30

1.2K 63 11
                                    

   Uyandığım an hissettiğim ilk şey başımdaki ölümcül ağrı oldu. Normalde baş ağrılarım için ilaç kullanmazdım ama bu kesinlikle ilaç gerektiren bir durumdu. Yaşadığım akşamdan kalmalık kesinlikle en beter 10 listeme kolaylıkla girebilirdi.

   Başımın ağrısının ardından hissettiğim ikinci şey üzerimdeki ağırlıktı. Gözlerimi yanmasını önemsemeden açtığımda bir müddet ayılmayı ve görmeyi bekledim. Görüntü netleştikten sonra başımı eğdim ve göğsümde, daha doğrusu üzerimde uzanan adama baktım. Başı göğsümde, yüzü bana dönük uyuyordu. O kadar güzel görünüyordu ki, ilk defa ona aşık olmakta kendimi haklı bulmuştum. Geri dönüşü yoktu ve bunu inkâr edemeyecek kadar farkına varmıştım artık.

   Bir elimi kaldırdım ve nasıl olsa uyuyor diye rahatlıkla saçlarının arasına daldırdım. Elim başına değdiği an kapalı gözleri açıldı ve tepkisel olarak irkilerek elimi ondan çektim. Tanrı aşkına, uyanık mıydı?

   Gülümsedi ve gözlerini geri yumup çevremdeki kollarını sıkılaştırdı.

"Devam et." Mırıltısı karşısında kaşlarım çatılsa da dediğini yaptım ve elimi saçlarının arasına geri bırakarak saçlarını okşamaya başladım. Gözlerimi geri kapatıp sesimi bulmaya çalışarak konuştum.

"Ne zamandır uyanıksın?" Omuz silkti.

"Birkaç saat oluyor." Şu an içinde bulunduğumuz pozisyon oldukça tuhaf hissettiriyordu. Dün gecenin nasıl Zayn'in evinde sonlandığını bilmiyordum ama içimde bundan memnun olan bir tarafın olduğunu da inkâr edemezdim. Sorgulamadım ve anın keyfini çıkardım. Ta ki Zayn aptal çenesini açana kadar.

"Kendini nasıl hissediyorsun?" Ve BUM! Anın büyüsü yok oldu ve yerini berbat ağrılar aldı. Yüzümü buruşturup onu üzerimden iterken homurdandım.

"Hatırlatmasan daha iyi olabilirdim!" Zayn kıkırdayarak doğru- bir dakika... Zayn kıkırdıyor muydu?

   Bakışlarım ona dönüp şaşkınlıkla dolduğunda konuştu.

"Pekâlâ, sana birkaç ilaç ayarlayabilirim." Yataktan zıpladı ve hemen odadan çıktı. Tanrı aşkına, buna ne oluyordu böyle!

   Ben de onun peşinden gitmek için ayağa kalktığım an başım döndü. Yatağa geri oturdum ve bir müddet odanın dönmesinin bitmesini bekledim. Sonunda durduğunda ağır adımlarla odadan çıkıp salona geçtim. Bu oda pek iyi anılar çağrıştırmasa da yutkundum ve direkt mutfak bölümündeki Zayn'e ilerledim.

   Yanına ulaştığımda su almak için rafa uzanacaktım ki belimi kavrayıp beni tezgaha oturttu. TUHAF!

"Bunları bulabildim," Bana birkaç hap ve bir bardak su uzattığında ilaçların ne olduğuna bile bakmadan suyla mideme yolladım. Bardağı yanıma bıraktığımda ona döndüm. Çoktan beni izliyordu.

"Neden bu kadar içtin?" Kaşlarımı çattım.

   Siktir.

   Kırmızı Alarm'ı ona açıklayamazdım ki. Kırmızı Alarm, Aleisha için uydurulmuş bir şeydi. Haftada en az 1 kez seksi en iyi olan erkeğe aşık olduğunu düşünür ve onu unutmak için deli gibi içerdi. Tabii ki de yanında her zaman ben olurdum. Bir süreden sonra uzun uzun anlatmak yerine Kırmızı Alarm demesi onun için yeterli olur hâle gelmişti.

   Ve ben de şimdi çıkıp Zayn'e ona aşık olduğumu fark ettiğim için bu kadar dağıttığımı söyleyemezdim.

   Yutkundum.

"Bilmem," Bana karşılık tek kaşını kaldırınca devam ettim.

"Annemle kavga etmiş olmalıyım. Hatırlamıyorum." Başını salladı ve bana bir tabak uzattı. Tabakta ufak bir tost vardı. Başımı ona kaldırıp kıkırdadım.

SPACE 2 | INCEPTION / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin