36.BÖLÜM
Anılardan çıktıktan sonra Pelin ile göz göze gelince ürkek bakışlarınla karşılaştım.Bir pislik,bencil yada lanet pşası bir çapkın olabilirim ama asla bir kadını korkutacak kadar adi bir adam değilim.Onun krku dolu gözlerini görünce tüm korkularımı,endişelerimi ve düşüncelerimi unuttum.Ellerimi ona uzattığımda titrediğini gördüm.
Aynı o gece ki gibi.Ama artık ben hiç tanımadığı bilmediği o adam değilim.Onun mutlu olmasını istiyorum.Gülmesini ve şen kahkahalarla neşelenmesini.O titresede bunu görmemezlikten geldim ve ona uzandım.
Tüm masumiyeti ile bana bakan kadınıma odaklandım.
"Pelin,çok üzgünüm bebeğim."dedim yavaşça.Bir hıçkırık döküldü dudaklarından.Alnımı alnına dayadım.Kokusu sardı her yanımı.Ona sarıldım sıkıca başını omzuma koydu ve hıçkırarak ağlamaya başladı.Bravo Aleksi dedim kendi kendime gerçekten unutulmaz bir gece oldu.
"Sen söyledin."dedim. "ama ben nasıl unuttum."Cevabı çok basitti.O gece kendimi bile unutacak kadar içmiştim.Çıplaklığa gelince ben her gece çıplak yatarım.Bir kaç hıçkırıktan sonra sakinleşti ve başını kaldırdı.
"Pişmansın."dediğinde şok oldum.Umursadığı masumiyeti yada konumu değildi.Umursadığı benim hissettiklerimdi.Bu hareket içime öyle çok işledi ki.Yüzünü ellerimin arasına aldım ve yüzüne baktım.
"Pişman olamayacak kadar bencil bir adamım ben."dedim. "Seni o kadar çok istiyorumki,bunu umursamayacak kadar bencilim."Gözleri titredi ve uzun ve gür kirpiklerini kırptı.
"İstedim.Bunu bende senin kadar istedim.Ayrıca başka bir adam olsa o gece benden faydalanırdı."dedi ve küçük elini çıplak göğsümde çılgınca atan kalbimin üzerin koydu ve gözlerini gözlerimden ayırmadan konuştu.
"Sen Aleksi her ne kadar belli etmesende gördüğüm en bencil olmayan adamsın.Sen benim eksik olan yanımsın."dediğinde kalbim atmayı kesti.İki kişi bir bütün nasıl olabilir.İki kalp bir anda nasıl atabilir?Bunların hiç birinin bence mantıklı bir açıklaması yok ama şu anda tam böyle hissediyorum.Gözlerimi gözlerinden ayırmadan mırıldandım.
" Ben sevmeyi bilmiyorum Cindirella,nasıl sevilir bilmiyorum..."diye mırıldandım.Bana gülümsedi ve yüzünü yaklaştırdı.
"İzin ver sana öğreteyim."dediğinde bunu gerçekten istediğimi anladım.Gerçekten hayatımda ilk kez birini kendimden daha fazla sevmek istedim.Hayatımda ilk kez abilerime özendim ve çılgın geçen hayatımda ki en büyük boşluğun bu olduğunu anladım.Birinin sizi sevmesine izin vermezsiniz ama birini sevmeye izin verip vermemek sizin elinizdedir.Dudaklarıma yaklaşan dudaklarla geleceğimin ne olacağını umursamadan kalbimi onun ellerine teslim ettim.
Yalnızca ve sadece ben olduğum için beni seven küçük masum kadınıma isteyerek ve bilerek teslim oldum.
*****
Adadaki eve girerken ne kadarda çabuk buraya geldiğimizi düşündüm.Ertesi sabah uyabdığımızda kendimi Aleksi ile sarmaş dolaş bir halde bulmuştum.Uyandıktan hemen sonra beni öpmüş ve ilk uçakla döneceğimizi söylemişti.Ailesi ile vedalaşmaya bile vakit bulamamıştım.O kadar uçak ve seyehat yorgunluğundan sonra yine bu evdeydik.
"Neden İstanbul'a dönmedik anlayamıyorum."diye söylendim.Salondaki koltuğa kendimi atarken.
"Çünkü hayatım,tatilimiz yarıda kaldı."dedi.Saçlarımı koltuk ucundan sarkıttım ve başımı arkaya atıp ona baktım.
"Ah çalışmamız gerekmiyor mu yani?"dedim.Bana bakıp gülümsedi.
" Benim evet çalışmam gerekiyor ama senin değil."Bu kez hızla doğruldum.
"Neden?"br iki adım atıp yanıma geldi ve bana sarıldı.
"Enerjini daha harika şeylere harcamayı düşünüyorum."dedi bana öpücük verirken.Şaşkınlıkla ona baktım.
"Bu çok adice."dedim.Beni koltuğa yaslarken mırıldandı.
"Sana bencil bir adam olduğumu söylemiştim."dedi.Ona bakıp gülümsedim ve uzanıp bir öpücük verdim.
"Bende bunu yeneceğimizi söylemiştim."dedim ve kollarından kurtuldum.Kaşlarını çattı.
"Nereye gidiyorsun?"Ona bakıp omuz silktim.
"Karnım acıktı."Hızla oturduğu koltuktan fırladı.
"Harika ne yiyoruz."Ellerimi belime koyup ona döndüm.
"Yarıdm etmedikçe hiç bir şey."Kahkaha attı.
"İnatçı cadı."am beni köşeye sıkıştırıyordu ki cep telefonu çalmaya başladı.Gözlerini benden ayırmazken telefonu hala çalıyordu.Tek kaşımı alayla kaldırdım.
"Açman gerekecek."dedim.Derin bir nefes aldı ve ardından popomo bir şaplak attı.
"Hey.."
"Yürü doğru mutfağa bende geliyorum."dediğinde kahkaha atarak neşe ile mutfağa ilerledim.
*****
Şen kahkahasını duymak nedense benide neşelendiriyordu.Bakışlarımı zorlukla onun çekici görüntüsünden çevirip çalan telefonuma yönlendim.Ekranda tanıamdığım bir numara vardı.Tuşa bastım ve telefonu açtım.
"Alo."
"Bay Aleksander."
"Dila Hanım."Türkçesinden ve ses tonundan hemen onu tanıdım.Kadının ağlamaklı ses tonu beni endişendirdi.
"Bir şeymi oldu efendim."dedim sakince.
"Yiğit."Lanet oalsı domuz onu nasıl unutmuştum.
"Yiğit buraya geldi.Çıldırmış gibiydi.Bizi tehdit etti."dedi zorlukla konuşarak.Hıçkırıkları çoğaldı.
"Sakin olun efendim.Pelin'e bir şey yapamaz.Size koruma tahsis etmiştim."dedim paniklemeye çalışarak.
"Onları nasıl atlatmış bilmiyorum.Eve gizlice girmiş olmalı."Ardından kendini toplamak için derin bir nefes aldı.
"Onu sonsuza dek saklayamazsın.İşine hayatına dönmek isteyecek."dedi.Doğruydu ve kesinlikle haklıydı.
Pelin'in neşeli sesi mutfaktan geldi.
"Geliyormusun üşengeç."Elimde olmadan gülümsedim.
"O zaman yapacak çok fazla bir şey yok."dedim.Kadın bir an sessiz kaldı.
"Kızınızla evlenmek için izin istiyorum efendim."dedim daha fazla düşünmeden.O zaman onu alıp Yunanistan'a götürebilirdim...