9

1.1K 81 5
                                    

"Adamın etrafını on kişi sarmış, hepsi silahlı. Ama bu adam çıplak elle, tek bir kurşun bile yemeden hepsini yere seriyor, öyle mi? Siktirsin oradan!" Beni ikaz eden seslere aldırmadım ve koltuğuma biraz daha sindim. Yanımda oturan Nick kendini tutamayıp kıkırdamaya başladığında ona dönüp isyan etmiştim.

"Ama film fazla saçma! Ahh!" Sonunda pes ettim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Gerçekten sıkılmıştım. Arkasını dönmüş bana onaylamayan bakışlar atan kadına omuz silktim. Yaşını başını almış kadınsın, aksiyon filminde işin ne?

"Eğer sıkıldıysan çıkabiliriz?" Ayağa kalktığımda Nick'in elindeki patlamış mısır kutusunu aldım ve az önce bana bakan kadının üzerine boşalttım. Kadın beni fazlasıyla sinir etmişti.

"Ahh, üzgünüm. Elimden kaydı." Nick'in beni çekiştirmesiyle sinema salonundan hızlıca çıktık. Nick sonunda kahkahayı bastığında kendime bir sigara yaktım. Derin bir nefes çektikten sonra tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

"Ne?" Nick gülmeyi kesmeden söylendi. Bu çocuk da bir tuhaftı.

"Sen, inanılmazsın." Yüzümde arsız bir sırıtış oluştuğunda gözlerimi devirdim.

"Evet, öyleyim." Hava çoktan kararmıştı. Ama benim için daha çok erkendi. Eğer Nick ile buradan ayrılırsam -beni evime bırakma olasılığı kesinlikle sıfırdı- bir bara geçerdim. Ya da bizim grubu bulur, onlarla takılırdım.

"Yapmak istediğin başka bir şey var mı?" Omuz silktim. Nick pür dikkat sigara içişimi izliyordu. Hafifçe gülümsedim. Bizim okulda sigara içmeyen var mıydı? Nick boğazını temizledi.

"İstersen benim evime geçebiliriz." Sigaramdan son nefesi çektim ve yere fırlatarak hafifçe ayakkabımın altında ezdim. Bakışlarımı birden ona kaldırdım.

"Bence bu gecelik bu kadar aksiyon yeter." Nick hafifçe başını salladı ve ellerini cebine soktu.

"Peki, seni eve bırakabilirim." Yüzümü buruşturdum.

"Ben gidebilirim. Güzel bir gündü." Nick beklentiyle bana bakarken yeniden başını salladı. Ona hafif bir gülümseme verdim ve yanından geçip gittim. Bu kadar iyilik bana fazlaydı. Adımlarımı hızlandırırken telefonumu çıkardım ve numarayı tuşladım. Çok geçmeden açıldı. Beklemeden konuştum.

"Hangi mekândasınız?"

***

   Elimdeki büyük bira bardağından bir yudum aldım ve oturduğum barda etrafıma bakındım. Sadece Conor ve Aleisha'yı bulabilmiştim. Grubun devamı evlerinde kalmayı tercih etmişlerdi. Aleisha kısa kırmızı saçlarında parmaklarını gezdirdi. Fazla seksi bir kızdı ve bunu kullanmakta asla çekinmezdi.

"Nick ile takıldığını duydum? Şu futbol takımında olan?" Hafifçe başımı salladım ve gülümsedim.

"Evet, buraya gelmeden önce onunlaydım." Conor bize gözlerini devirdi ve yanındaki kızla ilgilenmeye devam etti.

"Vay canına, güzel parça değil mi?" Omuz silktim. Evet, yakışıklı çocuktu ama ilgimi çekmiyordu. Yüzümü buruşturup homurdandım.

"Onunla yatmadım. Bilirsin, o çok fazla iyi. Bunu bozmak istemem." Aleisha da yüzünü buruştu ve koyu kırmızı ojeyle donatmış olduğu tırnaklarını inceledi. O kırmızı kızıydı. Bense siyah.

"Sen bilirsin, ah yarın okulda lanet olası sınav var. Hazırlık zımbırtısı. Ortak derslerin olduğu sınıflar karma yapılacakmış." Yeniden omuz silktim. Sınavlar benim için sorun olmazdı. Derste dinlediklerimle bir şeyler yapabiliyordum işte. Hiçbir zaman ekstra çabalamazdım. Gerçi ben hiçbir şey için ekstra çaba göstermezdim.

SPACE 2 | INCEPTION / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin