İDİL
"Senin babana ne oldu?"Cüneyt Bey'in sorduğu soru beynimi uyuşturdu adeta.Eski anılar geliverdi gözümün önüne.
"İdil?" Cüneyt Bey'in sesiyle tekrar ona döndüm
"Neden,ne oldu ki?"
"Gece,baba gitme diye sayıklıyordun."
"Hiç,hiç bir şey olmadı benim babama.Yurt dışında da onun için demişimdir ben öyle. "
diye bir yalan savurdum.Dolu gözlerime aldırmadan tebessüm ettim.Daha yeni tanıdığım bir adama sırlarımı veremezdim herhalde.Üstelik bu adam benim patronum.
"Peki. " dedi daha fazla üstüme gelmek istemediğinden.
Kahvaltımızı ettik,ben masayı topladım.Tam çıkacakken üstümdekileri fark ettim.
"Aaa Cüneyt Bey ben işe böyle gidemem."
"Niyeymiş o?"
"İşe,kafeye gider gibi mi gideyim?"
"Gel ne olacak,benim asistanım değil misin?Ben seni böyle beğeniyorum. "
Gülümsedim ve sırt çantamı alıp arabaya geçtik.Arkada otururken Kaan bana
"İdil,sabah seni göremedim.Ne ara geldin? "
"Iııı,şey ben erkenden geldim"
Cüneyt Bey'in gülüşünü bastırdığını görebiliyordum.
~~~~~~
Asansöre binerken Cüneyt Bey bana"Neden Kaan'a yalan söyledin? " diye sordu
Yutkundum "Ben..utandım" başımı biraz öne eğdim.
"Gece benimle evde yalnız kaldığından mı?"
Dedi alay eder bir sesle.Aaaayy,resmen adamın oyuncağı olduk. Evet ondan utandım canım!
"Ya Cüneyt Bey.." dedim sitemkar bir sesle
O sırada kapı açıldı ve biz de çıktık.
"Ne?" Diye konuşmayı devam ettirdi Cüneyt bey.
"Ya demeyin öyle işte." Dedim.Sonra kaçmak için hemen odama girdim.
İşimle ilgilenirken telefonumdan gelen sese baktım.Tanımadığım bir numaradan mesaj gelmiş.
"Bu akşam işin var mı?"
"Sen kimsin?"
"Kaan"
"Sen benim numaramı nerden buldun :)?"
"Buldum işte bir yerden. Ee akşam bir işin var mı? "
"Neden,ne oldu ki?"
"Sahilde biraz yürüyelim mi?"
"Bilmem..Olur :)"
Kaan'ın çok iyi birisi olduğuna bu mesajlardan sonra kanaat getirmiştim.Beni eğlendirmek için her şeyi deniyordu.
Koridorda telefonla dolaşırken sert bir şeye çarptım.
Karşımdaki hemen "Yolda telefonla yürürsen benim bedenime çarpmak kadar şanslı olmayabilirsin." Dedi.
Cüneyt Bey'in bu söyledikleri ikimizi de güldürmüştü.Tıpkı ilk karşılaşımız gibiydi .
"Yine müziklerle mi uğraşıyordun telefonda?"
"Hıı,yok banka işleri işte." dedim.
"İyi yarım saate odama uğra."
"Tamam."
~~~
"Buyrun?" Dedim Cüneyt Bey'e"Gel,şöyle otur İdil." , "Şirketlerin kaynaşma partisi yakındır.Biliyorsun yazın ortalarında olur genelde.Şirketlerin kendilerini ispatlamaları için önemli bir davetdir."
"Evet biliyorum. "
"Senin de şirketin tasarımlarımdam birini giymeni istiyorum.Muhtemelen sana bunu nerden aldın diye soracaklardır.Sen de herkese bizim şirketin adını vereceksin. Yeni sezon diyeceksin.Yani reklamımızı yapacaksın." Sonra vücudumu süzdü ve "Sonuçta manken gibi kızsın." Dedi.Yanaklarıöım kızaracağını bildiğimden hemen konuyu değiştirip
"İyi de ben davetli değilim ki."dedim
"Asistanım olduğunu sürekli unutuyorsun ama sen."
"Bir se şey var.."dedim utanarak "Ben yeni sezondan bir elbise alırsam maaşımın nerdeyse yarısı gitmiş olur."
Gülümsedi ve "Para ödemeyeceksin ki zaten" dedi
"İyi,peki o zaman." Dedim .Tam kapıdan çıkacakken aklıma Selin geldi. Tabi yaa Selin haftasonu dönüyor!
"Cüneyt Bey?"
"Efendim?"
"Şey benim bir ev arkadaşım var,ve böyle davetlere bayılır.Şu an yurtdışında ama haftasonu geliyor .Acaba o da benimle gelebilir mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron'um
General FictionSert ve duygusuz biri gibi görünen, çapkın bir adamı asistan bir kızın değiştireceği kimin aklına gelebilirdi? Cüneyt,babasının zoruyla işe başladığı şirkette hayatının aşkı olan İdil'i buldu. Duygusal,kırılgan ve dünyalar güzeli bu kız Cüneyt'in ak...