SENİ KENDİME SAKLADIM [AlSel]

SENİ KENDİME SAKLADIM 31.BÖLÜM"SABIR"

"Hayatta olmaz" dedi ayağına bakarken. "Parmak arası terlik işi bana ters" terlikleri kenara fırlattı.

"Beni mi kıracaksın Ali?" Birkaç saniye bana baktıktan sonra oflayarak terlikleri fırlattığı yerden gidip alıp ayağına geçirdi.

"Bak seni kıracağıma kafamı kırarım daha iyi Selin'cim" gülümsedim. Sahille ev arasında pek bir mesafe yoktu o yüzden yürüyerek gidecektik.

"Çok yakıştı" dedim inadına. "Pembesinide alalım" dediğimde Ali direk kafasını bana çevirip şaşkınca bana baktı. Alt dudağımı ısırarak gülmemi engelledim.

"Pembe?" kaşları çatık bir şekilde bana bakmaya devam etti. "Bildiğimiz pembe? Hani şu şeker gibi rengi olan?" başımı salladım.

"Ta kendisi" tuhaf tuhaf bana baktıktan sonra önüne döndü. "İstersen mor da olabilir"

"Gerek yok" omuz silktim. Alacaktım. Kumlar gözükmeye başlamıştı.

"Ali?" dediğimde tuhaf bir yüz haliyle bana baktı.

"Efendim Selin?" sırıttım.

"Beni sırtına alsana , ayağım ağrıdı" başını sallayarak gülümsedi.

"Ayağın kopsun"

"Efendim ? Efendim?" dedim duymamış gibi , onu sinir etmek çok eğlenceliydi. Ama gayette duymuştum ne dediğini.

"Durduğun kabahat diyorum" gülümsedi. "Gel hadi" dediğinde yer eğildi.

...

"Selin'cim" dedi nefes nefese kalırken. "Sen biraz kilo mu aldın?" ellerimi boynuna doladım.

"Ne?" dedim şaşırmış gibi yaparak. "Kilomu almışım? Allah'ım depresyonlara gireceğim şimdi" boynunu iyice sıktım.

"Yok , yok girme hiç bir yere" paniklemişti. " Şu halin çekilmiyor zaten" homurdandı.

"Ne? Ne demek vinç bile çekemez beni? " sırıttım. Ali görmediği için bir sorun yoktu. "O kadar mı ağırım , ölmek istiyorum"

"Yok , güzelim öyle birşey demedim. Hem benim güçlü , kaslı kollarım seni taşır"

"Yani ağırım" dediğimde Ali eğilip benimde yere inmemi sağladı. Hala parmak arası terliklere alışamamıştı.

"Değilsin , ben güçlü kaslı kollarımı övmek için öyle söyledim" kıvırma çabalarına ne kadar kahkaha atmak istesemde , ciddi bir şekilde ona baktım.

"Ağırım işte , taşıyamadın bile beni" dedim huysuz bir şekilde. Sabır dilenircesine gökyüzüne baktı.

"Ben varya.." dedi kendini gösterdi. "Seni burdan bizim eve kadar kucağımda taşırım , hatta tüm buraları tavaf ettiririm" tek kaşımı kaldırdım.

"Tamam o zaman , hadi" dediğimde ağzı açık bir şekilde bana baktı . "Laf değil icraat!" dedim eğilmesini belirten bir hareket yaparken.

...

Yüzündeki teri sildim.

"Yorulmadın değil mi?" dedim yapmacık bir şekilde. Yorulduğunu bin kilometre öteden bile anlaşılabilirdi.

"Yorulmam ben , sen yeterki iste" gülümsedim. Demek bu kadar kazanmak istiyorsun bu oyunu ha , Ali?

"Bırak beni, ayağımı uyuşturdun . Çok sallanıyorsun" gözlerini kısarak bana baktı. Belimde el hissetmeyince , popomda bir acı hissettim. Beni bırakmıştı, kendini de kumlara atmıştı.

"Hayvan" dedim popomu tutarken. "Acıdı"

"Güzelim" dedi nefesini düzene sokmaya çalışırken . "Bırak dedin indir demedin ki"

"Ben dedikten sonra ne anlamı kalır?" kafasını kaldırıp bana 'sen ciddimisin' bakışını attı.

"Bana aşık oldun mu?" diye pat diye sorduğunda mal gibi ona baktım.

"Olmadım" gülümsedim. "Sen?" kafasını iki yana salladı. "Hadi oyun oynayalım"

"Ne oyunu?" hala nefesi düzene girmemişti.

"Tek ayak üzerinde durma oyunu dedim" sırıtırken. "İlk sen duracaksın , tam on dakika"

"Şaka?" kahkaha attı. Sırıtmam iyice yüzüme yayıldı. "Oynarsam bana aşık olacak mısın?" dudaklarımı büzdüm.

"Kim bilebilir"

...

"Dayan aslanım dayan" dedim kronometredeki saati tekrar değiştirirken. On dakikayı geçeli bayağı olmuştu , ama tabiki Ali sürünsün diye söylememiştim.

"Selin" nefes aldı. "Senin kronometren yanlış olabilir mi? On dakikadan fazla duruyorum gibi geldi de?" kafamı iki yana salladım.

"Sen bana güvenmiyor musun Ali? Olduysa söylerim" alt dudağımı sarkıttım.

"Güveniyorum" tekrar nefes aldı. "Güveniyorum güzelim " gülümsedim. Bu kadar yeterdi herhalde. Ali bayağı dayanıklıydı , birkaç kere ayağı yere değmişti sadece.

"Bitti" dedim sanki yeni bitmiş gibi. Derin bir nefes alıp kendini yere bıraktı. "Ali?" dedim sinsice. Kafasını kaldırıp bana küçük emrah bakışları attı.

"Efendim Selin'cim?"

"Bana su alır mısın?" yavaşça doğrularak ayağa kalktı.

"Su?" kafamı salladım. "Güzelim ben sana tüm denizi sermişim , suda neymiş?" gülümsedi.

"Ya çok tatlısın sen" dedim sırıtırken.

"Şimdi bana aşık oldun mu?" dedi hevesle.

"Hayır" diye yapıştırdım. "Şimdi bana su al" derin bir 'of' çekip yanımdan ayrıldı. Bu iş gerçekten zevkliydi. Biraz daha ileri gitsem? Nihahaha yaşasın kötülük. Önümden geçen ayaklı baklavaya baktım.
"Yavrum , hepsi senin mi?" dediğimde tuhaf bir şekilde bana bakarken gülümseyip yanıma oturdu.

"Yok güzelim , istersen sanada verebilirim" şirince gülümsedim. "Böyle bi güzelliği burada ilk kez görüyorum da adın ne?"

"Selin ben"

"Bende Demir"

"Bende Ali , hayırdır toplu tanışma töreni mi var?" dediğinde kahkahamı tutamamıştım.

"Birader bir sorun mu var?" dedi adının Demir olduğunu öğrendiğim çocuk. Ali'den biraz iriydi . Karşılaştırmak gibi olmasın ama Ali'yi çok rahat benzetebilirdi.

"Ben burada senden başka bir sorun göremiyorum. İri .., yapılı... , kaslı çocuk.." derken son kelimeleri çok tuhaf bir şekilde söylemişti. Korkmuşmuydu hadi ama?

"Güzelim" dedi Demir bana dönerken. "Tanıyor musun bu veledi?" velet? Kafamı iki yana salladım.

"İlk kez görüyorum , arkadaşım kimsin sen?" Ali bön bön bana bakarken gülmemeye yeminlemiştim kendimi. Kaslı çocuğumuz Demir yerinden kalkarken içimden bir ses birazdan burada güzel şeyler olmayacağını söylüyordu.

"Ne demek kimsin sen? Selin!" kaslı çocuğumuz Demir Ali'ye bir kafa çakarken olduğum yerden çığlık atıp ayağa kalktım.

...

"Ali kıpırdama!" diye bağırdığımda buzu gözüne yavaşça değdirdim. Tekrar yerinden fırladı. "Ya Ali!"

"Lan Selin! Ulan Selin! Ah" buzu tekrar gözüne değdirdim. Gözünün tamamı mosmor olmuştu. Hani Ali'yi çok rahat benzetirdi demiştim ya işte bayağı da benzetti.

"Çok acıyor mu?" tabiki de acıyordu Selin. Salak salak konuşma.

"Çok değil" dedi buzu aradan çekerken. "Öpersen geçer belki" göz kırptı.

"Kapat gözünü" dediğimde inleye inleye gözünü kapattı. Yavaşça yaklaşıp , öptüm ve geri çekildim. "Geçtimi?" gözlerini açtı

"Evet geçti" yalancı demek istesemde gülümsedim. "Şimdi bana aşık oldun mu? Senin için dayak bile yedim?" kahkaha attım.

"Hayır"

Bu bölümüde favori bölümüm ilan ediyorum :Dd yazarken çok eğlendim. İyi günler :))))))))