32

1.1K 64 6
                                    

   Aceleyle ayakkabılarımı ayağıma geçirdiğimde eğilip fermuarlarını da çektim ve doğrulup bir çırpıda ceketimi üzerime geçirdim. Tam çantama yöneliyordum ki duyduğum sesle durmak zorunda kaldım.

"Nereye gidiyorsun?" Anneme döndüğümde elime aldığım çantayı omzuma astım.

"Kahvaltıya." Kaşlarını çattı. Tabii ki de bana inanmamıştı.

"Eminim öyledir. Akşam Logan'ın ailesi gelecek. Bize katılacağını unutmadın umarım." Bir elimi saçlarımdan geçirip yemek meselesini atladım.

"Gerçekten kahvaltıya gidiyorum. İstersen sen de benimle gelebilirsin. Tek olacağım." Kaşları hayretle havaya kalktığında zaferle gülümsedim. Şimdi bana inanmıştı. Arkasını dönüp mutfağa yöneldi ve hafifçe mırıldandı.

"Akşamı unutma." Ona başımı salladım ve evden çıktım. Bugün hava açık olmasına rağmen fazla soğuktu ama yine de derin bir nefes alarak ciğerlerimi açtım. Saat 7'yi geçiyordu. Koşu için biraz geç olsa da çantamı omzuma çapraz geçirip yeniden derin bir nefes aldım.

   Yaklaşık yarım saatlik bir koşunun ardından küçük kafe görüş alanıma girdiğinde adımlarımı yavaşlattım ve nefeslerimi düzenledim. Nathan ile Lena'ya bir teşekkür borcum vardı. Kafenin kapısına ulaşıp açtığımda burnuma yine o tanıdık yoğun kahve kokusu dolmuştu.

   Nathan'ı kasanın yanında bulduğumda ona doğru yürüdüm.

"Hey!" Nathan başını kaldırıp bana bakınca yüzü geniş bir gülümsemeyle aydınlandı.

"Elly! Seni gördüğüme sevindim!" Sarılışına karşılık verdikten sonra omuz silktim.

"Kahvaltı yapmak için buradan iyi bir yer bilmiyorum." Nathan bana boş bir masa gösterdi.

"Oraya geç. Sana bir şeyler hazırlayayım." Başımı sallayıp gösterdiği masaya geçtim.

   Kafe küçük olmasına rağmen iyi müşteri alıyordu ve görünen o ki Nathan burada oldukça mutluydu. Çok geçmeden Nathan bana yiyecek bir şeyler getirip geri geleceğini söyleyip yanımdan ayrıldı ve diğer müşterilerle ilgilendi. Ben kahvaltımı bitirdiğimde kafe yeni yeni boşalmaya başlıyordu. Sonunda Nathan yanıma elindeki kahvelerle geldiğinde bana eşlik edebilecek fırsatı bulmuştu.

"Çok daha iyi görünüyorsun." Zayn'le yaşanılanlardan sonra buraya en yıkık halimle gelmiştim. Buradan gittikten sonra ise yaşananlardan haberi yoktu çünkü buraya uğrayacak fırsatı bulamamıştım.

"Daha iyi hissediyorum. Kendimi toparladım." Başını salladı ve olanları bildiği halde yorum yapmadı. Devam ettim.

"Lena nasıl? Burada mı?" Nathan hafifçe gülümsedi.

"Evet. Üst katta. Bugün kendini iyi hissetmiyor." Kaşlarımı çattım. Burada kaldığım süre boyunca Lena her saniye yanımda olmuştu. O kesinlikle mükemmel bir insandı.

"Hasta mı?" Nathan yüzünden silemediği gülümsemesiyle omuz silkip işaret parmağıyla karnını gösterdi.

"Ufaklık rahatsız ediyor." Gözlerim irice açılırken çığlık atmamak için ellerimle ağzımı kapattım. Tanrım! Bu süper bir haberdi!

"Hamile mi!" Nathan ile Lena daha 20'lerinin başında olmalarına rağmen aile olma fikri onlara fena uyuyordu.

"2 aylık. Daha çok yeni." Oturduğum yerden kalktım.

"Bu inanılmaz bir haber! Ona merhaba diyeceğim." Nathan başını sallayıp merdivenleri gösterdi. Merdivenlere koşup birkaç adımda yolu yarılamışken durup Nathan'a döndüm.

SPACE 2 | INCEPTION / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin