44.BÖLÜM
Ailemle beraber tekrar çeşmedeki yazlığımızdayız. Yaralarımı sarmak için uğraşıyorum. Kim ne derse ya da ne söylerse söylesin onlar benim ailem ve hep böyle kalacaklar.
Veranda da oturmuş denizi seyrederken aklıma tek düşen görüntü mavi gözler.2 haftadır onu görmüyorum. Annem ve babam benim için yaptıklarını anlattığında aslında artık eskisi kadar ona kızgın olmadığımı biliyorum ama geri adım atamam. Bu beklide bizim için bir sınav. Gerçekten beni seviyor mu emin olamazken ona gidemem. Onunla birlikte olamam. Ailemin anlattığına göre büyük bir mirasın sahibiyim. Eskiden olsa mutlu olup isteklerimi sıralayabilirdim ama artık hiçbir şey anlamlı gözükmüyor.
Yanıma gelip oturan anneme döndüm. Üzerime gelmiyorlar ve gözlerindeki hüzünlü bakışı hep görüyorum.
"Beni nasıl bu kadar çok sevebiliyorsun?"dedim aniden. Başını yavaşça bana çevirdi ve kahverengi gözlerini bana dikti.
"Birisini sevmen için belli bir nedene ihtiyaç duymazsın canım. Sadece seversin. Seni kollarıma aldığımda o kadar küçüktün ki. Gözlerini açtın ve bana baktın. Bende seni sevdim. Halada çok seviyorum."Ağlamamak için gözlerimi kırptım.
"Bende seni seviyorum anne ve bana bir aile sunduğun için teşekkür ederim."dedim yavaşça. Yanıma daha çok gelip beni kollarına aldı.
"Herkes ikinci bir şansı hak eder Pelin."dedi kulağıma. Gözlerimi yumdum ve onu hayal ettim. Yüzünü, bana dokunuşunu, ses tonunu unutmaktan ölesiye korkuyordum.
"Peki ya kırgınlıklar."dedim sakince.
"Peki ya sevgi."dedi annem. Başımı kaldırıp yüzüne baktım.
"Bu her şeyi çözer mi?"Bana bakıp gülümsedi.
"Bilmiyorum ama bildiğim şey şu ki birini sevdiğin zaman hataları ile seversin. Çünkü o hataları ile bir bütündür. Şimdi sen söyle bebeğim, her şeye rağmen seviyor musun?"Hayır demek istedim. Ama kalbim aynı şeyi söylemiyorken dudaklarım nasıl söylerdi.
"Seviyorum."Daha çok sarıldı annem bana.
"O zaman benim kızım olduğunu kanıtla ve kalbinin sesini dinle anneciğim."dedi. Bunu nasıl yapabilirdim ki? Onu arayamazdım. Gururum artık daha fazla ayaklar altına alınmayacak kadar ezilmişti.
"Pelin Güneş, sana daha fazla kızmadan önce hemen gelip bana sarıl."Kapıdan gelen sesle aniden başımı çevirdim. Jane... Hızla oturduğum koltuktan kalkıp kapıya doğru fırladım ve kendimi en yakın arkadaşımın kollarına attım.
"Jane seni çok özledim."Beni sıkıca sararken mırıldandı.
"Biliyorum canım. Çünkü bende seni çok özledim."dedi. Ardından beni kollarından uzaklaştırdı ve yüzüme baktı.
"git ve hemen giyin çünkü bu akşam gecelere akacağız."Hemen suratımı astım."
"Bilmem farkında mısın ama depresyondayım."dedim. Omzuma vurdu.
"Hey ben neden buradayım sanıyorsun."Gözlerimi alayla devirdim. Ama o yeşil gözlerini bana dikti. Bu hareketi biliyorum.
Beni bıktırana kadar benimle uğraşacak. Ümit edercesine anneme baktım. O ise bana bakıp omzunu silktiğinde kurtuluşum olmadığını anladım.
****
"Jane Allah aşkına senin kocan yok mu? Bu geceyi ona anlatacağım."dedim homurdanarak. Bir kahkaha attı ve siyah saçlarını savurdu.
"Tatlım, kocamdan izinliyim ve ayrıca bu geceyi senin için unutulmaz kılmak istiyorum."dedi ve aracı liman yönüne doğru sürmeye başladı.