Öylece donakaldım. Hiç,hiç bir şey söylemedim. Bir şey demeye,konuşmaya çalıştım fakat söylediği o şey beni düşünmeyen bir insan yapıverdi.
Tezgahtan indi ve hiç bir şey demeden kapıya doğru ileredi. Biraz durduktan sonra döndü
"Tek bir şey .." dedi dokunsam ağlayacaktı
"..bir daha" yutkundu ve dudağı titriyordu
"bunu zorlama,olur mu?" sesi titriyordu ve arkasını döner dönmez ağladığına eminim."İdil" diyebildim sadece,sessizce.
İDİL
Kapıdan çıktıktan sonra kendimi tutamadan agladim.Kimin baktığı, ne düşündüğü umrumda değil. Hızlıca odama gittim ve kapıyı kapattım.Yerime geçtim. Daha önce hiç bu kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyorum. Hemde hiç. İç çekişlerim sessiz haykırışlarıma karştı. Ellerimi yüzüme gömdüm.
Biri omzuma dokunana kadar kimsenin geldiğini anlamamıştım. Gözlerimi hızlıca silip kafamı kaldırdım.
"Idil!Noldu sana böyle?" dedi Samet Bey. Ama ben konuşursam kendimi tutamazdım. O yüzden bir cevap veremedim.
O da durumu anlamış olacak ki sessizce bana baktı.
"Cüneytle ilgili değil mi?" diye sordu keyifsizce.Bu adam nasıl bu kadar zeki olabiliyor?
Ağlamamaya özen göstererek başımı hafifçe salladım.
Masama yaslandı ve kollarını birleştirip camdan dışarıyı seyretmeye başladı.
"Bak,bu konuda iş anlamında yapabileceğim bir şey yok fakat sana patronun olarak değilde bir erkek olarak tavsiye verecek olursam benim cinsimden hiçbir erkek sen ve senin gibi kadınların gözyaşlarını haketmez."
Yutkundum.Garip bir şekilde iyi geldi.
"Hem ayrıca makyajınız akınca da pandalara benziyorsunuz." dedi sevimli bir şekilde.
Gülümsemeden edemedim.
"Gerçekten pandaya mı benzemişim?" dedim utanarak.
Güldü ve elinin parmağıyla aktığını düşündüğüm rimelimin küçük bir kısmını temizlemeye başladı. Normalde bunu Cüneyt ya da işte herhangi bir erkek yapsa kesinlikle bir art niyet arardım. Bilemiyorum Samet Bey çok farklı biri.
"İdil nasıl-" Zeynep ben ve Samet Bey'i o şekilde görünce durakladı.
İkimizde ona bakıyorduk.Ama o hiç bozuntuya vermeden "Şey, üzgünüm görmemişim.Kusura bakmayın rahatsız ettim." diyip hızlıca odadan çıktı.
Samet Bey'e baktım.Pişman gibi görünüyordu.
"Teşekkür ederim,her şey için. Gerisini ben hallederim" dedim elini yavaşca yüzümden indirdim ve odadan çıkmasını bekledim.
Teşekkür eder gibi bakarak odadan çıktı.SAMET
İdil olayı kolaylaştırdığı için ona minnettarım.Hızlıca Zeynep'i bulmaya çalıştım. Ofiste bir göz gezdirdim fakat görünürde yoktu. Mutfağa doğru ilerledim. Zeynep arkası dönük bir şekilde su içiyordu.
Kapının eşiğinde durdum ve ona bakmaya başladım.
Derin bir iç çekti ve bardağı tezgaha koyup arkasını döndü.
Beni görünce irkildi.Böyle bir durumda gülünmez diye kendime hatırlatıp gülüşümü bastırdım.
Bana doğru gelmeye başlayıp "Samet Bey?" dedi. Sesi kırgındı.
"Niye odadan öylece çıkıverdin?" diye sordum artık yakınıma gelince.
Sanki cevabı çok açık der gibi gözlerini gezdirdi. "Ben sizi rahatsız ettiğimi düşündüm" dedi. Sesi bu sefer güçlü çıkıyordu.
Gülümsedim ve elimi kapının kenarından çekip ona bir adım yaklaştım.
"Rahatsız olunacak bir durum yoktu." O da bir adım geri giti.
"Öyle görünmüyordu." dedi ne ima ne de kızgınlık vardı sesinde.Bir adım daha yaklaştım.
Bu sefer kaçacak yeri kalmamıştı.
Tezgahla benim aramda sıkıştı kaldı. Tamam normalde burda benim iki elimi tezgaha yaslayıp onu öpmem falan gerekirdi ama ben sadece önünde durdum ve "Nasıl görünüyordu?" diye sordum.Yüzünü inceledim. Bugün hafif dalgalı yaptığı saçlarını, haftanın sadece başında ve sonunda yaptığı makyajını bugünde yapmıs olmasını, teninden yayılan muhteşem kokuyu ve büyük kahverengi gözlerine baktım.
"Şey,bir çalışanla patronun normalde olmayacağı bir pozisyon gibi görünüyordu." dedi sessizce gözlerime bakarak. Biraz heyecanlanmıştı.
Güldüm "Şimdi ki gibi mi?" diye sorunca gözlerini kocaman açtı. Ağzını bir şey söylemek için açtı ama ne diyeceğini bilmediğinden bir şey diyemedi.
"Benim gitmem lazım." dedi.Yandan sıyrılarak gitti.
Tezgaha yaslanıp kendimi gülümsemekten alamadım. Zeyneple aramızda bir şeyler olduğu belli.Bir elektrik, belki hoşlanma. Fakat ilk defa bu kadar yakındık.
Bu cesareti nerden buldum bilemiyorum.Belki İdil'i öyle görünce Zeynep üzülmesin istediğimdendir.
Bende bir iç çekip odama doğru gittim. Yolda İdil'i gördüm. Beni görünce gülümsedi. Makyajını silmişti ve kendinden emin adımlarla bana doğru yürüyordu.
Ne kadar güçlü bir kadın."Ben bugün biraz erken çıkabilir miyim Samet Bey?" dedi
"Tabi, tabiki.Yarın da dinlen hatta. Sonra görüşürüz tamam mı? Kendine iyi bak." dedim kolundaki elimi indirerek.
"Teşekkür ederim" dedi minnettar bir şekilde bana bakarak. Gülümsedim ve odama gittim.
Ne kadar olaylı bir gündü böyle. Sandalyeme yaslanıp ellerimi başımın arkasına yasladım.l
İçeri Zeynep geldi.
"Samet Bey, arkadaşım bir saat sonraya yemek için yer ayırtmış da,erken çıkabilir miyim?" diye sordu çekinerek.
Ne arkadaşı ki bu şimdi?Gerildiğimi hissettim.Ellerimi ensemden çekip masada birleştirdim.
"Hayır." dedim
Şaşırmıştı. "Ama neden ki?Arkadaşım yarın dön-"
"Hayır dedim Zeynep,çıkamazsın."
Sesim sertleşmişti. Bugün Fatih denen biriyle konuştuğunu duymuştum. Yemek planları yapıyordu.Sanırım izni bunun için istiyor. Buna izin vermeyeceğim.
"İdil biraz önce çıktı ama?" diye sordu.
"Sen İdil değilsin!" dedim sinirle.
Ona baktım.Kalbi kırılmış gibiydi.
Bir süre sonra"Doğru,değilim." diyip odadan çıktı.
Offf.Sanırım yanlış anladı.İyi de o anlamda demedim ki. Tamam çok müsaitti yanlış anlamaya ama ben o manada demedim.Of.
Günün geri kalanında Zeynebi çok görmedim.En son çıkarken başka bir şey var mi demeye geldi ama sesi ve tavırları buz gibiydi. Son yaptığımı nasıl onarırım bilemiyorum.
İDİL
Otobüsten indim ve eve doğru yürümeye başladım. Çantadan anahtarı çıkarmaya çalışırken birine çarptım."Özür di-" başımı kaldırınca onu gördüm.
"Cüneyt?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron'um
Ficción GeneralSert ve duygusuz biri gibi görünen, çapkın bir adamı asistan bir kızın değiştireceği kimin aklına gelebilirdi? Cüneyt,babasının zoruyla işe başladığı şirkette hayatının aşkı olan İdil'i buldu. Duygusal,kırılgan ve dünyalar güzeli bu kız Cüneyt'in ak...