Yüzüne düşen dağınık ve ıslak saçlarıyla gözlerimin içine bakıyordu.
Neden... Neden bu kadar güzel bakıyor?
Üzerimdeki ağırlığını hissedebiliyordum.
Bu ses de ne böyle? Bir şeyler 'küt küt' mü desem, 'pat pat' mı desem, garip bir şekilde ses çıkarıyor.
Ah,hayır! Kulaklarıma dahi dolabilen bu ses kalbimden geliyor olamaz değil mi?
"İyi misin? Acımıyor bir yerin değil mi?"
Telaşla ve neredeyse fısıldayarak sorduğu soruya karşılık yaptığım tek şey erimeye devam etmek oldu.
Beni düşünüyor ve benim için endişeleniyordu. Oysa başımın ve sargılı kolumun altında olan elleri sayesinde bana hiçbir zarar gelmedi.
"Sayende... İ-iyiyim."diye cevap verebildim.
Güldü ve yüzümü incelemeye devam etti.
Öyle güzel gülüyordu ki bembeyaz tavşan dişlerini dahi görebiliyordum.
Yüzüme oldukça yakın olan yüzü, yanaklarımı okşayan nefesi gerilmeme neden oluyordu.
"Yakından bakınca... Çok daha tatlıymışsın."
Ne dedi o?! Ne duydum ben az önce?! Bana tatlı olduğumu mu söyledi?!
Ah!
Peki ben neden ona kızıp üzerimden kuvvetli bir şekilde fırlatmak yerine hâlâ böylece duruyorum?!
Utandığım, şaşırdığım ve heyecanlandığım gerçeğini itiraz edemem.
Yine de buna rağmen kendimi toparlamam lazım. Hadi Yeon Soo.
"Yah!"diye bağırdım ve sağlam elimi kaldırarak onun göğsüne yerleştirdim. Ardından ittim.
Ancak o da beklemediğim bir şekilde direndi ve üzerimden kalkmadı. Ben itmeye çalıştıkça o direniyor ve hatta daha çok üzerime geliyordu.
"Ne yapıyorsun sen? Çekil üzerimden."
Daha çok güldü. Sesli sesli gülüyordu.
"Gülme!"diye bağırdım. Ama beni takmadı bile.
"Biliyor musun? Sinirlenince bile çok tatlı görünüyorsun. Seni sinirlendirmek hoşuma gidiyor."
Şundaki cesarete bak. Nereden geliyor acaba? Resmen her kelimesinde ağzımın şaskınlıktan biraz daha açılmasına, gözlerimin biraz daha irileşmesine neden oluyor.
"Lee Know? Sen... Sen iyi misin gerçekten? İlk düştüğün an kafanı çok mu sert vurdun yoksa?"
Aklıma bundan mantıklı olan başka bir şey gelmiyor.
"Beni tanımıyorsun Yeon Soo. Ben... Birine asla yalan söylemem. Açık sözlüyümdür. Cesaretim küçüklüğümden beri tavan yapmış durumda. Kimsenin cesaret etmediği şeyleri yapabiliyorum. Sonra..."
Dedi ve gözlerini yukarı kaldırarak düşünmeye başladı. Kısılan o çekik gözler, dağınık ıslak saçlar,o pürüzsüz ten, o şirin ifade... Her baktığımda kalbiminin üzerinde değişik şeyler olması ve kalbimden başlayarak tüm vücuduma hoş bir karıncalanma yayılması normal mi?
Ah,hayır. Tabii ki değil Yeon Soo.
Gözleri yeniden beni buldu. Bu sefer daha sakin bir tebessümle gözlerimin içine bakıyordu.
Şunu da itiraf etmeliyim ki, normalde çekinerek her erkekten kaçırdığım gözlerimi onun o güzel gözlerinden çekmek istemiyorum. Baktıkça bakasım geliyor. Ayrıca... O bakışlar kesinlikle beni daha bir heyecanlandırıyor. Kalbimin hızlanmasında ve hissettiğim garip hissin oluşumundaki bir diğer etken de o... Kesinlikle o güzel gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids // Hwang Hyunjin(✔)
FanfictionSırtım duvarla buluştuğunda çektiğim acıyla ağzımdan ufak bir inleme çıktı. O ise tuttuğu kolumu bırakmayarak bir elini de duvara yasladı ve beni duvar ile arasına sıkıştırdı. Daha çok yaklaştı. "Ne yaptığını sanıyorsun?" Başımı boyunun uzunluğundan...