Sessizlik

24K 807 104
                                    

Hiçbir şey söylemeden yavaşça çantamı alıp arabaya gittim. Canım yanmıştı.Sadece bileğimi değil kalbimi de acıtmıştı Cüneyt Bey'in yaptığı bu hareket.Arkadaki koltukta yerimi alırken Cüneyt Bey de öndeki koltuğa oturmuştu.

Yolculuğumuz boyunca kimseden tek kelime laf çıkmadı.

Şirkete geldiğimizde arabadan inince şoför de indi arabadan.Benim yaşlarımda birisi gibi duruyor.

"Ben Kaan.Sende yeni asistan İdil olmalısın." Dedi gülümseyerek.Samimi birine benziyor.

"Evet. Memnun oldum Kaan." Dedim zorla bir tebessüm ettim.

"Canın sıkkın gibi.Eğer anlatmak istersen bugün seni dinleyebilirim."

Gerçekten de birine anlatmaya ihtiyacım vardı ama bu Cüneytin şoförü olmamalıydı.

"Yok bir şeyim. Teşekürler teklifin için Kaan" dedim gülümseyerek.

"İDİL" Diye bağıran Cüneyt Bey'e döndüm. Sinirliydi çünkü ben Kaan la sohbet ederken o şirkete girmek için beni bekliyordu.

Azıcık koşturarak ona yetiştim ve arkamı dönüp Kaan'a el salladım.O da gülümsedi ve el sallayarak cevap verdi.Arkamı döndüğümde Cüneyt Bey'e çarptım.

"Vedalaşmanız bittiyse artık içeri girebilir miyiz? " diye sordu sinirle.

Yavaşça kafa salladım ve asansöre doğru yürümeye başladık .

CÜNEYT
Odamda oturmuş sabahki olanları düşünüyordum.

İdil beni PlayBoy'un teki sandı.
Zaten öyle değil miyim?Niye üzdü bu beni?
İç sesimi dinlemeyerek düşünmeye devam ettim. O hareketi yapmayacaktım.Resmen kızın bileklerini sıktım ya.Beni psikopat sanacak.

Peki ya otoparktaki olanlara ne demeli?Resmen flört ettiler karşımda Kaan ile İdil.Neyse şimdi İdil'e kendimi affettirmeliyim.

"İdil odama gelir misin?"

"Geliyorum. "

Kapı açıldı ve İdil yüzüme bakmadan önüme bir dosya koyup imzalamam gerektiğini söyledi.

Bir şey demeden imzaladım ama sonunda dayanamayıp konuştum.

"İdil bak sabah olanlar için üzgünüm.Ben sinirli bir yapıya sahibim. Genelde kimse bana senin kadar sinirli konuşmaz,konuşamaz.Ben de böyle bir tepki beklemediğimden canını yakıverdim.
Üzgünüm. "

Yavaşça başını kaldırıp gözlerime baktı ve sessizce "Sorun yok. " dedi.Zorla bir tebessüm yerleştirdi yüzüne ve odadan çıktı.

İDİL

"

İdil bak sabah olanlar için üzgünüm.Ben sinirli bir yapıya sahibim. Genelde kimse bana senin kadar sinirli konuşmaz,konuşamaz.Ben de böyle bir tepki beklemediğimden canını yakıverdim.
Üzgünüm. "

Beynimde Cüneytin söyledikleri dolaşıyor.
Kimse sana sinirli konuşamazmış .Çünkü etrafın seni goygoylayan insanlarla dolu da ondan.Salak adam bir de benim suçummuş gibi özür diliyor.Özrü kabahatından büyük dedikleri bu olsa gerek.

Bunların hiçbirini söyleyemedim tabii ki.
Neden?Çünkü patron o.Her zaman haklıdır (!).Özür diliyorsa kabul edeceksin.Ama daha o adamla uğraşmam.

Düşüncelere dalmışken mesainin bittiğini fark ettim ve çantamı alıp çıkışa yöneldim.Bu sefe Cüneyt e sormayacaktım çıkayım mı diye çünkü saat 18:00 resmen işim bitti.

Durağa geçip otobüs beklemeye başladım.

CÜNEYT
Beni bekleyen arabaya bindim.İdil'i görmedim inerken .Demek ki benimle karşılaşmamak için hemem çıkmış.Bu kızın bana böyle davranması canımı yakıyor. Susmasın bağırsın çağırsın.Sen kimsinde benim canımı yakıyorsun desin.Ama susmasın.Susmak en kötü ceza benim için.

Yanımda oturan Kaan'a

"İdil'le tanıştınız mı?" Diye sordum.

"Evet sabah tanıştık.Çok iyi,çok cana yakın birisi.Eminim iyi arkadaş oluruz.Hem sizi de mutlu eder personellerinizin aralarının iyi olması." Dedi gülerek

"Tabi tabi" dedim zorla ve sinirle.Çok samimiymiş.İyi arkadaşmış.

İDİL
Şunları da koyduk muu kahvaltı hazır.

Hayret bugün yanında bir kız olmadan iniyor Cüneyt Bey aşağı. Hemde çıplak da değil giyinmiş.Büyük gelişme.

"Günaydın" dedi sırıtarak Cüneyt

"Günaydın" dedim tepkisizce.Bu tavrım karşısında yüzü düştü be huysuca kahvaltıya oturdu.Ben de koltuğa oturup günlük programı sayım ona.

Kahvaltısı bitince masayı toparlamaya başladım. O da banyoya gitti. Döndüğünde sabahki keyfi tekrar gelmiş gibiydi.Ben masayı toplamaya devam ederken o da duvara yaslandı ve benimle muhabbet etmeye çalıştı.

"Eee İdil.Nasılsın?Alışabildin mi benimle çalışmaya?"

"İyiyim. Evet." Diye kısa cevaplar verdim. Çünkü onunla konuşmak istemiyordum .

Her şey yerleşince çantamı alıp kapıya yöneldim.

"Neden bana soğuk davranıyorsun?" Diyen Cüneyt Bey'e döndüm.

Hay Allah'ım yaa.Acaba nasıl bir samimiyet bekliyorsun.Sen benim patronumsun ben de senin asistanınım yani.

"Siz benim patronumsunuz. Arkadaşım,akrabam ya da sevgilim değil. Size ne kadar sıcak davranabilirim ki?"
Diye sordum dünkü sözlerini hatırlatarak.

Gözlerini yumup açtı ve bana yaklaştı.Bir kaç saniye baktıktan sonra iki elini yüzüme yerleştirdi.Ve "Beni böyle cezalandırma" diye fısıldadı.Biraz daha yaklaştı ve gözlerini kapattı burnu burnuma değiyordu.

"Ben,bana laf sokan İdil'i istiyorum.Yüzüme bile bakmayan İdil'i değil." Dedi.Nefesi dudaklarıma çarpıyordu.Beni öpmek üzere dudaklarıma yaklaştı.

Patron'um Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin