27

1K 54 8
                                    


   Okuldan sonra tek yaptığım şey kendimi yatağa atıp zamanımı saçma şarkılarla öldürmek olmuştu. Özellikle kavgadan sonra eve geldiğimde Aleisha'nın hiçbir aramasına cevap vermemiş, bıraktığı sesli mesajları görmezden gelmiştim.

   Onun için birkaç sürtük tokatlamak elbette sorun değildi ama bunun artık sonu gelmez olunca yorucu hissettirmeye başlamıştı. Onun yüzünden okulun yarısıyla zaten kavga etmiştim. Aleisha hiç değişmeyecekti ve onun kıçını kurtarmak hep bana düşecekti. Onu seviyordum ama artık yorulmuştum.

   Telefonumun titremesiyle başımı içine gömdüğüm yorgandan çıkarıp yerdeki çantamın üzerinde duran telefona baktım. Ve onu almaya bile uğraşmadan geri yatağın içine gömüldüm. Telefonu almak için fazla üşengeçtim ve iliklerime kadar yorgun hissediyordum.

   Ama lanet telefon durmadı, ben de aldırmamaya devam ettim. Titreme durduktan sonra yerini daha kısasına bıraktı. Mesaja. Ve aynı titreyiş birkaç defa devam etti.

   Umursamadım. Üç gün okula gidemeyecektim. Zaten sonrası hafta sonuydu. Eve geldiğimde kimseyle muhatap olmadan odama çıkmıştım ama biliyordum ki haber eve geldikten sonra bunun kavgası da yaşanacaktı. Özellikle de annem uzaklaştırmayı öğrendiğinde iyi şeylerin yaşanmayacağını senelerin verdiği tecrübeyle tahmin edebiliyordum. Pek iple çektiğim bir şey değildi. Kulaklıklarımdaki yüksek ritimler bile beynimdeki sesleri engelleyemiyordu. Lanet telefon ne işe yarıyordu o zaman?

   Ben düşüncelerime dalmışken birden yorganın üzerimden çekilmesiyle ufak bir çığlık attım. Aniden karşımda Zayn'i görmemle kaşlarımı çattım.

"Burada ne işin var?" Zayn sinirli bir sesle tıslarcasına konuşurken tepemde dikilmiş bana bakıyordu.

"Eğer lanet telefonuna baksaydın ne işim olduğunu anlardın. Her seferinde şu siktiğimin balkonuna tırmanmak zorunda mıyım b-?" Koridordan gelen adım seslerini duymamla Zayn'i tutup kendime çekmem bir saniyemi aldı. Hızla onu altıma almış iki elimle birden ağzını kapatmıştım. Bana anlamayan bakışlarla bakarken kapım tıklatıldı.

"Elly, iyi misin tatlım? Çığlık attığını duydum." Lanet olsun, kapım kilitli değildi. Sesimi sakin tutmaya çalışarak babama doğru seslendim.

"İyiyim. Sadece telefonu ayağıma düşürdüm." Zayn iki yanında çıplak duran bacaklarıma ellerini koydu. Ona uyaran bir bakış attım.

"Gelip bakmamı ister misin?" Gözlerimi yumdum ve nefesimi verdim.

"Hayır gerek yok. Kıyafetlerim uygun değil." Bir şeyler mırıldanarak kapımdan uzaklaştığında rahatladım ve kalp atışlarımın düzelmesini bekledim.

   Üzerimde sadece boxer şeklinde bir külot ve yarım spor atleti vardı. Gerçekten de uygun kıyafetlerin içinde sayılmazdım.

   Zayn bacaklarımdaki ellerini kollarıma kaldırdı ve başını hafifçe yana çekerek dudaklarını ellerimden kurtardı. Karnının üzerinde oturuyordum ve üzerine eğilmiştim. Beni kendine çektiğinde burnum onunkine çarptı. Ardından elleri çıplak belimi tutup beni kendine bastırdı. Gözlerim hemen önümdeki dudaklarına indiğinde şaşı olmuş olmalıydım ki Zayn hafifçe güldü. Cevabını bile bile mırıldandım.

"Komik olan ne?" Yüzümün hatlarını incelerken hafifçe omuz silkti.

"Çok tatlısın." Gözlerim irileşirken biraz geriledim. Kolları sıkılaştı ve kendini yeniden bana bastırdı. Beni tatlı mı buluyordu? Bu iyi miydi, kötü müydü?

   Uzandı ve dudaklarımı yakaladı. Gözlerim anında teslim olurcasına kapanırken vücudum gerilmişti bile. Elleri kalçalarıma indi ve hafifçe sıktı. Dişleri alt dudağımı kavradı ve usulca çekip bıraktı. İnledim. Sanki beklediği şey buymuş gibi hızla döndü ve beni altına aldı. Bacaklarımın arasına yerleştiğinde kendini bana bastırdı. Aramızda olan birkaç parça kıyafetin hiçbir önemi yoktu. Kalbim göğsümde patlayacakmış gibi çarpıyor, dayanmamı güçleştiriyordu. Elimde olmadan titremeye başladım. Kendime söz vermiştim. Onunla birlikte olmadan onu kendime aşık edecektim. Kendimi zorla ondan ayırdım. Beni umursamadan boynuma yöneldi. Birden gözlerimin önünde o gecenin anıları canlanırken korkuyla gözlerimi açtım. Hissettiğim korku sesime de yansımıştı.

"Zayn. Dur," Nefesini verdi ve güldü. Bu mahcup bir gülümsemeydi.

"İstemediğin sürece ileri gitmeyeceğim." Anılar yüzünden nefes nefese kalmıştım ve irice açılmış gözlerle ona bakıyordum. Gözlerimdeki ifadeyi fark ettiğinde birden üzerimden doğruldu ve yanıma geçip oturdu. Sesi fısıldar gibi çıkmıştı.

"Özür dilerim. Seni korkutmak istememiştim." Titremelerim azalırken ona bakmadan yataktan kalktım.

"Korkmadım. Sadece..." Gözlerimi kapatıp nefesimi verdim. Lanet olsun.

"Unutamıyorum." Ona baktım. O da bana bakarken gözlerinde bir ışık yandı.

"Unutman için ne yapabilirim, Elizabeth?" Birden deja vu yaşıyormuş gibi hissettim. İşte yine aynısı olmuştu. O geceki bakışlarının aynısı yine gözlerindeydi. O gecenin sabahında da böyle bakmıştı. Hatırlamadığım gecede bir şeyler olmuştu ama bana söylemiyordu.

"Hiç. Hiçbir şey yapmana gerek yok." Anında yüzü bozulurken banyoya doğru yürüyerek devam ettim.

"Zamana bırak. Elbette bunu da aşarım." Banyoya girip kapısını kapattığımda zırhım parçalandı ve dizlerimin üzerine düştüm. Lanet olsun, bu çok fazlaydı.

   Neden bana sürekli bu yönden yaklaşıyordu? Ve ben neden sürekli buna izin veriyordum? Kahrolasıca Zayn'e karşı koymak zordu. Beni kullanıyor olabilir miydi? Beynimi dolduran sorulardan kurtulmak için başımı iki yana salladım ve nefeslerimi düzene soktum.

   Ayağa kalkıp kapıyı açtım ve odama döndüm. Zayn pencerenin önünde durmuş dışarıyı izliyordu. İçeri geçtiğimde bana döndü ve buz gibi bir ifadeyle bana baktı. Anlaşılan o ki ikimiz de şu an birbirimize maskelerimizin ardından bakıyorduk.

"Üzerini değiştir. Dışarı çıkacağız." Kaşlarımı çattım.

"Nereye?" Pencereye döndü ve homurdandı.

"Gidince görürsün." Göremese bile ona gözlerimi devirdim. Dolabıma ilerleyip üzerime dar siyah bir pantolon, tişört ve deri ceketimi geçirdim.

   Dalgalı saçlarım öylece omuzlarımdan aşağı sarkıyorken makyajla bile uğraşmayıp ona baktım.

"Sen geldiğin yerden in. Ben kapıdan çıkarım." Bir şey demeden pencereyi açtı. Ben de telefonumu cebime tıkıştırıp odadan çıktım.

"Nereye gidiyorsun?" Merdivenlerden inerken annemin sesini duymamla bakışlarımı ona çevirdim.

"Bir arkadaşımla buluşacağım." Tek kaşını kaldırdı.

"Babanın misafirleri gelecek. Logan da burada olacak." Kapıyı açarken ona bakmadan homurdandım.

"Bana ne Logan'dan?" Annem hülyalı bakışlarla bana bakıp güldü.

"İkiniz çok yakışıyorsunuz." İnanamayarak ona baktım.

"Saçmalama." Kapıyı ardımdan kapattım ve bahçeyi geçip geniş kapıdan sokağa çıktım. Saatin kaç olduğundan bile haberim yoktu. Çok geçmeden Zayn'i gördüm. Yolun kenarına park ettiği siyah arabasına yaslanmış sigara içiyordu. Yutkundum ve kendimi dizginlemeye çalıştım. Bu... Gerçekten enfes bir görüntüydü.

   Yanına ulaştığımda elindeki sigarayı havalı bir hareketle elinden fırlattı ve arabaya bindi. Ben de yanına kurulduğumda bir kalemle çizilmiş gibi kusursuz duran yüzüne bakıp sordum.

"Nereye gidiyoruz?" Sesi muzipti.

"Gidince görürsün."


SPACE 2 | INCEPTION / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin