Bölüm 19

7.3K 619 2
                                    

19.BÖLÜM

Ayağına tekme atmamla zıpladı.

"Kes şunu."dedi sinirle.Onu kolundan tuttum ve sahile giden yol yerine çalılıkların içine çektim.

"Asıl sen kes...Ne yaptığını sanıyorsun? Ailemle oturup konuşmakta ne demek! Sen kimsin ki?"Ellerini havaya kaldırdı.

"Sakin ol Cindirella...Yalnızca istifanı engellemeye çalışıyordum."Sinirle ayağımı yere sürttüm.

"Bunu son kez konuşacağız...Seni görmek istemiyorum,bir daha asla...Beni duydun mu?Asla...Hayatımdan çıkmalısın,Allah'ım bunu neden yapamıyorsun ki?"Mavi gözlerini bana dikti.

"Çünkü merak ediyorum.Sana dokunduğumda ne hissedeceğini,yada öptüğümde ne hissettiğini...Bunu aklımdan çıkaramıyorum...Uzak durmak istemediğimimi sanıyorsun.Şu anda şirkette işlerimin başında olmalıyım.Ama ben kahrolası yatıma biniyorum ve peşinden geliyorum.Neden?Azar işitmek için...Bu bile hoşuma gidiyor.Sebebini bilmediğim saçma bir nedenden..."

Şaşkınlıkla ona baktım...

"Beni önemsemiyorsun Aleksi,bu bir takıntı..."dedim.Ama nedense cevabını beklerken nefes almayı kestim.

"Bu doğru değil?"dedi.

"Ne doğru peki?"

" Aslında gitmeliyim..."Kesinlikle gitmeli ve hayatımdan tamamen çıkmalıydı.

" Pekala,git..."Ama kıpırdamadan gözlerime bakmaya devam etti.

"Seni durduran ne git hadi..."diye fısıldadım.

" Bir çift lanet olası kahverengi göz..."diye fısıldadı bana...

Ona baktım.Mavinin en güzel tonu olan gözlerine.Elini uzattı ve parmağı ile yanağım okşadı.Bilinçsizce gözlerimi kapattım.

"Bunu yapma Aleksi...Senin için değerliymişim gibi davranma..."diye fısıldadım gözlerim kapalı...Sonra yüzüme vuran nefesini hissettim.

"Benim için anlamını bilmiyorsun bile tatlım...İnan bana hiç bilmiyorsun."dedi.Dudaklarım karıncalandı.Bu garip bir histi...Gerçektende beni öpmesini istiyor olamam değil mi?Aman Allah'ım bunu isteyemem...Onun nasıl bir adam olduğunu biliyorum.Kalbim yeterince parçaya ayrılmadımı?Daha fazla acıyı kaldıramam...

"Onu affetmemi istiyor."dedm hızla.Bir an ılık nefesi kesildi.Anında gözlerimi açtım ve ne kadar birbirimize yakın olduğumuzu fark edince kalbim çılgın bir ritim tutturdu.Bir an beni süzdü.Ne demek istediğimi anlamaya çalışarak...Ardından anlamış olmalıki siyah kaşları hızla çatıldı.

"O kahrolası bir zampara."diye homurdandı.Başımı çevirip yüzümü parmakalrından kurtardım.Sonra sinirle ona baktım.

"Sen nesin acaba?"dedim.O çarpık gülümsemesini takındı.

"Ben standartları olan bir adamım..."Bu beni nedense daha çok sinirlendirdi.

" Bir bakireyi bile ayırt edemeyen sersemin tekisin!"diye çıkıştım.Hızla onu ittim ve arkamı dönerek evime doğru koşmaya başladım.Rüzgar saçlarımı uçururken,gözlerimden akan yaşı hissettim...İlk kez niye ağladığımı bilmeden...

****

Bir çift kahverengi göz,sıradan kahverengi gözler...O zaman neden aklımdan çıkmıyor...Aleksis dedi iç sesim o zaman ilk uçağa atla ve Yunanistan'a dön.Ama ayaklarım tam tersini yaptı hızlandı ve onun arkasından koştu.Eve çok yaklaşmadan onu yakaladım ve döndürdüm.Koyu kumral saçları savruldu ve bir parçası yüzüme değdi.Yine aynı koku sardı her yanımı.

"Bırak beni..."diye çıkıştı ama umursamadım.Onu kolundan tutup sahile doğru çekmeye başladım.Çırpınmaya çalıştı.

"Bırak Aleksi,kahretsin bırak dedim."Aniden durdum.Başımı çevirip onun o kusursuz küçük yüzüne baktım.

"Bana neden karşılık verdin?"dedim.Şaşkınlıkla iri gözleri açıldı.

"Ne?"dedi.

"Seni öptüğümde bana neden karşılık verdin?"Birden irkildi.

"Bilmiyorum."Gözlerini yumdu.

"Bak bu gerçekten fazla...Tamam mı?Dayanamıyorum,bir yandan sen,diğer yandan Yiğit...Fazla baskı altındanyım.Tek istediğim yalnız kalmak...Lütfen."Hala Yiğit'i mi düşünüyordu.

"Lanet olası kadın!"Kolunu tuttuğum elim sinirle gerildi.

"O seni sevmiyor."diye hırladım resmen.Kaşlarını çattı.

"Bundan sana ne Aleksi..."Bu söze verecek bir cevabım yoktu.Kahretsin neden beni ilgilendiriyordu ki.Kolunu yavaşça bıraktım.Gerçekten saçmalıyordum.Neden sürekli onun peşinden koşuyorum ki.Neden umursuyorum.Ne yaparsa yapsın,gitsin ve o herifle evlenip gününü görsün.Neden bunu takıyorum.Kahretsin hiçbir fikrim yok sadece takıyorum işte.

"Birkaç gün buralarda olamayacağım.Bu sanırım kafanı toplaman için yeter ve işe dönecekmisin?"Kahve gözleri titredi.

"Nereye gidiyorsun?"Elimde olmadan sorusuna gülümsedim.

"Yunanistan'a gideceğim.Ailemle ilgili bir pürüz var."Hızla başını salladı.Sorumu tekrarladım.

"İşe dönecekmisin?"Bana baktı dikkatlice.

"Bilmiyorum."diye fısıldadı.Elimi altımdaki pantalonun arka cebine attım ve bir kart çıkardım.Ceketimin cebindende bir kalem.Kartın arkasını çevirip hızla bir şeyler yazdım.Sonrada ona uzattım.Şaşkınlıkla bir karta birde bana baktı.Elimi uzatıp küçük yumuşak elini kavradım ve avucunu açıp kartı koydum.

"Burada benim İstanbul'daki adresim ve özel cep hattım yazıyor.Hiç bir şeyle tek başına uğraşmak zorunda değilsin.Bir şey,herhangi bir şey,hatta buradan dönmek istersen bile beni ara..."dedim.Elindeki karta baktı.

"Kendimde dönebilirim Aleksi...Düne kadar sen yoktun."İnatçı küçük cadı.Kendimi engelleyemedim ve elimi yüzüne götürdüm.Hızla başını kaldırdı.Gözlerime baktı.

"Beni unutma Cindirella."dedim ve eğilip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.Zamanla bana alışması için...Son kez yanağını okşadım ve arkamı dönüp sahile yatıma döndüm.Aklımda hala o vardı ama özgürlük saplantısı olan kızkardeşimede sahip çıkmalıydım.Elime cep telefonumu aldım ve hızla tuşladım.

"Alo Ahmet,istediğim araştırma hakkında bir gelişme varmı?"

"Evet efendim...Tahminleriniz doğruymuş.Pelin hanımın oldukça ilginç bir geçmişi var."Biliyordum.

"Tamam,geliyorum."Telefonu kapattım ve kahve gözlü güzelimi düşündüm.İlk kez kendimi engellemeden...

Konitopolous Serisi 4 Tatli BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin