6

1.5K 66 0
                                    

   Çok uzun bir süre yürüdüm. Amacım kaybolmaktı ki görünen o ki kaybolmuştum da. Okullar çoktan bitmiş olmalıydı. Yani artık eve gidebilirdim. Telefonumun çalışı yürüdüğüm yolda beni durdurdu. Arayan Conor'dı.

"Hey!" Nathan ile konuştuktan sonra kendimi çok daha iyi hissediyordum. Conor mutlu sesime karşılık şaşırıp başta cevap vermese de sonradan toparladı.

"Selam. Okulda yoktun arayayım dedim. Bugün Marcie'nin evinde devasa bir parti olacak. Ev küçük ama bahçesi var. Sığacağımızı düşünüyorum." Saatime baktım. Saat dördü geçmişti.

"Kaçta?" Conor'ın hattın diğer ucundan aldığı derin nefesi duydum.

"Belli bir saati yok. On gibi toplanırız." Nefesimi verdim ve etrafıma bakındım.

"Herkes orada olacak mı?" Nedense Zayn'in orda olmasını istemiyordum. Ondan uzak duracaktım. Eğer onunla biraz daha takılırsam benden yine başka adamlara ulaşmak için aracılık yapmamı isterdi. Bardaki adamı düşündükçe midem altüst oluyordu.

"Tüm okulun haberi var. İnekler grubu hariç herkes orda olur." Partiye elbette gitmek istiyordum ama transferlerden biriyle bile karşılaşmaya tahammülüm yoktu.

"Tamam. Gece görüşürüz." Konuşmayı kısa kestim ve yeniden etrafıma bakındım. Daha işlek bir cadde bulup, bir taksiye atlamalı ve direkt eve gitmeliydim. Sonra da partide şuurumu kaybedene kadar içmeliydim. Ben kimseyi kafama takmazdım. Özellikle de aklı havada bir piçin tekini.

***

   Aynanın önünde son rötuşları yaparken birden kapının açılmasıyla bakışlarımı yansımamdan kapıya çevrildi. Annem tuhaf bakışlarıyla beni süzerken, tek kaşını kaldırdı ve kollarını göğsünde birleştirerek omzunu kapının pervazına yasladı.

"Sende gençliğimi görüyorum." Ağzımdan ufak bir kahkaha kaçtı. İyi anne rolü mü oynuyorduk şimdi de?

"Bu gelecekte senin gibi olacağım anlamına mı geliyor? Hayır, ben almayayım." Annem başını iki yana salladı.

"Bunun bir sonu yok, Elizabeth." Gözlerimi yumdum ve komodinin üzerine bırakmış olduğum telefonumu alırken mırıldandım.

"Bu konuşmayı yapmak için çok geç kaldın. 5 yıl kadar hatta." Kaşlarını çattı.

"Baban biraz geç gelecek. Geldiğinde bu konuyu konuşacağız." Yanından geçip merdivenlere yöneldim.

"Tabii, beni evde bulabilirseniz seve seve konuşurum." Kapıdan çıktım ve kapıda beni bekleyen taksiye atladım. Gideceğim yeri tarif ettikten sonra arkama yasladım. Cumartesi gününden beri telefonum kapalıydı. Telefonumu çıkardım ve bir müddet açılmasını bekledim. Ekran aydınlandıktan bir süre sonra bildirimler ekranda sıralanmaya başlamıştı bile. Mesajlara ve aramalara bakmadan kendime bir oyun açtım ve partiye gidene kadar oyalandım.

   Parti alanına geldiğimde taksiden indim ve fazla büyük olmayan eve ilerledim. Evin bulunduğu sokak arabalarla dolmuştu. Kalabalık parti kitlesi evin ön bahçecine kadar taşıyordu. Kalabalığı yararak eve ulaşmaya çalıştım. Beni tanıyan birçok insan şimdiden sarhoş olmuş, bana selam vermeye çalışırken de birçoğu sendelemişlerdi. Aşırı yüksek müzik sesinden ne dediklerini bile anlayamamışken, onlara aldırmadım. Etrafıma bakındım ve kırmızı pet bardakların bulunduğu standa ilerleyerek kendime dolu bir tanesini alarak grubu aramaya başladım. Hızlı hareketlerle kendimi dans eden kitlenin arasına attım ve sonunda bizimkileri bulduğumda nefes nefese kalmıştım bile. Yanlarına gittiğimde nefesimi düzenlemeye çalışarak konuştum.

SPACE 2 | INCEPTION / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin