7.BÖLÜM
Gözlerimi yavaşça açtığımda yine nerede olduğumu çıkaramamanın verdiği panikle yerimden fırladım.Nefes nefese etrafa baktığımda küçük odada endişeli gözlerle bana bakan annemi gördüm.Şöyle düşünün,annem hayalinizde canlandırabileceğiniz en tonton en sevimli ama sinirlendiğinde en can yakıcı yinede benim için düşünmeden kendini feda edebilecek en fedakar kadındır.Ben onlar için bir hediyeyim ki bu annemin tarifidir.15 yıl sonra mucize eseri olan bebek.Tam 15 yıl arzulanan hayal edilen çocuk.Annem beni doğurduğunda 40lı yaşların başındaymış.Şimdi ise beyaz ama gür saçları sevimli toplu yüzü iri kahve gözleri ile hala yaşına göre oldukça güzel bir kadın.Ona genelde hasta olduğumda yada kalbim kırık olduğunda baktığım zaman içimde ağlama hissi oluşturur.Çünkü bakışları bile sevgi doludur.Daima benim içimn endişelenir ve üzerime titrer.Bakışlarımı hüzünlü gözlerinden çekmeden ellerini iki yana açtı.Bakışımdan anlar annem beni,hareketlerimden.Ruh halimin nasıl olduğunu söylememe gerek yoktur.Ses tonumdan anlar.Bana sevgi ile açılan kucağa daha fazla gerçekleri gizleyemeyeceğimi bilerek tek hamlede atıldım ve başımı yumuşak mis kokulu boynuna gömdüğümde bu sabah uyandığımdan beri olan gerginliğimi atarak katıla katıla ağladım.Hiç bir şey sormadı.Her zaman yaptığı şeyi yaptı.Beni kollarında sımsıkı sardı ve kulağıma ninnimi mırıldandı.
"Küçük bir kız varmış,üzgün ve kırılganmış.Kim incitti o altın yüreği,kim akıttı o güzel gözlerdeki yaşı...Ama annesi hep yanındaymış,onu daima sever ve kollarmış..."
Küçükken karanlıktan yada gökgürültüsünden korktuğum zamanlarda yavaşça annemlerin yatak odasına girerdim.O bana hiçbir şey sormaz kollarını açardı ve kulağıma beni hafifçe sallayarak bu ninniyi mırıldanırdı.Tüm korkularım,sıkıntılarım geçerdi.Çocukluğumda çoğu zaman annemin bir melek olduğunu düşünürdüm.Allah onu bana özel olarak göndermişti.Yalnızca bana,beni kollaması için...Tüm anneler bebeklerinin koruyucu melekleri değiller midir?Kollarının arasında tükenene kadar ağladım.Sonra yavaşça o kollardan uzaklaştım.
"Anne,çok üzgünüm."dedim çatallaşmış sesimle.Kırmızı yanaklarına nazaran beyaz tenindeki dudaklarında bir gülümseme oluştu ve parmakları ile yavaşça göz yaşlarımı sildi.
"Pelin Güneş,bebeğim.Her zaman ne yapıyoruz."dedi sakince.Ona bakıp gülümsedim.
"Güçlü oluyoruz anne!Ve yaşadıklarımızdan pişman olmak yerine bir ders çıkartıyoruz."Elleri ile yanaklarımı sıktı.
"İşte benim kızım!"dedi gururla.
"Unutma,her ne olursa olsun biz bir aileyiz ve ailen tatlım her zaman yanında."Hızla başımı salladım ve ardından nefes almadan açıkladım.
"Nişanı attım."Bir an durdu ve beni inceledi.
"Nişanı attığın içinmi üzgünsün yoksa atmana neden olan sebep yüzünden mi?"dedi sakince.
"İkincisi yüzünden."dedim.Gözleri kısıp bana baktı.
"Anlatmak istermisin?"Hızla başımı salladım.
"Henüz hazır değilim."Eğilip beni öptü.Sonra arkasındaki küçük buz dolabını açtı.Bu arada benimle konuştu.
"Nişanı attığın için mutlumusun?Yoksa pişmanlık ve kararsızlık var mı?"dedi elini dolaba uzatırken.
"Hayatımda aldığım en doğru karar anne.Kendimi biliyorum,yapamam,devam edemem."Sonra başını buzdolabından kaldırdı ve elindeki kola kutusunun kapağını açtı.
"O zaman hayatım,al bunu iç ,alkolden çok daha yayarlı.Sonrada düğün için hazırlanalım.Biliyorsun verdiğin her kararda arkandayım.Bu senin hayatın ve istemediğin biri ile evlenemezsin."dedi kendinden emin bir sesle.Peki o kadar insan ne olacaktı.Haber verilmişti.Davetiyeler dağıtılmıştı.Her şey hazırdı.
"Beni aldattı.Onu bastım."dedim hızla.Bir an kendi için açacağı kola kutusu elinde kaldı.Bakışlarını koladan yavaşça bana çevirdi.
"Gözlerinle gördün yani."dedi sakince.Ama gittikçe kızaran yanakları ile ne kadar öfkeli olduğunu görüyordum.
"Evet."dedim başımı öne eğerek.
"Onunla evlenemem."Birden elimi bir sıcaklık sardı ve elimi tutan annemin yumuşak elini gördüm.
"Elbette evlenemezsin.Kahrolası pislik!Seni nasıl aldatır.Düğüne kadar masumiyetini korumak istediğin için mi?"Sonra birden gözleri kısıldı.Bakışları bana kaydı.
"Onu nerde bastın Pelin."dedi sinirle.Yutkundum.Gözlerim tekrar doldu.Biliyordum ki bu saatten sonra anneme yalan söyleyemezdim.
"Benim odamda benim yatağımda Buket'le."dedim ve annem hızla kalkarken elindeki kutu yere döküldü.Şaşkınlıkla ona baktım.
"O evden hemen taşınacaksın."Gözlerimi acıyla yumdum.Artık kalacak bir yerim bile yoktu.
"Evet,anne."dedim sakince.Sonra yumuşak elleri omuzlarımı kavradı ve beni yavaşça ayağa kaldırdı.
"Şimdi tatlım,sana aldığım elbiseyi giy.saçlarını yaptır ve yüzündeki harika gülümsemen ile düğüne katıl!Bu geceyi Jane ve ailesine borçluyuz.Sabah olduğunda yeni bir gün doğar ve her şey daha güzel olur.Zaman her şeyin ilacıdır."dedi.Annem böyledir.Hatalıysam yüzüme söyler.Üzülsemde.Ama hep yanımdadırda.Böyle bir ailem olduğu için çok şanslıyım bunu biliyorum.Ona baktım ve sıkıca sarıldım.
"Teşekkür ederim Anne."dedim.Saçlarımı sevgiyle okşadı.
"Sende anne olduğunda beni anlarsın Pelin,her göz yaşında kalbim yerinden sökülüyor canım.Üzülme,çünki buna değmez.Bununda el birliği ile üzerinden geleceğiz..."Hızla başımı salladım.Elimin tersi ile akıttığım göz yaşlarımı sildim.Ve duruşumu dikleştirdim.Derin bir nefes aldım.
"Ben Pelin Güneş'im.İyiyim anne,daha iyi olacağım."Bana bakıp gülümsedi.
"İşte benim kızım."diye tekrarladı gururla.Alnıma bir öpücük kondurdu ve gelin odasında beni yalnız bıraktı.
Onun arkasından bir müddet daha baktım.Sonra aynaya döndüm.Tanrım,acınacak haldeyim.
******
Evet,zengin olmayı kesinlikle seviyorum.Yarım saat içinde takım elbisem gelmişti.Bana gösterilen yerde hazırlanmıştım.Hummalı hazırlık sona ermişti ve yavaş yavaş misafirler gelmeye başlamıştı.Geniş alanın bir köşesinde elimdeki içkiyi yudumlarken telefonum çalmaya başladı.Ekrandaki ismi görünce alandan biraz uzaklaştım.
"Merhaba kardeşim."dedim kendimden emin bir sesle.
"Nasıl gidiyor merak ettim."dedi Damon o gür sopra sesi ile.
"Herşey gayet iyiydi taki sen arayana kadar.Ne yapmaya çalışıyorsun beni sağır etmeyemi?"dedim.Ama o inatla telefonun ucundan gür kahkahasını bahşetti bana.
"Aleksi,senin erotizm kokan hayatını sormadım.Demi'nin olayını merak ettim."dedi.Sinirle burnumu büktüm.
"Bende ondan bahsediyorum.Seni emekliye ayrılmış playboy!Yaşam dolu hayatımı sana anlatacak değilim."dedim keyifle.
"Elbette ne demessin.Anlat bakalım neler olmuş."Orkestra slov bir müzik çalmaya başladığında yavaşça arkamı döndüm ve pistin kenarında eli belinde duran muhteşem güzellikteki kadını görünce adeta nutkum tutuldu.Yüce Tanrım. Kankırmızısı elbisesi vücudunu tamamen sarıyordu.Koyu kumral saçları iri dalgalar halinde bir arada sağ omzundan aşağı gür bir şekilde sarkıyordu.Yuvarlak göğüsleri elbise tarafından o kadar mükemmel sarmalanmıştıki,ince beli ve dolgun kalçaları ile bir şaheserden farksızdı.Düzgün bacak kıvrımlarını ortaya çıkaran elbisenin darlığı bileklerine gelmeden dalgalar halinde bollaşıyordu.
"Aleksander Konitopolous!"Abimin gür sesi ile kendime geldim.
"Damon,sonra konuşuruz.Josh onu bulmuş ve herşey plan dahilinde."Damon'un gür sesi tekrar kulağımı doldurdu.
"Yine kadın avcılığındamısın Aleksi."dedi alayla.Gözlerimi onun üzerinden ayıramadım.Küçük adımlarla girişe yöneldi.İşte o sırada onu izleyen birini gördüm.Aynı anda Pelin'de onu gördü ve olduğu yerde kaldı.Yüzündeki ifadeden o kişinin kim olduğunu anladım.Kahrolası Nişanlısı...