42.BÖLÜM
Bulunduğum küçük pansiyondaki odama girdiğimde sıcaktan tamamen bunalmış bir haldeydim. Antalya bu sıcakta gerçektende hiç çekilmiyor. Ruh halim berbat hala bir iş bulabilmiş değilim ve telefonumu annemden gelen aramalar yüzünden kapatmak zorunda kaldım.
Biliyorum onunla konuşmalıyım ama henüz buna hazır değilim. Düğünden kaçtığımdan beri bulabildiğim her yolu deneyerek araştırmalar yaptım. Sonuç tam bir fiyasko. Aslında endişelerim var, hata yapıp yapmadığımı bilmiyorum ama evlatlık olayına bu kadar çabuk inanmamın da sebepleri var.
Gerçektende tam anlamı ile çekirdek bir aileyiz.Anneme ailesi ya da babamın ailesi ile ilgili sorular sorduğumda ya da bana olan hamilelik süreci ile ilgili hiçbir zaman net bir cevap alamadım.Her zaman bunları geçiştirdi.Küçük odadaki yatağıma kendimi attığımda gözümden dökülen yaşları hızla sildim.
Ağlamaktan nefret eden bir insanken resmen sulu gözlü birine dönüşmüştüm. Aklımda Aleksi ve o kahrolası mavi gözleri var. Onu hala çok seviyorum. O resimdeki görüntüyü de aklımdan atamıyorum. Beni aldatmış olduğuna inanmıyorum. Ama Afrodit'in eski sevgilisi olduğundan, ya da benim evlatlık oluşumdan bahsetmemiş olması beni o kadar kırıyor ki. Tek istediğim güven dolu bir ilişki... Tek istediğim âşık olduğum ve ailem olarak bildiğim kişilerle mutlu bir yaşam.
Biraz uykuya ihtiyacım var. Gözlerimi yumacakken çalan odamın kapısı ile elimde olmadan irkildim. Zorlukla yataktan kalktım ve kapıyı açtım. Pansiyon sahibi olan kadını hafif bir gülümseme ile kapıda gördüğümde şaşırdım.
"Esma hanım, bir sorun mu var?"Kadın tombul kırmızı yanaklarında beliren gamzeleri ile daha sevimli bir hal alırken mırıldandı.
"Pelin kızım, sana telefon var."Bir an algılayamadım ama sonra fark ettim. Başvuru yaptığım her yere pansiyonun telefonunu vermiştim. Kendi cep telefonumun servis dışı olduğunu düşünürsek. Kadına bakıp umutla gülümsedim.
"Teşekkür ederim Esma Hanım."dedim ve kadının yanından koşarak merdivenlere yöneldim. Danışma kısmında telefon ahizesi kenarda açık bir şekilde duruyordu. Kalbim çılgın gibi atarken ahizeyi elime aldım ve yavaşça kulağıma dayadım.
"Alo."
"İyi günler."dedi kibar bir kadın sesi.
"İyi günler."
"Pelin hanımla mı görüşüyorum."Derin bir nefes aldım.
"Evet, benim."
"Pelin hanım, Derman Holdingden arıyorum."Böyle bir yerle görüştüğümü hatıllamıyordum.
"Bir iş görüşmesi için arıyorum. Müşterilerimizden birine cv'nizi bırakmışsınız. Sizi tavsiye ettiler."dedi kadın. Bu makul bir cevaptı.
"Evet."dedim merakla.
"Eğer müsaitseniz, bir saat içinde görüşmek istiyoruz."Bir saat mi? Lanet olsun yıkanmam gerekiyordu.
"Şey elbette."
"Güzel, lütfen not alın. Adresi veriyorum."Telefonun yanındaki kalem ve kâğıdı alıp verilen adresi not almaya başladığımda bu kez şansımın döndüğünü düşünüyordum.
****
Dila hanım endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"Aleksis, sence bu işe yarayacak mı?"Benimde endişelerim vardı. Ama bu kez Valeria'ya güvenmek zorundaydım ve ilk kez iplerin benim elimde olmaması beni geriyordu.
"Yaramak zorunda."dedim. Kadın gözlerini yumup kocasına daha çok sokulduğunda onları teselli edecek hiç bir şey bulamadım.
****
Büyük Holdingten içeri girdiğimde elimden geldiğince hazırlanmış haldeydim.Geniş danışmaya yaklaştım.Danışmadaki şık giyimli kadın bana bakıp gülümsediğinde heyecanım tavan yapmıştı.Bu işi almalıydım.
"Hülya hanımla randevum vardı."dedim sakince. Kız başını eğip bilgisayarına baktı. Ardından başını kaldırdı ve göz göze geldik.
"Pelin Güneş değil mi?"dedi. Yavaşça başımı salladım. Elini uzatıp sağ tarafı gösterdi.
"Koridorun sonundaki asansörden 10.kata çıkın lütfen. Sağdaki odaya gitmeniz gerekiyor."dedi ve ardından yakama takmam için bir kart uzattı. Kartı alıp yakama takarken kıza teşekkür ettim.
Söylendiği gibi 10.kata gelip sağdaki odaya girdiğimde karşıma bir geniş bir sekreter odası çıktı. Sarışın bir kadın masasından bana baktı.
"Pelin hanım değil mi?"dedi. Anlaşılan bilgilendirme oldukça iyiydi. Ufak tefek sarışın kadın kalktı ve başka bir odaya açılan kapıya gitti.
"Hülya hanım sizi bekliyor."dedi. Hafifçe gülümsedim ve kızın açtığı kapıdan içeri girdiğimde hemen hemen Aleksi'nin odasına eşdeğer büyüklükte bir odaya girdim. Geniş çalışma masasında oturan kadın içeri girmemle başını kaldırdı ve iri kahverengi gözleri ile beni süzdükten sonra ayaklandı. Ardından gülümseyip masasının arkasından çıktığında kadının uzun boyu ve düzgün fiziği ile ne kadar çekici olduğunu düşündüm.
"Pelin."dedi yavaşça. Elimde olmadan kadına gülümsedim.
"Evet, efendim."dedim. Hiç bir şey demeden dikkatle beni incelerken attığı adımlarla da yaklaşıyordu ve ben elimde olmanda gerildim. Tam önümde durduğunda göz göze geldik.
"Pelin Güneş."dedi bu kez. Yutkundum.
"Evet, efendim."dedim. Allah aşkına neler oluyordu. Kadın tekrar gülümsedi ve elini uzatıp yanağımı okşadığında resmen şok oldum.
"Sensin."dedi bu kez. Elimde olmadan geriledim.
"Ben iş görüşmesi için gelmiştim."diye mırıldandım. Bu kadının aklından zorumu vardı. Tekrar gülümsedi ama bu kez yaşlarla ıslanan gözleri ile.
"Ben senin teyzenim canım."dediğinde dizlerimin tüm bağı çözüldü ve yaşadığım strese daha fazla dayamadım. Gözlerim karardı bir an ve bilinçsizliğe sürüklendim.
****
Göz bebekleri kayıp yere yığıldığında daha fazla kendime engel olamadım ve saklandığım yerden fırladım. Koşarak gidip onu kucakladım.
"Aman tanrım."dedi Valeria. Çatık kaşlarla ona baktım.
"Planının işe yarayacağını söylemiştin."dedim. Ama içimde hala onu kollarımda tutmanın bencilce sevincini de yaşadım. Tanrım onu o kadar çok özlemiştim ki.
"Tanrı aşkına bayılacağını bilemezdim değil mi?"Onu daha çok sarıp koltuğa oturduğumda yüzüne baktım.
"İyimi?"dedi kadın ağlamaklı bir sesle. Önce gerçek ailesini tanırsa ve bunu hazmederse beni dinlemesi daha kolay olacağını düşünmüştü Valeria.Ben bilinçsizce saçlarını okşarken Valeria konuştu.
"Plana sadık kalacağız Aleksis."dedi.
"Planın canı cehenneme, onu seviyorum."dedim. Val gülümsedi.
"Biliyorum canım. O yüzden uyandığında burada olmamalıyız."Gözlerimi yüzünden ayırmadım.
"Bana dönmeli, yaşamak için ona ihtiyacım var."dedim. Bu kez konuşan Hülya Hanım oldu.
"Dönecektir genç adam. Eğer birazcık annesine benziyorsa dönecektir."dediğinde umut ettim ve o anda bilinçsizce Pelin'in dudaklarından bir tek söz çıktı.
"Aleksi."