46.BÖLÜM
FİNAL
9 ay sonra...
Tamamen boğazı gören büyük yalıda balkonun en ucuna yaklaşıp esen havayı iliklerime kadar hissettim. Mayıs ayının son günlerinde hava hala çok sıcak olmasa da oldukça güzeldi. Sanırım yazlardan saha çok seviyorum baharı...
"Cindirella."Onun o baştan çıkaran tok sesini duyduğumda elimde olmadan gülümsedim. Arkadan bana yaklaşıp ellerini artık tamamen kocaman olan karnıma koyduğunda elimde olmadan kendi ellerimi onun güçlü esmer ellerinin üzerine koydum ve boynuma bıraktığı küçük öpücükle gözlerimi yumdum. Hayat bu olsa gerek, sevdiğim adam yanımda, aşığım ve bana canımdan can kattı. Daha ne isteyebilirim ki? Kulağımın dibinde mırıldandı.
"Bu gün daha iyi misin?"Başımı omzumun üzerinde duran başa yasladım.
"Çok iyi hissediyorum."dedim.
"Kahvaltıyı bahçeye hazırlattım."dedi.İşte bu söz gözlerimi kocaman açmama neden oldu ve karnımdan da aynı tepkiyi aldık.Hissedilen tekmelerle Aleksi kahkahayı bastı.
"Yüce Tanrım,yemekten bahsetmem yetiyor."Hızla kollarında döndüm.
"Şu anda canım..."Cümlemi o tamamladı.
"Biliyorum, süslü yumurta istiyorsun. Senin bu yüzden yumurtlamanı beklemiyor değilim."dedi alayla. Gözlerimi devirdim.
"Aleksi, onun adı menemen... Ayrıca her gün menemen yemiyorum."dedim. Dudağının kenarı kıvrıldığında elimde olmadan bir iç geçirdim.
"Bir gün sahanda, bir süslü, bir gün kaynamış bazı günler üçünü birden aynı anda istiyorsun."dedi. Sıkıntıyla yüzümü astım.
"Bir su aygırına benzediğim için böyle alay ediyorsun."dedim. O anda başını geri atıp gür sesi ile kahkaha attığında onu boğmak istedim. Ardından başını eğdi ve burnunu burnuma sürttü.
"Daha önce hiç bu kadar çekici bir su aygırı görmemiştim."dedi.
"Yalancı."dedim gülümserken. Eğildi ve tek hamlede beni kucakladığında düşmemek için ellerimi boynunda kenetledim.
"Aleksi, ne yapıyorsun beni taşıyamazsın?"Bana bakıp tek kaşını alayla kaldırdı.
"Kim demiş?"dedi
"Artık 50 kilo değilim."dedi. Başını eğip dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
"Artık 70 kilosun ama ben seni taşıyabilirim Cindirella."dedi. Beni bahçeye götürürken ona yakın olmanın tadını çıkardım. Çünkü hamileliğim bu son günlerinde yalnızca bu gibi sebeplerle yakınlaşabiliyoruz. Gece yatarken bile o kadar huzursuzum ki onu çoğunlukla yatakta düşürüyorum.
"Annemlerden haber aldın mı?"dedim yüzüne bakıp.
"Oldukça iyiler havaii tatili harika geçiyormuş."Elimde olmadan gülümsedim.
"Ne zaman gelecekler?"Hamileliğimde cep telefonu kullanmama bile izin vermeyen bir kocam olduğu için iletişimi onunla sağlıyordum.
"2 gün sonra burada olacaklar. Biliyorsun doğuma bir hafta var."Yavaşça başımı salladım. Bahçeye geldiğimizde hazırlanmış masanın yanında beni yere indirdi. Açlıkla sofraya bakarken mırıldandı.
"Teyzende yarın burada olacak. Bu gün yola çıkıyor."Yerime otururken mırıldandım.
"Burada doğum yapacağım."Bakışlarımı ona çevirdim.
"Ama istersen..."Beni bir öpücükle susturdu.
"Bunu daha öncede konuştuk Pelin. Burada doğum yapmak senin psikolojin için daha doğru. Ayrıca şu neydi, doğumdan sonra yapacağın şeyler için Valeria ve tayfası heyecandan ölecek..."Ağzıma kocaman bir peynir atarken mırıldandım.