10. Bölümü devirdik . Aslında 9 ama 10. Yani şöyle ilk bölüme 1. Bölüm yazmadığım için 10 ama 9. Abv ben asjsjsh anlayın artık . asjshsh .
Birde bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Yeni bölümün gelmesi tamamen size bağlı yani şöyleki yorum & vote sayısına göre yayınlıyorum. Ve hepsinin birbirine yakın rakamlar olmasını istiyorum. Mesela bugün diyelim 70 vote geldi . Bekletmeden yayınlarım. Bölüm konusunda sıkıntım yok. Siz şuan 10. Bölümü okuyacaksınız yani 9 neyse ben 17. Bölümü yazıyorum bilginize . Biraz uzun bir açıkama sonuna kadar okursanız teşekkür ederim . İyi günler efenim.
Yeni bölümmmmmmm. ☺
"Ali ... Yavaş... Kafam kırıldı .. Dur .. Ah acıyor hayvan yavaş dedik ya?!" Ali'ye çemkirirken buzu kafama değdirmeye devam ediyordu.
"Kızım az kıpırdama!" beni azarlarken Ali'nin bütün arkadaşlarının burada olduğunu farkettim. Buzu bastırmasıyla sesli bir 'ah' çektim.
"Elin kopsun Ali . Zaten kırdım kafamı birde bastırıyorsun." elimle ittirdikten sonra güldü.
"Sen öyle hissediyorsun. Bastıramıyorum ki izin vermiyorsun." dediğinde buzu kenara koyup kanepenin karşısındaki masaya oturdu
"Yok bide izin vereyim delindi kafam ya" buzu elime uzattı. Ona mal mal bakışlar attım.
"Alsana Selin. Kendin tut bana izin vermiyorsun?!"
"Yok bide ben tutayım buzu!" oflayarak ayağa kalktı , buzu koyduğu yerden alıp bana yaklaştı.
"Hem izin vermiyorsun , hem yapmadı diye azarlıyorsun. ! Sen ne değişik birşeysin?!" beni azarlayan esmer kıza nefret dolu bakışlar atarken güldüm. Acıma rağmen güldüm.
"Beğenmiyorsan def olup gidersin . Zorla tutan mı var? Yolu biliyorsun!"kızı ikinci kere mal gibi bırakmıştım. Gülümsedim.
"Selin . ?! Kendine gelsen kimin evinden kimi kovuyorsun?!" direk Ali'ye döndüm.
"Burası senin olduğu kadar benim de evim sayılır Ali. Ve o kızı kovuyorum , sorun?" buzu koltuğa atarken kızın kolundan tutup salondan çıktı. Tabi arkadaşları da peşinden gitti. Kenardaki buzu alıp Kafama değdirdim. Birkaç saniye öyle tuttuktan sonra geri çektim. Yaklaşık yarım saat koltukta kös kös oturduktan sonra odama çıktım.... Telefonu aldım , rehbere girip direk Ali'nin numarasını çevirdim. Telesekreter çıkınca kapatıp tekrar aradım. Bu sefer açıldı.
"Ali?"
"Selin bak Ali şuan müsait değil. Bi çocukla kavga ed... Ali oğlum tutsanıza... Sonra Selin"telefon suratıma kapanınca olduğum yerde kaldım. Şoku atlatınca tekrar aradım.Telefon açılınca..
"Ali nerde?"
"Blue nagger bar" telefon tekrar suratıma kapanınca , hızlıca yataktan kalkıp odadan çıktım...
...
Taksiden inip direk barın kapısından içeri girdim. Girişten etrafa göz attığımda Ali bulmam çokta zor olmamıştı. Kalabalığın oraya doğru ilerlediğimde Ali sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Baktığı kişiyse Bora? Direk Ali'nin yanına ilerledim.
"Ali?" gözleri beni bulduğunda arkadaşlarından kurtulup bana doğru ilerledi.
"Ne işin var senin burada?!" yüzünün belli belirsiz yerlerinde kanlar , şişikler vardı. Bunları Bora yapmış olamazdı.
"Neden kavga ettin?" ellerini saçlarına daldırıp güldü. Ruhsuz bir gülüştü. Belki de sinirden gülüyordu.
"Nerden biliyordun burada olduğumu?!" beni duymazdan gelerek sorularına devam etti.
"İçtin mi sen?!"
"Sanane kızım sanane! Kimsin sen bana hesap soruyorsun?!" bağırınca biraz ürksem de belli etmemeye çalıştım. Omzumun üstünden arkama baktığımda Bora arka masadaydı. Direk arkama dönüp onun masasına gittim.
"Bora?" kafasını kaldırdığında yüzünün dağılmış olduğunu gördüm . Ali'ye oranla Ali'nin iki çizik falan sayılırdı.
"Selin" masanın etrafından dolaşıp yanıma geldi. Sol eliyle saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Neden kavga ettiniz?" dediğimde kolumdan tutup geri doğru çekildim. Kafamı kaldırdığımda bana öfkeli bir şekilde bakan Ali'yle karşılaştım.
"N'apıyorsun?!"
"Aa ne tesadüf aynı soruyu ben sana soracaktım. N'apıyorsun?!" kolumdan çeke çeke bardan çıkardı. Arabanın kapısına gelince kapıyı açıp bana baktı.
"Arabaya binecekmisin? Yoksa zorlamı binmek istersin?!" yarı tehditkar bir ses tonuyla konuşurken gözlerini benden ayırmıyordu.
"Sana karışmıyorum , hesap sormuyorum. Ama sen bana karışıyorsun. Adil değil." dediğimde sesli bir kahkaha attı.
"Adalet konusunda inan ki hiçbir fikrin yok. Şimdi çeneni kapat ve şu arabaya bin" dediğinde uzatmadan arabaya binip kapıyı vurdum. O'da sürücü koltuğuna geçtiğinde kemerini takmadan arabayı çalıştırdı.
"Kemerini takar mısın?" beni duymazdan gelerek sürmeye devam etti .
"Ali? Kemerini tak lütfen" Kısa bir süre bana bakarak tekrar önüne döndü.
"Umurunda mı?!"
"Evet umurumda. Şimdi şu kemeri takarmısın?" arabayı ani bir hareketle durdurup bana döndü.
"Neden umurunda?" kaşlarımı çattım.
"Ölmeni istemem . Mantıklı olan da bu değil mi? Ölmeni istersem bir sıkıntı olur.Ama ölmeni istemiyorum ve sen umurunda mı diyorsun . Neden ölesin ki? En son benle görüldün bide al başına bela" gözlerini devirdi.
"İki dakika mantıklı olamazmısın sen?" güldü. Kendi esprisine güldü.
"Manyak mısın sen?" kahkaha atarak kafasını salladı. Evet az önce gerilimde son noktayken şuan kahkaha atıyordu.
"Kurduğun cümle ... Valla çok uğraşsam böyle bir cümle kuramam. Samimiyetle söylüyorum" tekrar güldü.
"Seni yaparlarken neyi eksik kattılar anlamadım ki? Normal değilsin sen? Manyak mıdır nedir? Ruh hastası." daha çok kahkaha attı.
"Ali gülme sinirim bozuluyor." daha çok gülerken saçlarını tekrar geriye savurdu.
"Ali .. Gülme! "
"Tamam... Tamam" derken daha çok gülüyordu.
"Ruh hastası" kafamı çevirdim. Kahkaha sesleri giderken Ali çenemden tutup kendine çevirdi.
"Neyi özledim biliyor musun?" hayır anlamında kafamı salladım. İyice yaklaştığında nefes almayı kesmiştim. Dudakları dudaklarıma değdiğinde hiçbir tepki vermeden gözlerimi kapattım. Yüzümü ellerinin arasına aldığında gözlerimi açtım. Sadece ufak bir buse kondurmuştu.
"Ayık kafayla öpmem lazım. Ama bu özlediğim gerçeğini değiştirmiyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ KENDİME SAKLADIM [AlSel]
FanficSeni Kendime Sakladım... Komedi tarzı AlSel hikayesi.