Bolum 1

19.1K 700 18
                                    

.BÖLÜM

14 ağustos 2012 - saat: 09.00 İstanbul Conrad Otel/ Hilton

Gözlerimi yavaşça açtığımda ilk önce ışıktan rahatsız oldum ve tekrar hızla yumdum. Ardından elimi başıma götürdüm ve başıma saplanan ağrı yüzünden gözümü ovdum. Sonra yavaşça tekrar gözlerimi açtığımda bu kez ışık ilki kadar acı vermedi. Gözlerimi hızla kırptığımda tavandan sarkan şık avizeyi gördüm ve bunun duvar kenarlarındaki kartonpiyerle ne kadar uyumlu olduğunu düşündüm. Taşlı avize oldukça şık duruyordu. Taşlı avizemi? Asla evime sokmayacağım bir şeydi, fazla kız işi.

Hafifçe doğrulmaya çalıştım başım o kadar çok ağrıyordu ki beynimin yerinden çıkmak gibi bir çabası olacağını düşündüm bir an. Sonrada bu abuk sabuk düşünceme güldüm. Doğrulmamla birlikte bir serinlik sardı bedenimi ve karşı duvarda ki büyük klimanın çalıştığını fark ettim. Allah aşkına neredeydim ben. Birden vücudumdan kayan sateni hissettim ve başımı eğdiğimde çıplak göğüslerimle karşılaştım. Elimde olmadan saten çarşafı çektim. Hemen ardından yatakta bir kıpırdanma hissettim ve kocaman bir el üzerimden geçti ve sağ göğsümü avuçladı. O el sağ göğsümü yavaşça okşamaya başladığında panik dalgası her yerimi sardı ve yataktaki çarşafı çekerek hızla doğruldum.

Yatakta çarşafa sarılmış olduğunu tahmin ettiğim kişi çarşafı çekmemle birlikte yataktan yuvarlandı ve bir küfür savurdu. Hem de İngilizce ve bilmediğim başka bir dilde. Adam çıplaklığına aldırmadan ayaklandı ve eliyle alnını ovdu. O an gördüğüm görüntüyle şoka girdim. Adam müzedeki heykelleri andıran yapılı vücudu ile yüzüne düşen gece kadar siyah saçlarını arkaya doğru itti ve daha önce hiç görmediğim bir mavilikte olan gözlerini bana dikti.

"Her sabah bu kadar aksimi uyanırsın."dedi aksanlı bir İngilizcesiyle. O an gerçekliği kavradım. Sabah bir yatakta çıplak olarak bir adamla uyanmıştım. Ağlamak istedim ya da çığlık atıp bağırmak tanımadığım bir adamla bir gece geçirdiğime inanamadım bu bir kâbus olmalıydı. Bakışlarım kusursuz yabancıdan beyaz yatağa kaydı ve yatağın ortasındaki kırmızı lekeyi gördüm. O anda bu yabancı otel odasında masumiyetimi sonsuza dek kaybettiğimi anladım ve acıyla gözlerimi yumdum. Kulaklarımda adamın tok sesi yankılandı.

"Lanet olsun! Bakire miydin?"Bir acı sardı bedenimi ve elimde olmadan vücudumu saran çarşafa daha sıkı sarınıp bir iki adım geriledim. Tekrar küfür etti adam. Ben bir yabancıya masumiyetimi vermiştim peki neden hiç bir şey hatırlamıyordum. Gözlerimi hızla açtım ve adamın bir iki adım önümde belinde bir havluyla durduğunu gördüm. En azından kendini örtmüştü. Bana bakarken ellerini gür parlak siyah saçlarının arasına götürdü ve tararcasına saçlarının arasından geçirdi.

"Umarım, masumiyetinin bedelini istemezsin."dedi acımasızca ve ben küfür ettim. Kendi dilimde. Beni anlamışçasına tek kaşını kaldırdı. "Bana piç kurusu mu dedin."Biliyordu, benim dilimi mi biliyordu?

"Beni kullandın."dedim zorlukla nefes alarak. Bu kez kaşları çatıldı.

"Ben kimseyi zorla yatağıma sokmam."Ben Türkçe konuşurken o bana İngilizce cevap veriyordu. Bakışlarımı ondan kaçırdım ve pembe kabarık tuvaletimi sandalyenin üzerinde gördüm ve iç çamaşırım hemen altında yerde duruyordu. Bakışlarımı adama çevirdim.

"Hiç bir şey hatırlamıyorum. En son eğlencedeydim."dedim. Bana bakıp gülümsedi.

"Ben oldukça ateşli olduğunu hatırlıyorum."dedi aynı arsızlıkla ve ben daha fazla kendime engel olamayıp onun bebeksi yüzüne tokadı bastım.

13 ağustos 2012 saat:12.00 İstanbul

Odamın kapısı hızla çalındığında hala son proje üzerinde çalışıyordum. Kapının açılması ile başımı kaldırdım. Gelen en yakın arkadaşıma bakıp gülümsedim. Elinde dumanı tüten iki tane çay bardağı ile bana yaklaşıyordu. Ona bakıp gülümsedim. "Jane Deniz Frost, senin burada işin ne acaba?"Elindeki bardağı bana uzatıp önümdeki koltuğa oturdu.

Konitopolous Serisi 4 Tatli BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin