48

218 38 10
                                    

Sabah gözlerimi aralamam zor olmuştu. İlk gördüğüm şey olan çalar saate baktım. Saat 10 olmuştu. Niall yanımda değildi. Banyodan gelen su seslerine bakarsak duş alıyor olmalıydı. Yatakta yokluğundan yararlanarak iyice yayıldım. Örtüyü üzerimden sıyırdım. Akşam, Liam ile konuşmaya karar vermiştim. Yani nede olsa Niall bana güveniyordu. Artık herşeyi açıklığa getirmeliydik. Doğruldum. Kenardan telefonumu elime aldım. Ve on kez arayıpta ulaşamayan Sel i aradım.

"Günaydın"dedim neşeli sesimle. Ama Sel anında bana çıkışmaya başladı.
"Kızım neredesin sen? Hadi akşam gelmezsin anlarızda sabah? Annemi Iggy ni annesini aramaktan zor vaz geçirdim.!!"

"Tamam sakin ol. Özür di-"derken Niall banyodan çıktı. Pantolonunu giymişti. Ama üstsüzdü.Vücudu hatırladığımdan daha...mükemmeldi işte. Özellikle de ıslakken daha nefes kesici görünüyordu. Göz göze geldiğimizde Niall ukalaca gülümsedi. Ve saçını kurulamaya çalıştığı havluyu kenara fırlattı. Bana doğru yürümeye başladığında kalbim çıkacak gibi olmuştu.

"Sel seni sonra ararım"diye mırıldandım gözlerinin içine bakarken. Sel ben telefonu kapatmaya çalışırken bir şeyler söylemişti ama duymamıştım. Hipnotize olmuştum. Niall yatağa çıktı. Bana olabildiğince yaklaşıp kendini yumruk yaptığı elleri ile destekledi. Bir eliyle telefonumu elimden aldı. Sel in aramasını reddetti. Soluklarım gürültülü bir hal almıştı. Kekeleyecekmiş gibi oluyordum ama konuşamıyordum. Telefonu kenara koydu. Bu sırada sürekli gözlerimin içine bakıyordu.

"Ailem gitti Lovato. Bakalım şimdi benden nasıl kurtulacaksın"dedi yaklaşmaya devam ederken. Kurtulmak istemiyordum. Asla! Niall ın dudaklarının dudaklarıma değdiği an telefonum tekrar çaldı. Gözlerimi devirip telefonu elime aldım ve açtım.

"Ne var Sel?!"diye sordum sinirle. Bu güzel anı bozmak zorunda mıydı?
"Atar yapma hemen! Liam geldi. Seninle konuşmak istiyor. Yüz yüze"dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Zamanlamaları cidden mükemmeldi. Neydi bu şimdi? İki ay sonra beyefendi ortaya çıkmaya mı karar vermişti?! Korkuyla Niall a baktım.
"Bende geliyorum"dedi Niall. Ayağa kalktım. Kurumuş olan giysilerimi aldım ve giyinmeye başladım.

"Olmaz. Yorulursun. Arabanı alabilir miyim?"

"Demi bununla kendi başına mı yüzleşeceksin?"

"Sel de orada Niall. Gelmene izin veremem."dedim ve telefonumuda alıp cebime koydum. Niall başını salladı. Ve bana arabasının anahtarını attı. Odadan çıktım. Ve kafamı tekrar içeriye uzattım.

"Hey!"diye seslendim. Niall bana döndü. Burkulmuş bakıyordu. "Seni seviyorum İrlandalı" dedim gülümseyerek. O da gülümseyerek karşılık verdi. "Bende seni seviyorum"

***

Dünya üzerindeki en pislik kişi kim sorusunun cevabını buldum deseydim bana inanır mıydınız? İnanamalısınız. O kişi Liam dı. Ama bir yandan da dünyanın en çekici erkeklerinden olduğunu kabul etmem gerekiyordu. Kapıyı vurdum. Sel saniyeler sonra kapıyı açtı.

"Nerede o pislik"diye sordum öfkeden köpürürken. Sel geçmem için yolu açtı. İçeriye daldım. Liam arka bahçenin kapısının önünde dikiliyordu. Oradan sanki hiçbirşey yapmamış gibi bakıyordu. Hatta gülümsedi. Elini kaldırdı.

"Buradayım"dedi amaçsızca sırıtırken.
"Sel bizi yanlız bırakır mısın?"

"Ama Demi-"

"Sel!"diye bağırdım. Normalde üste çıkıp bana bağırıp çağırabilecek olam Selena bu kez durumun hassasiyetini farkına vararak odasına çıkmıştı. Telefonumu çıkarıp kenara bıraktım.
"Şey uzun süredir ortalarda yoktum biliyorum. Çocuklar ile aramda iyice bozuldu. Ve-"

"Ah ne yaptığını bilmiyormuş gibi konuşma Payne! Me cesaretle buraya geldin?!"diye sordum sesimi olabildiğince yükselterek. Kollarımı birbirine dolayıp ciddi görünmeye çalıştım.

"Tamam peki. Herşeyi belli ki biliyorsun zaten. Ben buraya özür dilemeye geldim Demi. Ve şimdi de gideceğim çünkü affetmeyeceğini biliyorum. Sadece bil istedim. Yani üzgün olduğumu"

                     ***

Beş dakika bile sürmeyen bir konuşma için Liam beni buraya getirtmişti. Biraz kafa yorduktan sonra amacının sadece beni Niall dan ayrı tutmak olduğunu anlayabilmiştim. Pislik. Ama bunu başaramayacaktı. Bizi tekrar ayıramazdı. Sel Zayn i arayıp davet etmişti. Ve gelirken Niall ı da getirmesini söylemişti. Ama Zayn sadece Niall ile kalmayıp yanında birkaç kişi daha getirmişti. Iggy, miley, Lou, Harry ve adını bilmediğim altı insan daha. Belli ki Ben hariç herkes onları tanıyordu. Küçük buluşmamız birden bir partiye dönüşmüştü. Kontrol edememiştik. Gelenler arkadaşlarına onlarda arkadaşlarına haber vermişti. Sanırım yirmi-otuz kişiye ulaşmıştık. Havuza tanımadığımız insanlar giriyor, yemeklerimizi yiyorlardı. Bu sırada biz Niall ile odama çıkıyorduk. Bir saattir bu hengame ile uğraşmaktan bıkmıştım. Üstelik Niall bana yardımcı olurken çok yorulmuştu. Odama önden girdi ve benim arkamdan kapıyı kapadı.

"Liam ile ne konuştunuz peki?"diye sordu Niall ben yatağıma otururken.

"Ah amacı beni yanından ayırmaktı o kadar. Beş dakika bile sürmedi. Özür diledikten hemen sonra
Çekip gitti."

"Tuhaf"diye mırıldandı Niall. Ayak ucuma oturdu.   Yaklaştı. "Diğer konuda....nerede kalmıştık?"diye sordu. Ve daha da yaklaşarak elini yanağıma yerleştirdi. Evet! Tam olarak burada kalmıştık. Dudaklarının değeceği an gözlerimi kapatmıştım ki kapı açıldı. Ve Harry içeriye daldı. Elinde nereden geldiğini bilmediğim bir pizza dilimi vardı.

"Çocuklar! Demetria ben tuvaleti arıyordum"dedi sarhoşmuş gibi. Ama değildi elbette. Niall benden önce konuştu. "Gördüğün gibi burası değil Harry!". Harry başını salladı.

"Şey o zaman şu pizza dilimini buraya bırakıyorum belki biriniz iste-". Niall ona kuvvetli bir şekilde yastık fırlattı. Harry koşarak odadan çıktı. Yine biri bizi bozmuştu. Güldüm. Ayağa kalktım ve odamın kapısını kapatım kilitledim. Döndüğümde Niall yanımdaydı ve tekrar yanaklarımdan tutup dudaklarıma yapıştı. Başımı kendisine çekmeye çalışıyordu. Kollarımı sırtına dolayarak karşılık vermeye başladım. Niall saniyeler sonra ellerini belime indirdi ve hızla siyah tişörtümü çıkardı. Beni kucaklayıp yatağa yatırdığında kendi gömleğinin düğmelerini tek seferde açtı. Ve gömleğini üzerinden sıyırıp beni öpmeye devam etti. Bir yandan da mükemmel bir görsel şölen sunuyordu tabi. Bacaklarımdan tutup çekti ve beni kendine daha da yapıştırdı. Yavaşça boynuma indi. Minik öpücükler bırakmaya başladı. Otomatikman parmaklarımı sarı saçlarının arasına daldırdım ve başını boynuma bastırdım. Dudaklarını önce köprücük kemiğime, oradanda göğüslerimin açıktaki kısmına götürdü. Karnımdaki kelebekler o kadar hızlı uçuşuyordu ki midem bulanacak gibi oluyordum. Ve Niall göğüslerime öpücükler bırakmaya devam ediyordu. Tekrar dudaklarıma çıktı. Dilini ağızımda dolandırdıktan ve dudaklarımı ısırıp çekiştirdikten sonra geri basıp anlıma bir öpücük kondurdu. Yanıma yattı. Kolunu boynumdan geçirip sıkıca beni kendine çekti. Elimi çıplak vücuduna koydum.

"Bunun bir rüya olduğunu düşünmeye başlıyorum"dedim sırıtarak. Niall beni sıktı. Yan döndü. Ve boynumda olan elini başıma koydu. Diğer elini ise yine belime yerleştirdi. Başımı göğüsüne gömmemi sağladı ki rahat bir pozisyondu.

"Biliyoru musun Demi, en güzel rüyalar, uyanık iken görülür derler."diye fısıldadı Niall. Başımı kaldırdım. Ve onu boynundan öptükten sonra tekrar pozisyonumu aldım.

ŞİMDİ SİZE BİR ŞEY SORMAK İSTİYORUM. BİR YANDAN Bİ KURGU DAHA YAZACAĞIM. DİALL FANFİC Mİ OLMALI, SADECE NİALL FANFİC Mİ?

BİLEMİYORUM BELKİ DE VAZ GEÇERİM. VERECEĞİNİZ CEVAPLAR BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ LÜTFEN YAZIN

AH VE YENİ KAPAĞIMIZ NASIL ? @lovenialldemi ye kocaman teşekkürler!!!

Without The Love  •» diall + zaylena {tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin