Selam, bi konuya açıklık getirip hemen kesicem :) Parmak arası terlik konusu, şöyle söyleyeyim ; Parmak arası terlik tanıdığım bi'çok erkeğe ters, SBSV' deki AyTil'e saygım sonsuz lakin, o bölümü yazarken aklımın ucundan dahi geçmedi. Bunu bilin :) İyi okumalar.
Şile'den döneli ikin gün olmuştu. Ali'yle o iki gün içerisinde pek maceramız olmasada bana hiç kötü davranmamıştı! O hayvan gitti de sanki böyle bi insan , bi melek gelmişti! Bilseydim böyle olacağını baştan oynardım bu oyunu ama jeton geç düşüyor .
Nazlı'nın odasının kapısını tıklatarak içeri girdim.
"İkizcanım?" okuduğu kitabı kenara koyarken gülümsedi. "Birşey danışmam gerek"
"Tamam , gelsene" kapıyı kapatarak , direk yatağa oturdum. "Söyle başımın belası?" gülümsedim. Ha unutmadan Ali bana bayağıdır 'baş belası' demiyordu.
"Yardım etmen gerek!"
"Ne oldu? Bir sorun mu var?" kafamı iki yana salladım. "Ali o zaman?" gülümsedim. "Dökül"
"Ali'yi etkilemem lazım, oyun gereği. Sizin Savaş'la olan fantezilerinizden birşeyler çıtlatsana" derdemez kafama vurdu.
"Selin! " gülümsedim. "Nasıl bir oyunmuş hem bu?"
"İddia gibi işte . Basit bir oyun. Savaş seni nasıl etkiliyor mesela? Süprizler falan? Motor fantezileri" durdum. "Öpüştünüz mü siz hiç?" Nazlı bana dik dik bakarken bunun kısa yoldan 'çık dışarı' olduğunu anlamıştım."Gideyim ben"
Sen niye utandırıyorsan Selin . 18 yılda ilk kez biriyle çıkıyor , birde benim sorduğum soruya bak! Alkışlanacak kız olduğunu söylemişmiydim? Peki kime soracaktım? Savaş? Olmaz. Şu Emre denen çocuk? Muhabbetim bile yok. Geriye yek bir şık kalıyordu. Ozan.
...
Kapıyı tıklattıktan sonra yavaşça içeri girdim. Ozan'ı yanlış bir pozisyonda görmek istemezdik değil mi? En son iki kızı götürecekti ama bazı sebeplerden dolayı olmamıştı.
"Ne işin var burada?" olduğum yerde zıplarken , damağımı yukarı kaldırdım.
"Niye sessiz sessiz geliyorsun gerizekalı?!" diye bağırdımda bana kendimi mal gibi hissettirecek bir bakış attı.
"Burası benim evim farkındaysan , sessiz sessiz gelen sensin ufaklık" ilerleyip kendini tekli koltuğa bıraktı. "Şimdi soruma geri dönüyorum ne işin var burada?" masanın üzerinden aldığı bira şişesini tepesine dikti. Şeytan diyor git şu şişeyi kafasında kır ama sakin Selin. Buraya neden geldin unutma!
"Birkaç sorum olacak" dedim sakince.
"Bana mı?" kaşlarımı çattım.
"Yok ebeme" gözlerini devirdi.
"Benim evimin sınırları içerisinde olduğun sürece bana hakaret edemezsin! Şimdi ne soracaksan sor ve git" dediğinde şişeyi kafasında kırma işine kafam yatmıştı.
"Ali hakkında" dedim bir adım daha atarken. "Nelerden hoşlanır , ne sever ne sevmez? Ne yer ne yemez? Hangi rengi sever?" bana mal mal baktı. Ah , şu şişe elimde olsada kafasında kırsam...
"Metresimiyim ben Ali'nin nereden bileceğim" dedi. Ciddimiydi? Arkadaşı değilmiydi? Ya da bunlarda arkadaşlık kavramı nasıldı? Ben benim arkadaşlarım ne renk çamaşır giydiğini bile bilirdim.
"Arkadaşısın" dedim düz düz.
"Yanlış adrese gelmişsin" dedi birasından bir yudum daha alırken. "İyi günler" mal mal kalırken arkamı dönüp , çıkışa ilerledim .Kapıyı vurup evden çıktım.
"Gerizekalı! Mal herif! Bir daha da buraya gelirsem iki olsun! Göt beyinli mal! Metresimiymiş. O şişeyi kafasında kıracaktım da neyse sakinim..." arkamı dönüp bir adım atacekken Ali'yle dip dibe kaldık.
"Kural bir" dedi bana yaklaşırsan. "Benden başkasına sövmek yok" onu ittirip yanından geçtip , yürümeye başladım. "Kural iki romantik anları bozmak yok" güldüm.
"Çok beklersin" bana yetişip , kolumdan tuttu. "Ne işin var senin burda?" dedim kolumu kurtarmaya çalışarak.
"Bu soru benim sana sormam gerekmiyormuydu?" başımı iki yana salladı. "Kural üç , arkamdan iş çevirmek yok!"
"Çevirmiyorum ki" dedim masumca. "Seni etkileme yolları arıyorum" sırıttı.
"Burda?"
"Nereden başlayacağımı bilemiyorum."
"Direk bana gel güzelim " dedi omzumdan tutarken. "Senin dermanın bende" güldüm.
"Onu bunu bırakta , gözün nasıl oldu?" beni kolunun altına alıp , yürümeye başladık.
"Birkaç öpücüklük işi kaldı" elimi beline attım. "Ama tabi karizmada gitti yani , kötü oldu"
"Karizmanı yesinler" güldü. "Bide şu kural saçmalığı ne?"
"Saçmalık?" dilini şaklattı. "Mertoğlu kuralları" diye ekledi. "Uyman gerekecek"
"Tüh ya!" dedim elimi alnıma vururken. "Ben senden başkasına sövemeyecek miyim şimdi?" sırıttı.
"Sana söverken çok seksi olduğunu söylemiştim , bunu başkalarına göstermene gerek yok!" başımı salladım.
"Ya hakediyorsa sövülmeyi?" omuz silkti.
"Benim için de söv" gülümsedim.
"Ali?" dedim ona dönerken. "Ne dersek oyun biterdi?" kaşlarımı çattım.
"Sana aşığım" dediğinde ondan ayrılıp sırıttım.
"Oyun bitti o halde??" dedim kahkaha atarken . Bana mal mal baktım.
"Hile?" tek kaşını kaldırdı.
"Zeka" diye düzelttim.
"Ama..." dedi bana yaklaşırken. "Hiçbir şey hissetmeden , bir duygu yoktu! Kabul ediyor musun?"
"Kabul ediyorum" dedim yolun ortasında bağırırken. "Bana hiçbir zaman aşık olmayacaksın! Sen hala o Aleyna denen kıza aşıksın" dedim sonlara doğru sesim giderken. "Oyunu uzatmanın bir alemi yok , olmayacak duaya amin denmez"
"Nereden biliyorsun sana aşık olmadığı mı?" sesi sakindi. "Olmayacağı mı?" omuz silktim.
"His işte" yutkundum."6. Bir his , sadece kadınlara özel" gülümsedi.
"Sen bir kadın değilsin , küçük bir kız çocuğusun" kafamı iki yana salladım. "İnanma!"
"Ben herşeyin farkında bir kadınım" başını salladı. "Sende herşeyin farkında bir hayvansın" dedim gülümserken. "Ve sen bana aşık değilsin"
"Sen bana aşık mısın?" dedi aniden.
"Değilim" kesin ve netti. Değildim.
"Peki.." dedi yüzünü yüzüme yaklaştırırken. "Bu herşeyin farkında olan hayvan , bu herşeyin farkında olan küçük kıza aşık olmak istiyorsa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ KENDİME SAKLADIM [AlSel]
FanficSeni Kendime Sakladım... Komedi tarzı AlSel hikayesi.