19🍃 Bu Koku...

12.5K 821 1K
                                    

🍃

"Minho!"

Endişe içerisinde odadan içeri daldığımda odada bulunan Bangchan ve Changbin ile beraber Minho da bana baktı.

Beni görünce doğrulduğu yatakta anında gülümsemeye başladı.

Hemen yanına koştum ve ona sarıldım. O da kollarını benim belime yerleştirirken konuşuyordu.

"Yeon Soo'm. İlacım geldi beyler. Turp gibiyim cidden. Merak etmeyin beni. Hadi siz taburcu işlemlerini hâlledin de bir an önce çıkalım buradan."

İkisi de gülüp odadan çıkmak için hareketlenince ben utandım.

Kollarımı Lee Know'dan çekerek yüzüne baktım. Bu esnada diğerleri odadan çıkmış ve biz yalnız kalmıştık.

Yüzü... Yüzünde sol kaşının üzerinde ve yanağında beyaz bantlardan vardı. Yine sol gözünde morarmaya yüz tutmuş, koca bir yeşillik vardı.

İşaret parmağımı canını yakmaktan korkarcasına çok hafif bir şekilde gezdirdim yeşilliğin hüküm sürdüğü bölgede.

"Ne oldu sana böyle? H-hyunjin mi yaptı gerçekten? İyi ama neden? Neden?"

"Bana bak, sakın ağlama. Canım yanmıyor ama eğer ağladığını görürsem emin ol ki yanacak. Ben iyiyim,merak etme. Hyunjin ile de aramda özel bir mesele var. Kaşınan taraf ben oldum. Sanırım bu dayağı hak ettim. Ama şu an... Şu an sana bu meseleyi anlatamam. Güvenmediğimden değil. Sadece zamanı değil. Bana güveniyorsun değil mi?"

Aralarındaki o özel meseleyi oldukça merak etsem de Lee Know'a güvendiğim için tebessüm ederek başımı onaylayıcı şekilde bir aşağı bir yukarı salladım.

"Tamam,sana güveniyorum."

🍃

Lee Know hastaneden çıkmak ve bir an önce taburcu olmak isterken bu dileği maalesef ki gerçekleşmedi.

Chan ve Changbin işlemleri halletmeye gittiğinde hemşire onlara şöyle söylemiş;

"Doktor bey hastanın başını çarptığı masadan dolayı, yani başına aldığı darbe yüzünden her ihtimale karşı bu gece müşaade altında tutulacağını söyledi. Maalesef ki bugün taburcu olamaz."

Yani hâlâ hastanedeyiz. Ben de olmam gerektiği yerde, Lee Know'un yanındayım. Daha doğrusu az önceye kadar yanındaydım. Lavabo ihtiyacımı karşılamak üzere çok kısa bir süreliğine beyleri orada bırakarak yanından ayrıldım.

Az önce bir hemşireye lavabonun nerede olduğunu sorunca bana danışma masasının hemen çaprazında olduğunu söyledi. Bunun üzerine gördüğüm danışma masasına doğru ilerlemeye başladım.

Ancak bu esnada Hyunjin görüş alanıma girdi!

Evet,buradaydı.

Danışma masasına oldukça yakındım. Onu görünce ilerlemeyi bırakıp olduğum yerde durdum ve çatılan kaşlarımla beraber onu izledim.

Beni görmemişti. Çünkü direkt danışma masasına doğru koşmuş ve endişeli yüz ifadesiyle danışman personele odaklanmıştı.

Gözleri dolu doluydu. Hani deriz ya, dokunsan ağlayacak diye. İşte tam da o şekil.

Nefes nefese kalmıştı. Alnından boncuk boncuk ter akıyordu. Endişeliydi. Bu her hâlinden belli olduğu gibi sesine de yansımıştı.

"Ar-arkadaşım buraya getirildi. Durumu.... Durumu nasıl acaba? Çok kötü mü?"

"Sakin olun beyefendi. Arkadaşınız kim?"

"Lee Know. Aman yani Minho. Lee Minho."

"1 dakika. Hemen bakıyorum... Ah,evet. Arkadaşınız şu an gayet iyi merak etmeyin. Sabah da gördüm. Yüzüne aldığı darbelere pansuman yapıldı. Başından bir darbe almış. Bundan dolayı bu gece burada müşaade altında tutulacak."

Hyunjin başını salladı ve arkasına döndü. Geri gidiyordu. Ama bu sefer geldiğinin tam tersine oldukça yavaş ilerliyordu.

Yıkıldı yıkılacak gibi duruyordu. -Demeye kalmadan dengesini kaybetti. Bir elini hemen yanındaki duvara atarak destek aldığını görünce ben de endişeyle ilerledim. Ancak bu zaman zarfında toparlandı ve hastaneden dışarı çıktı.

Kötü göründüğü için onu öyle bırakmaya tabii ki de gönlüm el vermedi. Hemen peşinden koşarak ben de dışarı çıktım.

Gözlerimle çevremi taradım. Sessiz sakin olan hastane bahçesine doğru ilerliyordu. Takibe devam ettim.

Bu esnada o durdu. Çevresine bakındı. O an saklanma gereksinimi duyarak saklandım ve saklandığım köşede gizlice onu izlemeye devam ettim.

Kimsenin olmadığını görünce büyük ihtimalle içinde tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.

Bildiğiniz sesli sesli ağlıyordu ve bu gerçekten... Benim bile o an kalbimi sızlattı. Gözlerim doldu.

-Derken bir anda sinirle hemen arkasında bulunan hastane duvarını yumruklamaya başladı.

"Aptal! Aptal Hyunjin,aptal! Neden yaptın ki bunu?! Neden?! Ya ona bir şey olsaydı?! Nasıl dayanacaktın bu acıya aptal! Nasıl?! Nasıl?! Nasıl?! Nasıl?!..."

Eli kanıyordu ama o bunu umursamadan duvarı yumruklamaya devam edince orada duramayarak hemen koşmaya başladım.

Bir anda Hyunjin'in duvarı yumruklayan kolunu iki elimle sıkıca tuttum.

Durdu.

Gözlerini çevirdi ve beni görünce sakinleşir gibi oldu. Şaşkınca;

"Yeon Soo?"diye seslendi. Ama yine de yanaklarından gözyaşları akmaya devam ediyordu. Bu istem dışıydı.

"Ne yapıyorsun Hyunjin?! Sen... Sen iyi misin?!"

Elinin hâlini yakından görünce hemen yüzümü ekşittim ve endişemi dışarı vurarak söze girdim.

"Ayyyy! Hyunjin elin... Paramparça olmuş. Çok... Çok acıyor mu?"

İki elimi de onu durdurmak amacıyla koluna sarmıştım ancak sakinleşince onun parçalanan kanlı elini ellerimin üzerinde tuttum.

Bir de üzerine üflemeye başladım.

O anki telaş ve endişeyle ne yapacağımı bilemeyerek öyle saçma bir tepki veriverdim işte. Her ne kadar üfleyince geçmeyeceğini bilsem de.

Hyunjin hafif sırıttı bana bakarken. Ama ağlamamak için kendisini tuttuğundan dolayı dudakları titriyordu. Gözlerinden akmaya devam eden gözyaşlarının da önüne geçemiyordu.

Bu hâle çoğu kez ben de geldim. O yüzden nasıl olduğunu, şu an nasıl hissettiğini tahmin edebiliyorum. Boğazına oturan o düğüm çok canını yakıyordur şimdi. Konuşmasına da izin vermeyen yine o koca düğümdür her hâlde.

"Bu seferlik... Sadece bu seferlik izin veriyorum Hyunjin. Sakın altında yanlış bir şey arama. Gel buraya."dedim ve ona kollarımı açtım.

Tereddüt etmeden anında kollarını belime doladı. Başını omzumun üzerine koydu.

Ama... Ama böyle olmaması gerekiyor? Yani şu an vücudumu, kalbimi ele geçiren bu hisleri hissetmemem gerekiyor.

Kendine gel Yeon Soo. O senin arkadaşın. Evet,o senin sıra arkadaşın ve şu an sadece destek vermek amacıyla ona sarılıyorsun. O da senden destek almak amacıyla. Bu kadar.

İyi ama bir arkadaş nasıl olur da bu kadar güzel hissettirebilir? Nasıl olur da bu kadar güzel kokabilir?

Bir dakika!

Bu koku...

Bu koku

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Stray Kids // Hwang Hyunjin(✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin