SENİ KENDİME SAKLADIM [AlSel]

SENİ KENDİME SAKLADIM 1.BÖLÜM"KEZBAN ÖPÜCÜĞÜ"

Yeni bölüm hazır sıcak sıcak :) Yorum istiyorum . Özellikle yorum . Fikirleriniz önemli . Neyse voteleyin ☺

Havuzun başında otururken kokteylimden bir yudum daha aldım . Oturduğumdan beri beni izleyen mavişe arada gülümseyemi de ihmal etmedim. Şezlonga iyice yayılıp saçlarımı sağ omzuma savurup güneşin beni yakmasını bekledim. Gözlerimi kapatıp şezlonga yaslandığımda güneş kaybolmuştu. Hadi ama ?

"Önümde her kim varsa çekilsin. Güneşimi kapatıyorsun!" dediğimde hafif bir kahkaha çıktı. Gözlerimi açtığımda mavişin başımda dikildiğini gördüm.

"Ne istiyorsun?" dediğimde ellerini birbirine dolayarak göğsünün altıba yerleştirdi.Daha sonra gözlüklerini çıkartıp eline aldı.

"Sinirimi bozuyorsun" gözlerimi devirdim. Şezlongda dikelip kafamı kaldırıp ona baktım.

"Yani?" kolumdan tutulup kaldırılmam bir olmuştu. Ayağımın sendelemesiyle düşecek gibi olsamda mavişe tutundum.

"Gözümün önünde durma. Gerçekten sinirimi bozuyorsun " dediğinde tuttuğu bileğimi koparırcasına sıkmaya başladı.

"Canımı acıtıyorsun. Hem bana alışsan iyi olur canım kardeşim "

"Ali oğlum bi sakin" diye beni Ali denen çocuğun elinden kurtaran çocuğa baktım. Kafasının şekli tuhaftı , yakışıklı olduğu söylenemezdi ama gideri yok değildi.

"Bence bize alış Aliş"diyip göz kırptığımda Ali'nin mavi gözlerinin yerini siyah gözler aldı. Sinirlenince gözleri büyüyordu ve mavilik yerini siyahlığa bırakıyordu. Masaya uzanıp kokteylimi alıp mutfağın yolunu ttuttum.

Bardağı bangonun üzerine koyup mutfaktan çıktım. Merdivenlere doğru yöneldiğimde aşağı doğru inen assolist havasında Rana teyzeyi farketmem uzun sürmemişti.

"Nazlı?" Gözlerimi devirip ofladığımda kadın duruşundan taviz vermeyerek beni dikkatlice incelemeye devam etti.

"Selin ." Gözlerini gözlerimden ayırmayıp kafasını salladı.

"Tamam Selin'cim yemek bir saat sonra hazır olacak . Annene ve kardeşlerine söylersin. Herkesi sofrada bekliyoruz. İlk aile yemeğimiz" derken aileye fazlasıyla anlaşılacak bir vurgu yaptığında başımla onay verdim. Bir kadının suratı mahkeme duvarı gibi olabilir mi ? Oluyormuş.

...

Çatalı elime alıp önümde duran sarmadan bir tane ağzıma attım. Gerçekten güzeldi . Yani benim yaptıklarıma daha doğrrusu yapamadıklarıma oranlara bayağı güzeldi. Masada herkes kendi halindeydi. Annem , Haluk abi ve mahkeme duvarı assolist havalı Rana ve değişik karakterli İnci abla hepimizden ayrı konuşuyorlardı. Nazlı ve Peri ise yemeğini yiyordu. Tabağımla bakışmayı kesip kafamı kaldırdığımla Ali'yle göz göze geldim. Birkaç saniye bakıştıktan sonra önüme döndüm. Bana mı bakıyordu? Emin olmak istiyorsan bir kere daha bak Selin. Hayır bakamam , bakmamalıyım , bakmayacağım derken kafamı tekrar kaldırıp Ali'ye baktığımde yemeğini yiyordu. Mavi gözleri beni bulduğunda piç sımayl güldü. Hemen kafamı öne eğdim. Ayağıma yediğim tekmeyle inledim.

"Selin bir sorun mu var?" Nazlı sessiz bir şekilde bana soru sorarken Ali gülmeye devam etti.

"Yok ya ayağımı sandalyeye vurdum." dediğimde Nazlı kafasını sallayıp önüne döndü. Aslında Nazlı'ya söylesem Ali'yi kesin parçalardı. Ali'ye öldürücü bakışlar atarken kafasıyla içeriyi işaret etti.

"İzninizle" diyip ayağa kalktı.

"Dışarı mı çıkıyorsun?" Haluk abi Ali'ye soru sorduğunda Ali birkaç saniye hava baktı.

"Yok yatıcam . Size iyi geceler" dedikten sonra içeriye doğru yürüdü. Gitsem mi ki? Selin bak canım kesinlikle gitmeyeceksin.! Ama çağırdı.? Gitmemen lazım. Derken kendimi ayakta buldum.

"Şey izninizle bende kalkabilirmiyim?" Annemin onaylı bakışlarını aldıktan sonra içeri girdim. Merdivenlerden çıkıp Ali'nin odasının kapısına geldim. Kapıya iki kere tıklatıp içeri girdim. O tekmenin hesabı da sorulacaktı. Komodininden telefonu alırken bana döndü.

"Kapıyı kapat" kapıyı yavaş bir şekilde örttükten sonra çocuğun arkadan profiline baktım. Aslında çocuk yakışıklı denebilecek bir çocuktu. Özellikle mavi gömlek giydiğinde mavi gözleri öne çıkıyordu. Gittiği her ortamda dikkat çekebilecek bir potansiyele sahipti.

"Ne diye ayağıma tekme atıyorsun?" dediğimde güldü. Yatağa uzandı . Ellerini kafasının altında birleştirerek bana bakmaya başladı.

"Sen ne diye bana bakıyorsun kezo?" Cümleyi idrak eder etmez kaşlarımı çattım.

"Sensin kezo. Erkek kezosu. Ne bakacağım be ben sana . ? Şu tipe bak Allah'ını kaybetmiş peygamberini arıyor." dediğimde sırıttı . Yataktan kalkıp bana doğru ilerledi.

"Hala cennet mahallesi , hala kezoluk. Bi bitmediniz " gözlerimi devirdim. Gözleri yakından daha maviydi. Parfümünün kokusu da mükemmeldi.

"Neden çağırdın?"

"Bakıyım dedim gelecek mi? Ki yanılmamışım . Kendi kendime iddiaya girmiştim" dediğinde güldüm.

"Yalnızsın. Kendi kendine iddiaya girecek kadar yalnızsın " dediğimde kapıya vuruldu.

"Ali'cim müsaitsen birşey konuşacağım?" annem ? Beni burada görürse işin bitti Selin. Artık helvamı yerler. Ali'ye döndüğümde çok paniklemişim olacağım ki bana bakıyordu.

"Kapıyı açarsam n'olacağını az çok tahmin ediyorsundur. "

"Hayır müsait değilim falan de. Beni burada görürse başım belaya girer." dediğimde sırıttı.

"Aslında biliyormusun ? Kezban öpücüğünü hep merak etmişimdir" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Anlamadım?"

"Ya beni öpersin ya da o kapı açılır demek." gözlerimi pörtleterek ona baktım.

"Asla"

"Tamam o zaman biricik anneciğin birazdan içeri girecek hazır mısın?" kafamı iki yana salladım. Ciddi olamazdı değil mi ? Onu öpemezdim.

"Gire..." cümlesini tamamlamasına izin vermeden dudaklarına yapıştım.