Cüneyt Sonunda Harekete Geçiyor

12.6K 495 45
                                    

CÜNEYT
Resmen adamın içine düşecekti toplantı boyunca. Beni sinirlendirmek için yaptığı apaçık ortada.En azından şu görüntü karşısında aklıma gelen en iyi avuntu buydu. Ama yinede onu görmek,yanımdan geçerken kokusunu içime çekebilmek için harika bir fırsat oldu burada çalışması. Onu o kadar özlüyordum ki.

Hâlâ yanımda olmasını istiyordum,hep benimle olsun istiyordum ama bunu ona teklif edecek yüzüm yoktu. Onunla konuşmayı denesem sanki daha çok üzülecek gibi. İçim acıdı. Son günlerde kendime kızmaktan başka bir şey yapmıyordum. Öküzün tekiyim. Bunu biliyorum ve daha çok sinirleniyor,daha çok üzülüyordum.

Toplantı boyunca onu izledim. Hareketlerini,mimiklerini. Sanki bana 'senin beni yıkacak gücün yok' der gibiydi ama yüzündeki gülümseme solmuştu. Derin bir iç çektim.Benim onu izlediğimin o da farkında ordaki herkes de.Toplantının bitmesine üzülüyordum ama yapacak bir şey yok.

Diğerlerine gitmesini söyleyip Idil'i bulmaya çalıştım. Artık dayanamıyorum. Ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim olmasada bunu denemek istiyordum.Sesini duymak,bana güzel bakmasını sağlamak, gülüşünü görmek istiyordum.

Onu tuvaletten çıkarken gördüm. Fark etmeden onu tuvalete geri sokup kapıyı arkamızdan kilitledim.

Ne olduğunu anlamadı en başta etrafına baktı. Sonra beni gördü. Tüm yüz ifadesi değişti.

"Ne yapıyosun sen ya?" diye bağırdı. Gerçekten sinirliydi.

"İdil,idil lütfen bi sakin ol lütfen beni bi dakika dinle lütfen " diye dil döküyordum o kapıyı zorlarken.

Ben kapının önünde duruyordum,kapıya yaslanmak zorunda kalıyordum çünkü Idil kapıyı açmak icin sürekli hareketli.

Birazda korkmuş görünüyordu ki bu benim canımı acıtan en kötü şey. Benden korkuyordu ve susmuyordu sürekli bağırıyordu.

"Cüneyt lütfen çekil şurdan gitmek istiyorum. " dedi
Sonra gözlerinden tutamadığı yaşlar akmaya başlayınca bağırdı

"Ya çık şurdan " O anda ikimizde durmuştuk.

Ardından zorlamayı bıraktı ve yüzünü iki elinin arasına gömdü

''Bana ne kadar acı verdiğinin farkında değil misin,beni ne kadar üzdüğünü görmüyor musun,artık bırak, bırak da bende iyileşebileyim.'' ağlaması şiddetlendi ve konuştukça,sinirlenip içindekileri püskürttükçe nefesi bitiyordu.

"Şş,şş,şş.." dedim kollarımı ona dolayarak. Yüzünde olan iki eliyle vücuduma yapıştırdım onu. Üzülmesine dayanamam ki.

"Bırak beni ya" dedi halsizce göğsüme 2-3 yumruk atarak.

''Senden nefret ediyorum,bütün dengemi bozdun senden gerçekten..'' nefesi artık tamamen tükenmiş olmali ki sustu ve artık beni yumruklamayı bıraktı.Derin bir iç çektim. Ne olduğunu anlamak için yüzünü kaldırdım.Gözleri kıpkırmızı ve halsiz bakıyordu. İçim daha önce hiç olmadığı kadar garip bir duyguyla kaplandı.Hem kendime hem İdil'e acıyordum,arka planda kendime ettiğim küfürler de cabası.

Islak yüzünü elimle biraz dikleştirdim. Elimle yüzündeki yaşları sildim.Durmam için bir tepki vermedi. Kafasını hafif eğerek gözlerini kapattı.Düzensiz nefes alışları yavaşça sakinleşti ve o anda ne olduğunu anlamadığım bir şeyin içine girdik. Birbirimize oldukça yakındık. Oldukça.

'İdil' diye fısıldadım.Gözlerim dudaklarındaydı.Burunlarımız değiyordu.Dudaklarını kemirdi.Ikimizinde tüylerinin diken diken olduğunu hissedebiliyordum.Dayanamadım ve dudaklarına yapıştım.İdil de bana karşılık veriyor fakat narince.

Öpüşmeye başladıktan sonra daha fazlasını istiyodum,benim olsun,tam şuanda etrafımızda kimse kalmasın sadece ona bakayım sadece ona dokunayım istiyordum.

İdil ile daha önce birkaç kez öpüşmüstuk,hatırlarsanız.
Fakat bu..bu bambaşka,en iyisiydi.

Bir elimle belini sarıp iyice kendime bastırıp diğer elimle yüzünü kavradım.

Ben öptükce karşılık veriyor,o da beni öpüyordu.Sanki bana teslim olmusçasına.Sanki günlerdir bunu bekliyor gibiydim. Etraf zifiri sessiz.

Onun da elleri yüzümü buldu.Allah'ım şu an evde olmalıydık. Şu an idille dogru yerde olmalıydık. Dayanılmaz bir şey.

Onu kucaklayıp tezgaha oturttum.

Bir elim kalçasına doğru inerken digeri hala yüzünde.

İdil su an kadar yaşadıklarım arasında en iyisi . Ona aşığım. Her zerresine, her hareketine ve şu harika an bittiğinde bunu ona söyleyeceğim.

Ne kadar olduğunu anlayamadığım kısa bir süre sonra -bir kaç dakika bile sürmüş olabilir fakat bana sonsuz gibi gelmişti-Idil durdu ve nefes nefeseydi. Alnımı onunkine yasladım ve burnumu burnuna dayadım.

"Idil sana bir sey soylemem gerek.."

Çok çok fazla heyecanlanmıştım. Neden ki? Daha önce birçok kıza ona aşık olduğumu söylemiştim. Ama sanırım ilk kez buna bende inanıyordum..

Idil bana acır gibi gülümsedi.
"Dur"dedi "İlk önce ben sana bir şey soracağım"

Kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Yine bana sonsuz gelen bir kaç saniye boyunca da öyle kaldı.
Yutkundu ,buz gibi bir bakış ve can yakan bir ses tonuyla

"İstedigini verdim mi?" diye sordu.

Patron'um Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin