10. Bölüm - |Cosmos|

9.4K 783 186
                                    


Keyifli okumalar dilerim! <3

***************

Çınar'ın söyledikleri aklımda sürekli tekrarlanıyordu. Babamı tanımıyordum ve bu tanımadığım, benim için önemsiz şahıs melez olmama neden olmuştu. Ve Çınar'ın beni bulmasını...Açelya'ya gelmemin sebebi en başından beri babamdı. Bir tesadüf değildi. Öyleyse yıllar önce bizi terk eden adam gerçekte kimdi?

Çınar'a bu soruyu sorduğumda cevaplamamayı tercih etti. Ona kızamadım bile. Tuhaf hissediyordum ve bu hislerim arasına kızgınlığı bir türlü sokamıyordum. Daha çok şaşkınlık vardı. Bir de Çınar'la olan aşkımızın bu şekilde başladığını öğrenmek beni biraz üzmüştü. Çınar'dan öğrendiğim son şey, arabadaki diğer adamların Açelya'nın kurucularından olan adamın görevlendirdiği kişiler olduğuydu. Bizi kendisine ulaştırmak için seçtikleri adamlara karşı hala sempati duyamıyordum. Bana sanki onların düşmanıymışım gibi bakıyorlardı. Ve kalp atışlarım her hızlandığında kalbimin hemen yanında minik bir taş olduğu aklıma geliyordu. Yıllarca varlığından bihaber olduğum, kral için ciddi anlamda önem taşıyan bir taş. Ve bunun sadece kral için önem taşımadığına da emindim. Acaba bu elementten başka kimler haberdardı? Sadece ben de mi vardı? Sahra bana sürekli sıradan olduğumu söylediğine göre onun haberi yoktu.

Çınar benden biraz uzakta ayakta dikilmiş, düşünceli bakışlarını karavanın penceresinden kararmış olan dışarıya yöneltmişti. Elinde bir dal sigara vardı. Pek içmezdi, içiyorsa düşüncelerinden kendini uzaklaştırmaya çalıştığı anlamına geliyordu. Göz ucuyla ona baktığımı fark ettiğini biliyordum. Kısacık bir an çenesi seyirdi, sonra bana döndü. Bakışlarında küçük bir öfke vardı. Ama bu öfke sanki daha çok kendineydi. Söylediklerini gizli tutsaydı daha huzurlu olacağına emindim. Ama benden daha ne kadar saklayabilirdi ki? Yaklaşık iki buçuk yıldır buradaydım sonuçta.

Derin bir nefes almaya çalıştım. Şoför dışındaki üç adam da kıvrılıp uyumuşlardı. Birinin sinir bozucu horlamasını umursamamaya çalışırken "Müdire biliyor muydu?" diye sordum.

Çınar bakışlarını tekrar bana kaydırmıştı. Donuk suratına tuhaf tuhaf bakarken, "Melez olduğumu yani." diye devam ettim.

Omuz silkti. "Biliyorsa ne olmuş?"

Bakışlarım yere indi. İçimi tekrar hüzün kapladı. "Demek bu yüzden benden nefret ediyordu. O senin hep çok güçlü, yenilmez bir adam olmanı istedi değil mi? Yapbozun çoğunu tamamladı. Bir parça dışında. Bendeki element...Projesini tamamlayamadı."

Çınar hiç beklemediğim bir anda "Ben proje değilim!" diye kükredi ve sigarasını yere atıp ayağıyla üstünü çiğnedi. Öfkeli suratı benim oturduğum koltukla birleşmemi sağlarken kendime hakim olamadım ve devam ettim. "O element için beni öldürmeni en çok o isterdi."

"Duru kes artık şunu! Zaten sana bunu anlattığım için yeterince pişmanım. Bir de söylenip durma!"

Adamların zaten bir süre önce uyandıklarını biliyordum. Ama karışmak istemedikleri için uyuyor taklidi yaptıklarına artık emin olmuştum. Düşüncelerimi tekrar Çınar üzerinde yoğunlaştırmaya çalışırken dudağımı ısırdım. Beni azarlamasından nefret ediyordum.

"Öyle ama değil mi? Müdire o yüzden beni sevmiyordu. Falcı ise ilk geldiğimde dengeleri değiştirecek kişi olduğumdan bahsetmişti. Bunu aşkımızdan dolayı söylediğini sanmıştım ama meğer element..."

"Sana gerçeği söyleyen aklıma tüküreyim Duru! Kes artık sesini, sus! Sana olan aşkımı küçümsemeni kaldıramıyorum!"

AÇELYA IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin