Millet bu bölüme STORY OF MY LİFE ın çok güzel olacağını düşündüm. Dinleyerek okuyun
3 hafta sonra
Konuşmamı yapmam için adım okunduğunda kalbim çıkacak gibi olmuştu. Sahneye bakan o büyük kalabalığın içinde bulunmak kolaydı. Ama az sonra karşılarına çıkıp bir konuşma yapacak olmak...korkutucuydu. Özellikle de Niall veliler bölümünde, bay ve bayan gomez in yanında oturup beni izlerken zor olacaktı. Derin bir nefes aldım. Ve ayağa kalkarak yürümeye başladım. Gözler beni takip ediyordu. Ve Liam onda orada olduğunu bilmek canımı sıkıyordu. Sahneye çıktım. Müdür Marcus un elini sıktım ve kürsüye geçtim. Deri bir nefes aldım.
"Mezun arkadaşlarım, değerli aileleri ve öğretim görevlileri. Günaydın. Bu gün karşınızda olmak benim için bir onur. Ve evet. Yine konuşmayı ben yapıyorum. Hepimiz bizi hiçbir şey artık deviremeyecek gibi görüyoruz. sanırım ölümsüz olduğumuzu sanıyoruz.Öyle de hissetmeliyiz bu gün. Mezun oluyoruz. Ama okulda geçen kısacık üç yılımız hatta benim bir dönemim gibi, hayatımızı, anılarımızı ve parçalarını değerli kılan şey sonsuza dek sürmeyecek olması. Hayat sona erdiği için çok kıymetli. Artık daha iyi biliyorum. Bu özel günde zamanın bir şans olduğunu hepinize hatırlatmak istiyorum. Kendi hayatınızı başkasının hayatını yaşayarak harcamayın. Ona anlam katın. Anılar oluşturun. Önem verdikleriniz için savaşın. Ne olursa olsun! Beklediğimiz gibi olmasada sonuç, daha iyi başka nasıl yaşanır? Hayatınızın kıymetini bilin. Ve onu olabildiğince güzelleştirin. Sevdiğiniz insanlar ile. Bana harika bir dönem yaşattınız. Hepinizi seviyorum ve gelecek hayatınızda başarılar diliyorum". Ve konuşmamı beklemediğim kadar büyük bir alkış tufanı ile bitirdim. Bay Marcus bana diplomamı uzattı. Ve herkes diploması için sıraya girdi. Sahneden koşarak indim. Sel e, ardından da Zayn e sarıldım. Ve Niall ın kucağına atlamak için koşarken adımı seslenen biri beni durdurdu.
"Bayan Lovato?"dedi bir kadın. Esmer, uzun boylu, orta yaşlı bir kadındı. Yanında da zenci bir adam vardı. Oldukça ciddi görünüyorlardı. Tanrım! Yoksa Juilliard ın temsilcileri miydi bunlar?
"Evet benim"dedim sakinleşmeye ve heyecanımı belli etmemeye çalışarak."Biz Juilliard dan geliyoruz."dedi kadın. Bana bir dosya uzattı. Dosyayı açtım. Ve içindeki kağıdı ben daha okumadan kadın atıldı.
"Kabul kağıdı. Bayan Lovato size burs vermekten onur duyarız. Dosyada istediğiniz güne erteleyebileceğiniz iki kişilik uçak biletiniz de var. Yurt odanız ise hazır. Sizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız"dedi kadın. Ve ben daha şokumu atlatıp bir şeyler söyleyemeden gözden kayboldu. Burs! Burs! Bu...hem harika hem de berbattı. Niall ile olan üniversite planlarımı tamamen bozmuştu. Ben o planları bursu zaten alamayacağımı düşünerek hazırlamıştım. Planlarım berbat olmuştu yani. Ama hayır. Gitmeyecektim. Onunla henüz kavuşmuştuk. Tekrar bırakmaya hiç niyetim yoktu. Niall ın yanına yürüdüm. Ve herşey normalmiş gibi büyük bir mutluluk ile ona sarıldım. Ama Niall ın kollarını sırtımda hissetmemiştim."O zarf nedir?"diye sordu zarfı işaret ederek.
"Resim yarışmasının ayrı bir ödülü"diye kıvırdım. Niall yüzüme bile bakmıyordu. "Sen iyi misin?"
"Ben şey...konuşabilir miyiz? Daha sessiz bir yerde". Başımı salladım ve onu takip etmeye başladım. Korkuyordum. Yine Liam birşey mi demişti acaba? Hayır. Onu bu kadar umursamazdı. Ters şeyler dönüyordu. Gürültüden uzak bir yerde durduk. Hala okulun sınırları içerisindeydik.
"Neler oluyor?"diye sordum kollarımı dolayarak. Niall bir elini cebine koydu. Ve diğer elini ensesine yerleştirdi."Bak Demi...ben dün, Bay Jerry ile uzunca konuştum. Ve ona bir söz verdim. Seni asla incitmeyeceğime dair. Bir daha asla. Sonra konuşman...seni daha önce binlerce kere incittiğimi hatırlattı bana. Selena nın slaytı...çoğu bizim kavgalarımızla doluydu. Senin cidden canını yakmıştım. V-ve ben bir karar verdim. Daha fazla incinmemen için senden uzak duracağım"dedi Niall. Gözlerim dolmuştu. Benden ayrılıyor muydu yani? Basbaya benden ayrılıyordu.
"Niall ha-"
"Demi! Bunu sana yapmayacağım! Bay Jerry haklı! Sel de öyle. Belki cidden Liam ı seçmeliydin". Niall belki de devam edecekti ama hıçkırarak atıldım.
"Amerika ya gidiyorum Niall! Bu dosya...Juilliard bursumun ayrıntılarını içeriyor!"diye bağırdım. Niall sonunda gözlerime baktı. Kalbimin ne kadar acıdını göremiyor muydu? Onunda gözleri dolmuştu. Ama ruhsuz konuşuyor gibiydi. Burnumu çektim.
"Sanırım bu ikimiz içinde daha iyi olacak"diye mırıldandı Niall.
Niall
Bunun ikimiz içinde zor olduğunu biliyordum. Özellikle de onun için. Ama başka çarem yoktu. Sonsuza kadar mutlu olmasını istiyordum. Ama biliyordum ki sonsuZa kadar mutlu olabileceği adam ben değildim. Liam olması fikri canımı yakıyordu. Onu bırakmak zorunda olmak ise kalbimi parçalıyordu. Yinede kararlıydım. Bunu onun için yapmalıydım. Amerika ya gitmesi ise iyi olacaktı. Ona iyi gelecekti. Beni unutmasını umuyordum. Ve onu unutamayacağımı biliyordum. Unutmak istemiyordum da. Yaşlı gözlerle bana öyle kırılmış bakıyordu ki gittikçe bu durum zorlaşıyordu. Bay Jerry haklıydı. Mutlu olmasının tek yolu bensiz olmasıydı. Bir kelime daha etmedi. Yalnızca ağlamaya devam etti. Hayat hikayem, ona umut verdim. Aşkını o içten içe kırılana kadar harcadım. Herşeyin suçlusu bendim. Yanağından tuttum. Ve onu kendime çekip olabildiğince sıkı bir şekilde sarıldım. Başımı saçlarına gömüp kokusunu içime çektim. Burnumdaki kemikler sızlayana kadar hemde. Taş kalpli olduğumu düşünecekti. Belki benden nefret edecekti. Ama sonunda mutlu olacaktı. Geri çekilerek dudaklarına bir öpücük kondurdum. Yumuşak bir öpücük. Kavun kokulu dudaklarının tadına doyamayacağım derecede baştan çıkarıcı bir öpücük. Beni en fazla onu özleyebileceğim derecenin yarısı kadar özleyebilirdi. Dudaklarımı dudaklarından çektiğimde gözleri kapalıydı. Son olarak avucuna bir yüzük tutuşturdum. Bu yüzüğü günler öncesinden ona vermek için almıştım. Gümüştü. Üzerinde yalnızca bir kelime süslü bir şekilde yazıyordu.
Daima
Ellerimi ondan çektim. Ve göz yaşları içinde arkamı sönüp hızla yürüdüm. Arabama bindiğimde ancak sesli bir şekilde onu sevdiğimi söyleyebilmiştim. Ağlarken onu sevdiğimi haykırmıştım. Hemde onlarca kere.
ACİL YORUM!!! BENİM İÇİN BU BÖLÜM ÇOK ÖNEMLİ BİR BÖLÜMDÜ. Ve yazarken hiç ağlamadığım kadar ağlamıştım :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without The Love •» diall + zaylena {tamamlandı}
Fanfiction"Baştan başlayabilir miyiz? Yabancılar olarak? Kendimi tanıtabilir miyim? Yeni anılar oluşturabilir miyiz Demi?"diye sordu uzunca. Tek kelime etmedim. O kadar burkulmuştum ki telafisinin imkansız olduğunu düşünüyordum. Niall başını aşağı yukarı sall...