Araba taşlık yolda sarsılarak ilerlerken içeri de ölüm sessizliği dolaşıyordu. Sera dudaklarına dokunmamak için insan üstü bir çaba gösteriyordu bu yüzden yumruk yaptığı ellerini kucağında kenetlemiş kafasını da cama yaslamış ormanı arkasında bırakışını izliyordu. Hayatının dönüm noktası olduğunu düşündüğü yerde böyle bir şey yaşamanın şokunu hala üzerinden atamayan kız gözlerinin önünde milyonlarca kez yaklaşıp dudaklarına dokunan yüzü silmeye çalışıyor ama başaramıyor.
İlk öpücüğü falan değildi sırf bu klişeyi duymak istemediği için on sekiz yaşında sahne aldığı barda ona içki ısmarlamak isteyen biriyle öpüşmüştü. Herkes çocuğun çok yakışıklı olduğunu söylüyordu ama Sera o güne ait sadece sahnede ne kadar mutlu olduğunu hatırlıyordu. İlerleyen senelerinde aşırı alkollü olduğunda ve annesini fazlasıyla kızdırmak istediğinde biraz daha ileri gitmişti ama ona dair hatırladığı tek şey de sabah tanımadığı bir adamla burun buruna gelince Cliff'den fazlasıyla azar işitmesine neden olmasıydı.
Herkesin çok özel olduğunu ve asla unutulmaz olduğunu iddia ettiği bu iki deneyimde ona hiçbir şey ifade etmezken şimdi bu saçma sapan öpücük bile sayılmayacak dokunuş neden onu bu kadar rahatsız ediyor kalbi patlayacak gibi sıkışıyor ve bir an önce huzurlu evine dönmek istiyordu bilmiyordu.
Bu cüretkarlığı kullanarak ondan kurtulabilirdi ama şimdi içindeki garip kıstırılmışlık hissinden kurtulmayı ve gözü açık olmasına rağmen yaşanan o bir kaç saniyelik görüntünün retinasından silinmesini diliyordu. Evinin köşesini gördüğünde arabanın yavaşlamasına bile izin vermeden kemerini çözüp elini kapı koluna atmışken diğer kolunu kavrayan bir kol yüzünden irkilmiş ve kendini silkeleyerek "Sakın dokunma bana" diye emretmeye çalışmıştı ama sesi yalvarırcasına çıkmıştı.
Çaresizlikle çıkan sesini duyduğunda bu durumdan nefret etse de saldırgan tavırları ile bunun etkisini giderebileceğini düşündü bir an genç kız. Eve az bir mesafe kala ani bir frenle duran Jae Hyun sonunda içinde biriktirdiği kelimeleri dökmeye karar vermiş gibi gözlerini direk Sera'nın gözlerine dikmişti.
Kızın gözlerinde olan ve her zaman onu korkutan o kararlı ifadeyi bulmadığı için midesinde kıpırtılar hissediyordu ama yine de durumu hiç parlak sayılmazdı. Sera sarsılmış hatta heyecanlanmış ve bunu saklayamayacak kadar da şaşırmıştı. Tüm bunlar Jae Hyun'un gözünden kaçmamıştı belki ona kalbini hala açmamıştı ama tanıştıklarından beri bu Jae Hyun'un onu duvarlarına attığı ilk çentikti bu yüzden de yaklaşan tehlike daha çok gözünü korkutuyordu.
Sera bu atak yüzünden onu başından def etmeyi şu an düşünemiyorsa bile çok yakında düşünmeyi bırak eyleme bile dökecektir. O yüzden bu şaşkınlıktan yararlanamazsa sonrasının çok geç olacağına emin olan genç adam "Tamam, dokunmuyorum ama önce konuşalım" demişti yılgın bir şekilde.
"Konuşacak hiçbir şey yok!"
Sera tekrar inmek için elini kapı koluna atarken parmaklarının titrediği bu itme çekmeler yüzünden fark edilmediği için çok mutluydu. Jae Hyun kapıları kilitlemeden önce tek düşünebildiği buydu ama şimdi kolu çektikçe açılmayan kapı yüzünden kendini kapana kısılmış hissediyordu. Klostrofobi boğazını yakarken bir yandan kolu kıracak kadar güçlü çekiyor bir yandan da "Aç dedim" diye bağırıyordu.
Genç kız ne zaman kontrolünü kaybetse bu adamın yanında olmaktan ne zaman bu adamın yanında olsa kontrolünü kaybediyor olmaktan nefret ediyordu. Arabayı dolduran varlığı sanki her saniye yüz kat büyüyordu ve Sera asıl korkusunun bir yerde kapalı kalmak olduğu değil yanında Jae Hyun'un olmasının onu korktuğunu fark ediyordu.
Her dokunuşunun zihninde yüz milyon kez yansımasından korkuyordu, onu bu kadar çok etkilemeye ve huzursuz etmeye devam etmesinden korkuyordu. Duygularını alabora etmesinden korkuyordu... Kalbindeki bu ağırlık artarsa nefes alamamaktan korkuyordu en sonunda da kaybetmekten korkuyordu. Jae Hyun'un varlığı kızı iyice tedirgin ederken karşısında çocukken ona yeni bir hayat gösteren, intihardan vazgeçmesini sağlayan bir düşünce yapısı bulmasını sağlayan, onun sonunda yapmaktan mutlu olduğu şeyi bulmasını sağlayan küçük masum çocuk olmadığını görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgedeki Benlik
General Fictionİki farklı kız, aynı yüz ve ikisi ile de yolu kesişen bir genç... Neler getireceğini bilmedikleri bir oyuna başlayan bir avuç genç arasında geçen tatlı sert çekişmeler yaşanırken geçmiş ve geleceğin gölgeleri teker teker ortaya çıkacak.