "
-"İşlerim biraz yoğun bu sıralar, bu gece eve gelemem bu gidişle."
+"Anladım. Peki ben neden buraya geldim."
-"Konuşmamız için. Asya bu gün okul müdürün aradı."
+"Hee o mesele."
-"Ne yani Asya doğru mu?"
+"Bir şeyler oldu orası doğru ama müdür sana ne anlattı bilmiyorum. "

    Babam önce benden dinlemek istediğini söyledi. Müdüre anlattıklarımın hepsini aynen babama anlattım. Müdür de aynılarını söylemiş. Babam
-"Sana inanmadığım için değil doğrusunu senden duymak istediğim için sana sordum kızım." dedi. Babamın değiştiğine bir kez daha inandım. Bu konu hakkında bir sürü vaaz verdi. Bu gün fazla yoğun olduğunu ve acıktığını söyledi.

    Babamla birlikte şirketten çıktık. Geçen gün Baran'ın beni getirdiği yere geldik. Babam beni burasının sahibiyle tanıştırdı. Adamın babamdan çok da büyük değildi hatta belki aynı yaştalardır diye düşündüm bir ara. Çok iyi, hoş sohbet birisiydi. Babamla arkadaşlıkları askerlik yıllarına dayanıyormuş vs. Babamla karnımızı doyurduktan sonra restorandan çıktık. O bitmek bilmeyen işleri nedeniyle tekrar şirkete döndü, bende şoförümüzle eve.

    Yorucu, karışık aynı zamanda olaylı bir gündü. Eve geldiğimde Ayşe teyzemle birer kahve içerek sohbet ettik. Ona Feryal ve Defne'den bahsettim. Casper' da sanırım bize katılmaya çalışıyordu. Sürekli miyavlıyor, ne yapacağını şaşırmış gibi oradan oraya koşuşturuyordu ama onu sevmeme bile izin vermiyordu.

     Ayşe teyzemle olan koyu muhabbetimizin ardından uyumak için yukarı çıktım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Sabah duşa girerim diye düşündüm ve kendimi hemen yatağa attım. Tam dalmak üzereydim ki büyük bir gürültüye yerimden sıçradım. Önce yataktan doğruldum, yatağımın yanında bulunan lambayı açtım. Ayşe teyzemin çığlığını duymamla tam yataktan kalkıyordum ki odamın kapısı hızla açıldı.

Selam arkadaşlar. Yorumlarınız benim için önemli, bekliyorum.  Okuduğunuz için teşekkür ederim. :))

KARAMSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin