K-19

32 3 1
                                    

      Kalabalığın olduğu yöne doğru ilerlediğimde bütün bakışları üzerimde hissedebiliyordum. Kalabalık biraz açıldığında okuldaki dolabımın önünde elinde bir dosya dolusu kağıtla duran müdür, müdür yardımcısı ve matematik öğretmenimizin olduğunu gördüm. Neler olduğunu anlamam çok uzun zamanımı almamıştı. Tuğçelerin iğrenç , diğer öğrencilerin acıyan bakışları karşısında kopya çektiğimi düşünen öğretmenler... Bir insanı damgalamak ne kadar kolay değil mi ? Yapmadığı bir şeyle suçla, herkesin içinde rezil et. Oldu bitti.

     Tabi ki soluğu müdürün odasında almıştık. Kendimi anlatmak için hiç çaba harcamadım , öyle de bir niyetim de yoktu zaten. Çünkü insanlar senin anlattığını değil ; ya anlamak istedikleri kadarını ( ki bu işlerine gelen kısımları oluyor ) ya da kapasitelerinin aldığı kadarını anlarlar. Disiplin kurulunun toplanacağını söyleyip odadan çıkmamı istedi. Dört ders müdürün odasında geçmişti.

      Beşinci ders sınav vardı ama ben matematik yazılısına girmeden kopyadan dolayı koca bir sıfır almıştım. Diğer okulumda da çok iyi bir öğrenci değildim ama her dönem bir belge getirebilirdim. Zayıf bir notum olmazdı ama bu notu nasıl kurtaracağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Bunu yapanın Tuğçe olduğu apaçık ortadaydı. Okulda beni çok tanıyan yoktu, geleli iki üç hafta olmuşken kim neden böyle bir şey yapsın? Tabi Tuğçe'den başka. Asıl anlayamadığım Tuğçe'nin nasıl biri olduğunu bu okulda bilmeyen yokken nasıl bu kadar kolay ona inanabiliyorlar ? Aklım hayalim almıyor ya da benim hayal gücüm o kadar geniş değil. Sinirden kafayı yemek üzereydim gerçekten.

      Müdürün odasından çıkar çıkmaz soluğu kantinde aldım. Sabah geç kaldığım için kahvaltı da etmemiştim ama bu olaydan sonra yiyecek iştah da kalmamıştı zaten. Bir kahve alıp masalardan birisine geçtim. Kara kara ne yapacağımı düşünüyordum.

-" Oturabilir miyim ?" Bu çocuğu daha önce hiç görmemiştim.

+"Tabi."

-" Sorun şu kopya meselesi dimi ?"

+" Tanımadığım birisine sorunlarımı anlatmam ne kadar doğru sence ?"

-"Haklısın. Ben Çağrı. " Elini uzattığında bende karşılık verdim.

+" Bende As.."

-" Asya? "

+" Evet de nereden biliyorsun ? Bu okulda yeniyim yani beni pek tanıdıklarını sanmıyorum. " Sesli bir şekilde gülmüştü. Bense ne olduğunu anlamaya çalışmakla meşguldüm. Arada da kahvemi yudumluyordum.

-" Gerçekten böyle mi düşünüyorsun ? Seni okulda tanımayan yok kızım."

+" Doğru hele bu günkü kopya meselesinden sonra ..."

-" Sen olayı çok başka anlamışsın yeni kız. Kimlerle takıldığına bir bak. Etrafındakilere çok dikkat et bence."

     Göz kırparak kalkıp gitti masadan. Neydi şimdi bu ? Bense arkasından bakmak için kafamı kaldırdığımda tam kantinin girişinde sinirli bir bakışla karşılaştım. Çağrı Baran'a omuz atıp geçmişti ama Baran ona bir tepki göstermemişti ve sinirli bakışlarını üzerimden çekmiyordu. Oturduğum masaya doğru geldi, ellerini masaya öyle bir vurdu ki kahvemin bir kısmı elime dökülmüştü.

-"Ne dedi o it sana ?"

+"Bana bağırma. Konuştuk sadece biraz."

-"Asya !!! Ne konuştunuz?"

KARAMSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin