Merhabalar, tek bir şey söyleyeceğim
Bu hikayeyi kitaba göre değil filme göre yazacağım çünkü çoğu The Scorch Trials fanficleri kitaba göre gidiyor bende böyle yapmak istedim. Umarım beğenirsiniz çünkü üstümde salak saçma bi heyecan var hadi başluyoruz ALLAAAHH•••
"Saçınla oynamayı bırak Bendis, canımı sıkıyorsun."
"Canının sıkılması normal çünkü burada tıkılı kaldık." dedim Jorge'ye iğneleme yaparak.
"Biraz sessiz olun." dedi tekrar kulağını radyoya dayayarak.
"Bu alt kattan gelen sesler ne?" dedim.
"Tahmin ettiğim gibi. Gidip onları buraya getir Bren."
"Emrin olur." Dedi gözlerini devirerek. "Bendis, düş peşime."
Merdivenlerden inerken aşağıda ki köpeklerin -yani biz onlara köpek diyoruz, aslında Deliler- sesleri daha çok kulaklarımızı tırmalamaya başladı. Brenda beni bir şeyden korumak istercesine arkasına aldı. Bundan nefret ediyorum. Ondan sadece bir kaç ay küçüğüm ve o bana ablalık taslıyor. Ama tartışmanın sırası değil gibi gözüküyor.
"Bak, sana ziyaretçilerimiz var demiştim." dedi gülerek.
Bir grup oğlan -ve bir kız- Deliler'den birbirlerini korumaya çalışırcasına geri adım atıyorlardı.
"Köpelerimizle tanışmışsınız bakıyorum." Dedi Brenda hiç ummadığım bir anda onlara doğru ilerleyerek.
"Berbat görünüyorsunuz." dedim ona katılarak.
"Bizimle gelin."
Brenda arkasını dönerek yürümeye başladı. Ben kollarımı göğsümde kavuşturmuş gelmelerini bekliyordum.
"Ee, burada onlardan birine dönüşmeden önce gelmeyi düşünüyor musunuz acaba?"
Merdivenlerden yukarı çıktığımızda John ve diğerleri arkamızdan onların kaçmasını engellercesine bizi takip etmeye başladı. Jorge'nin odasına geldiğimizde, Brenda kendini geniş koltuğa attı. Tanımadığım bu grubun yanında kalıp Jorge'ye "Jorge, misafirlerimize ev sahipliği yapmak ister miydin?" dedim.
Radyoyu bırakarak bize döndü. Sanki onları beklermişçesine konuşmaya başladı.
"3 sorum var. Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz ve benim çıkarım ne olacak?"
Aramızda bir sessizlik olduğunda en öndeki iki oğlan birbirlerinde baktı. Liderlerine benzeyen çocuk, "Dağlara gidiyoruz, Sağ Kol'a." dedi.
John ve diğerlerinin kıkırdamalarını aldırmadan konuştum. "Peki nereden geliyorsunuz?" Dedim Jorge'nin yanına geçerek.
Bu sefer yanında ki çekik gözlü çocuk "Bu sizi ilgilendirmez." Dedi.
John ve diğerleri çocukları tutunca kız "Durun!" diyerek araya girdi. "İSYAN'dan geliyoruz. Şimdi bırakın onları."
"İSYAN mı?" Jorge durup biraz düşündü.
"Evet, yani?" Dedi başta yanında durduğum sarışın çocuk.
"John kontrol edin." Dedim araya girerek.
John ve diğerleri çocukları tuttular ve onlara diz çöktürmelerini sağladılar.
"Boşuna çabalamayın çocuklar. Elimizden kaçmanız imkansız." Dedi Brenda sonunda bize katılarak.
John, Jorge'nin hiçbir zaman kullanmama izin vermediği o makineyi alıp liderleri olarak varsaydığım çocuğun ensesinde ki şekli taradı.
"Doğru söylüyorlar. Bunlar İSYAN'dan."
Jorge durup biraz düşündü. "Ne hoş. Götürün onları."
"Ne?"
"Durun!"
"Çekin ellerinizi üstümden!"
"Bırakın bizi."Hepsinden ayrı bir ses çıkıyordu. Bazıları itiraz ediyor, bazıları ise onları tutan kişiyi etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
"Yeter!"
Sonunda tüm dikkati üstüme çekebilmiştim. Hepsi susarak bana baktılar.
"Sizi öldürmeyeceğiz. Sadece bir yerde konaklatacağız."
