Bir şey demesini bekleyen gözlerle ona baktım.
"Konuşmamız gerek."
"İnan bana konuşacağımız tek kelime yok." dedim ve yanından geçerek anahtarı kilide koydum.
Kapının kolunu tuttu."İdil,lütfen." Hemen arkamdaydı.
Dönüp yüksek sesle "Konuşacak bir şeyimiz yok dedim."
"Bunu bize yapma" dedi çaresizce.
"Benim hiçbir şey yaptığım yok tamam mı?Her haltı yiyen sensin her hatayı yapan sensin ve şimdi bunu bize yapan benm öyle mi?" Gittikçe sinirleniyordum.
Bir şey demeyince bir duvara konuştuğumu anladım.
"Şimdi gidebilirsin." dedim ve kapıyı açıp içeri girdim.
Merdivenlerden daireme çıkarken arkamdan geldiğini duydum.
"Cüneyt git!" dedim sinirle arkamı dönüp. "Bu saçma çaban sonuçlanmayacak"
"Asıl senin bu tavrın sonuçlanmayacak." dedi.
Sinirle daireme girip kapıyı yüzüne kapattım. Umrumda değil.
"İdil kapıyı açmazsan burda beklerim." dedi cevap vermeyince devam etti "Gerçekten."
Yine cevap vermeyince bu sefer "Ya da sen uyuyunca içeri girmenin bir yolunu bulurum." dedi.
Bunu der demez kapıya gidip 2 kilidi de kapattım.
Ne yapmaya çalışıyor bu adam?
Gidip üstümü çıkardım ve yemek yemeye başladım. Cüneyt hala orda mı merak ediyordum. Gerçi neden kalsın ki? Yalan söylemekten çekinecek bir karakteri yok sonuçta.
Televizyon karşısına geçip romantik drama aradım. Biraz daha ağlamaya ihtiyacım var.
Filmi izledim izledim ve bam! O ağlatan sahne geldi. Minik hıçkırıklarla filmi bitirdiğimde ne kadar yorgun olduğumu fark ettim. Koltuğa uzanıp televizyon karşında uyuyakalmışım.
CÜNEYT
"İdil benimle hala konuşmayacak mısın?" dedim.Paspasa oturmuş idilin insafa gelmesini bekliyordum.Ama içerden sadece televizyon sesi geliyordu.
"İdil uyudun mu?" sanırım uyumuştu.
İdil'in sakladığı anahtarın yerini bulmaya çalıştım. Onu biraz tanıyorsam muhakkak onu buralarda bırakmıştır.
İşte!Buldum :).
"İdil geliyorum bak" dedim son uyarımı yaparak.
Sessiz olmaya çalışarak kapıyı açtım.
Ayakkabıları çıkarıp evde göz gezdirdim. Sonunda on televizyon karşısında uyurken buldum.
Yanına gidip eğildim. Yüzümü saçına gömdüm. Kokusunu o kadar özledim ki. Uykusunun ne kadar ağır olduğunu bildiğimden biraz rahattım.
Ardından saçını kulağının arkasına ittirip tatmin oluncaya kadar yüzüne baktım.Alnına bir öpücük kondurup onu yavaşça kucakladım. Hafif kımıldandı ama uyanmadı. Onu odasına götürdüm.
Yatağa yatırıp ince pikesini üstüne örttüm.Sonra sessizce bende yanına uzandım.Sadece durdum. Uyuyana kadar onun yanımda olmasının tadını çıkardım.
●●●●●●
Sabah uyandığımda sarılmıştık. İlk ben uyandığımdan onu daha da sıkı sardım.
İdil uyanınca bana baktı. Gülümsedi. Sonra tekrar baktı. Çığlık attı -_-.
Hemen yerinden kalkıp bana baktı .
"Sen..sen...sen" yastığı kaldırıp bana attı "Sen nasıl bi sapıksın?Hem içeriye nasıl girdin?Niye girdin,niye sarıldık,niye burdayız,hangi ara odama geldik?"
konuşmaya devam ederken yavaşça yataktan kalkıp yanına gittim.Omuzlarından tutup "Sakin,sakin" dedim.
Ellerimi itti ve kapıyı açtı "Çık dışarı "
Kıpırdamadım
"Benimle konuşmayı kabul et" dedim."Laftan anlamıyor musun?Asla. Seninle konuşacak tek bir kelimem yok" yanıma geldi "Şimdi evime gizlice girdiğin için polisi aramadan çık ve bi daha karşıma çıkma." dedi
Bende ona yaklaştım. "İdil bak bu böyle biteme-"
"Bunu böyle bitiren sensin ve senin için bu kadar önemsizsem inan bana bir şeylerin düzelmesi için uğraşmam." dedi
"Benim için her şeyden daha önemlisin bunu sen de çok iyi biliyorsun.Her şeyden."
"Boşuna çabalıyorsun,bu konuşma istediğin gibi sonuçlanmayacak çünkü artık her dediğine ev-"
Belinden tuttum ve vücudunu vücuduma yapıştırdım. Yüzüne, dudaklarına baktım.
"İdil bak ben asla vazgeçmeyeceğim tamam mı?"
Ellerini göğsüme dayadı ve geri çekilmeye çalıştı ama bir elimle onları tuttum.
Minik bedeniyle bana karşı koyacağını sanıyor.
"Ister iste ister isteme ama biz konuşacağız.Sonuç ne olursa olsun konuşacağız ve benim seni ne kadar sevdiğimi anlayacaksın."
"Ama ben seni sevmiyorum" dedi
Güldüm
"İdil,yapma" dedim. Elimi ellerinden çekip yüzüne götürdüm ve gözlerime bakmasını sağladım."İkimizde doğruları biliyoruz. Bak bana 2 gün ver. Haftasonu seninle beraber vakit geçirmeme izin ver hiç bir şey olmamış gibi. Aramız hiç kötü olmamış gibi benimle dolaş, sohbet et, vakit geçir. Lütfen kabul et"
"Kesinlikle olmaz" dedi
"Ya bu 2 gün bana izin verirsin ya da sürekli bu sabahki sürprizlerle karşılaşırsın. Bak yarın cuma. İşten çıkınca benimle bir yemek ye. Onda ciddi olarak bu olanları konuşalım. Sonraki 2 günde benimle vakit geçir. Bunlar olduktan sonra hala fikrin değişmezse o zaman seni rahat bırakırım. Söz veriyorum. "
SAMET
Sabah işe geldiğimde kimse yoktu. Bugün üstümde çözemediğim bir sinir vardı.Belki yararı olur diye erkenden geldim. Ama kimseyi bulamayınca daha çok sinirlendim.En iyisi kendime sıcak bir kahve yapmak diyip mutfağa gittim ve kahvemi yaptım.
Ofise yeni gelen Zeynebi gördüm.
"Günaydın" dedi
"Niye kimse yok,normalde çalışanların patrondan önce gelmesi gerekmez mi? Özellikle asistanların?" dedim sinirle
"İyi de Samet Bey siz bugün oldukça erken gelmişsiniz kimseyi bulamamanız normal. Özellikle asistanınızı." dedi imalı bir şekilde.
Yanına kadar gidip iyice yaklaştım
"Bilmem farkında mısın ama son zamanlarda fazlasıyla hazır cevap bi asistan oldun.Ayrıca iş performansındaki düşüş ve kendini başka çalışanlarla kıyaslama da cabası. Normal bir iş yerinde bu saydıklarım kovulma sebebidir biliyorsun."
Fazla ağır olduğunun bende farkındayım ve pişman olacağımdan eminim ama sabrımın taşma noktasına geldim.
"Birincisi size verdiğim cevapların hazir cevaplılıkla değil keskin zekayla ilgisinin olduğunu düşünüyorum ve patronsunuz diye her dediğinize katılmak zorunda da değilim. İkincisi iş ve performansımda düşüş olmadığını siz de çok iyi biliyorsunuz. Üçüncüsü de ben hiçbir iş arkadaşımla kendimi kıyaslamıyorum ama yaptığınız haksızlıklara cevap verince bana bu damgayı vurmaktan geri kalmadınız.Normal bir iş yerinde bu saydıklarım istifa sebebidir biliyorsunuz. Ve ben sizin gibi sinirlenip sadece konuşmak için konuşmuş olmayacağım. İstifa ediyorum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron'um
General FictionSert ve duygusuz biri gibi görünen, çapkın bir adamı asistan bir kızın değiştireceği kimin aklına gelebilirdi? Cüneyt,babasının zoruyla işe başladığı şirkette hayatının aşkı olan İdil'i buldu. Duygusal,kırılgan ve dünyalar güzeli bu kız Cüneyt'in ak...