2. Bölüm - |Rehber|

12.2K 995 237
                                    

Keyifli okumalar dilerim! Bölüme oy vererek okumaya başlayabilirsiniz. :) <3

****************

Zachary üçlü koltukta uyumuştu. Sabah da erkenden üniversiteye gitmesi gerekmişti. Kraldan dolayı torpilliydi ama yine de normalde giremeyeceği bir üniversite olduğu için kayıt işlemleri onun için daha uzun olacaktı.

Valizime katlayarak koymadığım kıyafetlerim buruş buruş çıkmıştı ama ütüleyecek halde değildim. Dün geceki Arlyn tehlikesini üzerimden atamıyordum. Üstelik tehlike sadece yüzünü göstermişti. Ne kadar güçlü bir düşman olduğunu hala bilmiyordum. Belki de adamlarıyla gelmişti. Amacı Çınar'ı mahvetmek olsa da yine de peşinde olduğu bendim. Ama Çınar tamamen elindeyken neden onun işini orada bitirmemişti ki o zaman? Belki de Çınar'ın ortadan kaybolması tüm Açelya'yı ayağı kaldırırdı ve Çınar'ın Arlyn'in elinde olduğu öğrenilirse bu iki ülke için de savaş demekti ve savaşı büyük bir zaferle Açelya kazanırdı.

  Bunu Çınar'a anlatıp anlatmamak konusunda hala kafamda şüphelerim vardı. Zaten bir ton işle uğraşıyordu ve bir de benim yüzümden Arlyn'le uğraşmasını pek istemiyordum. Öte yandan Arlyn'in kirli düşünceleri nedeniyle can güvenliğim eksilere inmişti. Arlyn Müdire zamanında VIP üçüncü birim olabilirdi, ama Çınar'la konuşursam belki de onu sıfırıncı birime çekebilirdi. Gerçi Açelya'da sıfırıncı birim olarak kalacağına kendi ülkesindeki yönetimine devam ederdi. Ama o ülkede yönetim sadece onda değildi. Üç kişi yönetimi ortak paylaşıyordu ve anladığım kadarıyla yönetimde tek olmak istiyordu. Ve en güçlü ülkenin yönetiminin başında olmak...

İnce, gri bir eşofman altı ve koyu mor rengindeki sıfır kollu ince bir üst giymiştim. Siyah spor ayakkabılarımla da hayli zevksiz gözüküyordum. Ah, gerçekten de kralla çıkıyormuş gibi gözükmüyordum. Ama bu bendim işte, rahat kıyafetler giymeyi seviyordum.

Saat dokuza geliyordu ve kralımın soyadını alan üniversiteye ilk günden geç gitmek istemiyordum. Kapıdan hızla çıkarken karşımda Arlyn'i tekrar görmekten korktuğumu biliyordum. En azından Çınar'ı görene kadar o adamla karşılaşmamak için dua etmeye başlamıştım bile...

***************

Beyaz ve eski ama büyüleyici duran heykellerle etrafı donatılmış beyaz üniversitenin bahçesinde yaklaşık elli kişi vardı. Her öğrenciye bir rehber eşlik ediyordu ve bu mantıkla yaklaşık yirmi beş kişi öğrenci olarak buradaydı. Tüm üçüncü birimler birden alınmıyordu, bugün saat saat üçüncü birimler alınacaktı ve ben ilk grupta yer alıyordum. Üniversiteye ulaşır ulaşmaz bir rehberin yanıma gelmesini beklemeye başlamıştım bile. Az ileride Sahra'yı genç bir rehberle konuşurken görebiliyordum. Onunla değil aynı üniversitede, aynı ortamda bulunmak bile istemiyordum. Huysuz bakışlarım şımarık sarışına odaklanırken hemen arkamda "Rehberin kabul edersen ben olmak isterim." diye bir ses duydum. Bu Çınar'dan başkası değildi.

Simsiyah takım elbise giymişti ve geriye doğru özenle taranmış kumral saçlarıyla resmi görüntüsünü arttırmıştı. Yakışıklı yüzündeki uykusuzluk fark edilebiliyordu. Ama enerjik olmaya çalışır gibi bir hali vardı. Özellikle göz altları koyulaşmış ve biraz şişmişti. Beş yaş daha yaşlı görünüyordu. Daha yeni kral olmasına rağmen...

Ona gülümsedim. "Bu isteğinizi geri çevirmem majesteleri."

Elimi tuttu ve birçok meraklı bakış altında üniversitenin içine girdik. Girmeden önce Sahra'nın takma kirpiklerinin altındaki gözleriyle göz göze gelmiştik ve bir an yaşadığım tüm kötü şeyleri unutup ona gıcık bir tavırla göz kırpmıştım.

AÇELYA IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin