Sera eve nasıl gelip de bilgisayarını nasıl açtığını bilememişti ve hemen görüntülü arama yapmaya başlamıştı bir yandan da tırnaklarını kemirerek "Hadi" diye ekrana konuşuyordu. Sonunda karşı taraftan görüntü akmaya başladığında derin bir nefes alarak uçağa binmeyen adama minnetle bakıyordu.
"Hiç öyle bakma Nox! Sadece uçağım rötar yaptığı için buradayım yoksa geliyorum"
"Cliff sen beni delirtmek mi istiyorsun ya?! Gelip de ne yapacaksın?"
"İkisinin de burnunu dağıtıp, annene kendisinin istediği kişi ile evlenebileceğini ama seni buna zorlayamayacağını söyleyip seni alıp geri döneceğim ne yapacağım!"
"Ah süper onlar öldüremedi sen öldüreceksin yani! Sonra ne olacak? Annem sana bana ya da çocuklara rahat verir mi sanıyorsun? Bizi ölmekten beter eder"
"En azından yan yana oluruz değil mi?! Hayır Kore haberlerini takip etmesem ruhum bile duymayacak! Sen ne yaptığını sanıyorsun?! Böyle bir şeyi nasıl söylemezsin bana! Magazin haberlerinden öğreniyorum ben bunu ya!"
"Çünkü ben halledebiliyorum. Hallediyorum diyorum neden inanmak istemiyorsun bunca zaman halledebildim değil mi?"
"Bebeğim bu, o zamandaki gibi değil! İlk kez annen istediğine ulaşıyor görmüyor musun? Ne yapacaksın gidip evlenecek misin o adamla yani? Bu kadar yaklaşmışken..."
"Kimseyle evlenmiyorum Cliff hallediyorum diyorum sana"
"Nox..."
"Bak kimseyle evlenmiyorum, zaten Yoon Jae de benimle evlenme planı yapan biri değil o da benden kurtulmaya çalışıyor. Merak etme, özgürlüğüme bu kadar yaklaşmışken kendi ellerimle kendi geleceğimi mahvedemem değil mi?"
"Peki ya diğeri? Ahn Jae Hyun"
"Belki tüm bu oyunlar bittikten sonra onunla tekrar karşılaşırım ama şimdi benden uzak durmak zorunda"
"Annen düğün için ısrar ederse ve..."
"Cliff iyim ben merak etme"
"NASIL ETMEYEYİM! SENİN GİBİ SORUNLU BİRİNİ NASIL MERAK ETMEM"
Sera öfkeyle haykıran çocuğun bilgisayarının kucağından kaydığını görüntünün bulanıklaşmasından anlamıştı ve eski haline dönene kadar bir süre beklemişti. Arkadaşının onun için endişelendiğini, onun merak ettiği için böyle çılgınca şeyler yaptığını biliyordu ama o da onlar için endişeleniyordu. Annesinin onlara yapabileceklerinden korkuyordu. En rahatlatıcı gülümsemesini sunarken Cliff'in yanında Sera olmanın ve onun maskelerini takmanın daha zor olduğunu kabul ediyordu.
"Hadi ama Cliff sen söyleme bari bunu. Sorunlu olsam da 25 yıldır her dertten itina ile sıyrıldım. Küçük bir çocuk değilim ya. Sen bana şu sana söylediğim şeyi halledebiliyor musun onu söyle?"
"Ayak işlerini yapıyorum ama seni merak edemiyorum! Ben senin çalışanın değilim ben senin..."
"Cliff yeter! Çocuk gibisin. Sana bir şey sordum"
"Hallediyorum"
Cliff sinirli bir şekilde cevap verdiğinde Sera onu üzmüş olmaktan hoşlanmıyordu ve hala arkasındaki havaalanı arka planı, vazgeçmediğini de söylüyordu genç kıza. Sıkkınlıkla saçlarına daldırdığı parmakları arasında kalan birkaç tel saçı hışımla silkelerken "Biriniz de bana yardım edin ne olur sanki! Sen benim için endişelenirken bana nasıl bir sorun yaratacağının farkında değil misin Allah aşkına! Olacakları anlayamıyor musun sana defalarca anlattım bunu kendin de yaşadın. Beni bu şekilde yüz üstü bırakıp ben senin kardeşinim diyemezsin. Bu sevgi değil Cliff sadece sana bahsetmediğim için beni cezalandırmaya çalışıyorsun sen!" diye bağırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgedeki Benlik
General Fictionİki farklı kız, aynı yüz ve ikisi ile de yolu kesişen bir genç... Neler getireceğini bilmedikleri bir oyuna başlayan bir avuç genç arasında geçen tatlı sert çekişmeler yaşanırken geçmiş ve geleceğin gölgeleri teker teker ortaya çıkacak.