Kendine İtiraf

18.2K 670 30
                                    

Oha oha oha. Akşam bana gel mi?Yok artık! Çok hızlı değil misin Cücü?

"Ne" dedim şaşkınca

"Babam bana yüklü bir görev verdi ve yarına istiyor. Bu yüzden bana yardım etmelisin.Eve uğramadan direk bana gelmeni istiyorum çünkü tek başıma halledemem bunu."

"Hee.Tamam canım.Ay ama benim eve uğramam lazım.Böyle rahat edemem ben." Dedim üstümdeki elbiseyi göstererek.

"İyi o zaman seni bekleriz aşağıda sen de giyinip gelirsin." Dedi dudaklarıyla gülümsemesini bastırdı yine.

Tamam anlamında başımı sallayıp odadan çıktım.

~~~
Dolabımın karşısına geçip hemen bir jean ile bir atlet-bluz geçirdim üstüme. Saçımı at kuyruğu yaptım ve sırt çantama malzemelerimi koyup spor ayakkabımmı giyip aşağı indim.

"Ne çabuk hazırlandın."

"İyi bekletmediğime sevindim. " dedim Cüneyt Bey'e .

Evine geldiğimizde çantamı da alıp arabadan indim.Eve girdik ve salona geçtik.
Orta sehpanın üstünü boşaltıp bilgisayarı,kağıtları ve gerekli malzemeleri yerleltirip çalışmaya başladık.

Semih Beyin verdiği iş de iş değil yani.Ne kadar zormuş bu yaa.

"Ay.Semih Bey hiç acımamış size."dedim yorgun bir sesle.

"Bak ikimiz iki yerden halledemedik işi hala.Saat kaç oldu hala çalışıyoruz"

"Aaa gerçekten saat kaç oldu? Benim gitmem lazım."

"Bu iş bitmeden bir yere gidemezsin." Dedi Cüneyt Bey oooof.Saat 23:40 nerdeyse gece olmuş.

Cüneyt mufağa gitti ve elinde 2 kupayla içeri geldi. Bize kahve yapmış.

Elinden kupayı aldım ve arkama yaslanıp kahveyi yudumlamaya başladım.

CÜNEYT
İş bitmek üzere ama İdil de bende çoktan bittik.Karşımda gözleri kapanmak üzere olan İdil'e baktım.E tabii saat gecenin biri.Uykusu geldi.Elindeki fincanı alıp mutfağa götürdüm.

Döndüğümde kafası koltuğun kenarında bir eli boşlukta uyuyan İdil'e baktım .Yanına oturdum ve bir süre onu izledim.Sonrasında bedenini dikleştirip benimkine yaklaştırdım ve kafasını omzuma yerleştirdim.Elini belime doladı ve bana iyice sokuldu .

Dağılmış saçına ve masum yüzüne baktım.
Önüne düşen saçını kulağının arkasına attım.Elimi yüzünde gezdirdim.
Saçlarında,dudağında,burnunda.Yutkundum ve gözlerimi kapattım.

Ben ona aşık oluyordum.

Yanından kalkmayı hiç istemesemde sabah uyanınca utanacağını düşündüğümden yanında olmamalıydım.

Yavaşça bedenlerimizi ayırmak istedim ama İdil belimi sıkıca kavradı.
Yapma be kadın.

Ardından "Gitme baba."dedi

Baba mı? Ne alaka ya.İşte durum böyle olunca tüm gece beraber uyumak zorunda kaldık.Tabii ben uyumaktan çok onu izledim.Arada uyurken yaptığı mimkleri yüzümü güldürmüştü.

Sabah olunca kalktım ve ona masa hazırladım.Neden yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok ,içimden geldi.Masam tıpkı onun hazırladıkları gibi olmuştu.Üstümi değiştirip indiğimde İdil hala uyuyordu.

Yavaşça yanına gittim ve onu uyandırmaya çalıştım.

"İdiil" dedim sessize ama uyanmadı.

Sonra ona dokunarak uyandırmaya çalışıtım.Yavaşça gözlerini araladı ve tekrar yumdu.Sonra tekrar gözlerini açınca hızlıca doğruldu ve "Ben niye burda uyandım?" Diye sordu.

"Çünkü gece uyuya kaldın. "

"Neden uyandırmadınız ki beni?"

"Çok yorgundun bende uyandırmak istemedim."

"Pekiii siz nerde yattınız?" Diye sordu korkuyla.

"Yukarıda" diye bir yalan söyledim.Onu utandırmak istemedim.

Derin bir oh çekti ve "Özür dilerim...Yani gece sızmışım.Çok üzgünüm." Dedi

"Hadi gel kahvaltımızı yapalım" dedim

"Tamam ben hemen hazırlıyım." Dedi ve ayaklandı. Bende onu takip ettim.Mutfakta hazır masayı görünce bana baktı ve gülümsedi

"Cüneyt Bey?"

"Bugünlük kahvaltı benden.Haa ama sakın diyim alışma buna." Dedim gülerek.

Oturduk ve kahvaltı etmeye başladık. Gece aklıma takılan bir şeyi sormak geldi içimden

"Senin babana ne oldu?"

Patron'um Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin