25.BÖLÜM
"Hımm,sanırım burada istediğimi bulamayacağım."dediğinde olaya el koyma vaktinin gelmeye başladığını anladım.Yavaşça oturduğum koltuktan kalktım ve gidip mağazanın kapısını kapatıp.Kapalı işaretini çevirdim.Yetkili olan adam şaşkınlıkla bana bakarken ona yaklaşıp mırıldandım.
"Dükkanının bir saatliğine kapatmanı emin ol büyük bir karla karşılayacaksın."Adamın gözleri ışıldayarak parlarken aslında her an mağazanın anahtarını elime vermesini beklemedim değil.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun."Pelin'in sesi ile ona döndüm.
"Tatlım,olaya el koyuyorum.Canıma okumak istiyorsun biliyorum ama gerçekten sürekli pazarlık edip bir şey almamak sinir bozucu.Şimdi bu işi benim yöntemimle hallediyoruz."dedim.Pelin şaşkınlıkla bana bakarken bu anı hemen değerlendirdim.Ellerimi çırptım.
"Hanımlar,bu güzelliğe uyacak tüm kıyafetleri hemen görmek istiyorum.Fiyat etiketleri önemli değil."Mağazadaki personel arı gibi koşuştururken Pelin şaşkınlıkla onlara ardından da bana baktı.Birden şekilli kaşları çatıldı.Eline çantasını aldı ve ben ne olduğunu anlamadan mağazayı terk etti.İyi ama bu güzel bir jest değil mi?Şimdiye kadar hiçbir kadına yapmadığım bir jest.Nesi var bu kadının.Arkasından bakarken hızla bir çek yazdım ve mağaza müdürünün eline tutuşturdum.
"Çok üzgünüm.Kadınları anlamak zor."dedim ve ardından koşmaya başladım.Caddenin karşısına geçmeden onu yakaladım.
"Nereye gidiyorsun?"Öfkeyle bana baktı.
"Bırak beni."Bu kez iki kolunu birden tuttum.
"Sana bir soru sordum."Adeta burnundan soluyordu.
"Ne oldu ki?Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum."dedim.
"Öylemi?Biz neredeyiz?Bir etrafına bak."Bir an etrafıma baktım ve omzumu silktim.
"Burası İstanbul'un en lüks semtlerinden biri bu mağazalardaki kıyafetlerin fiyatından haberin varmı?"
"Sanırım yok!Bunun ne önemi varki?"dedim nereye varmak istediğini anlayamadan.Hızla silkinip kendini benden kurtardı.
"Buralardan bir şey almaya benim gücüm yetmez.Yetsede bir kıyafete o kadar para vermem ben."Şaşkınlıkla üzerini kontrol ettim.Oldukça şık giyiniyordu.
"Ama kıyafetlerin..."Ellerini göğsünün altında birleştirdi.
"Onlar böyle mağazalardan değil."dedi küçük burnunu gurula kaldırarak.Tek kaşımı alayla kaldırdım.
"Sende herhalde benim yanımda ki kadına para ödeteceğimi sanmıyorsun değilmi?Dert ettiğin şeye bak."Birden omzuma sert bir yumruk attı ki bu sefer gerçektende acıtmıştı.
"Hey."dedim hemen.
"Sorunda bu zaten mankafa!Bana bir şey alamazsın?"Bu dahada şaşırmama neden oldu.Kadınlar hediye severdi,severdi değilmi?
"Neden sana hediye alamıyorum?"
"Çünkü sen benim hiçbir şeyim değilsin.Sadece patronumsun ve ben patronumdan bir şey kabul etmem."Saçmalık.
"Bir kere ben..."Cümlemi tamamlayamadan yanlış bir şeyler söylemek üzere olduğumu anladım ve hemen sustum.İri kahve gözleri öfkeyle açıldı.
"Hadi durma devam et,çünkü bir kere sen benimle yattın.Buda beni sana ait olduğuma dair damgalıyor mu?Senin malım mıyım Aleksi."dedi.O anda aklımdan tek geçen şey onu öpmekti.Saçma kaprislerine ve kendiden emin duruşuna aldırmadan.Sadece onu öpmek istedim.Sanki bu bana ait olduğunu daha çok anlatırmış gibi...Parmağımı uzattım ve pürüzsüz yanağını okşadım.Ona baktım.