Tüm grup bir yerin arkasına saklanıp gizlice kapıya bakmaya çalışıyordu. Kapıda esmer tenli, hafif sakallı, bizim yaşlarımızda genç bir oğlan belirdi. Sanki gizlice giriyormuş gibi etrafı kolaçan edip içeri girdi ve kapıyı kapattı.
"Harriet?" Çocuk, kızın ismini söylediğinde afalladım. Eminim afallayan tek kişi ben değilimdir.
Harriet yavaşça olduğu yerden kalktı. "Nate?"
Oğlan, kendi kendine bir şeyler mırıldanıp Harriet'a sarıldı.
Thomas yerden yavaşça kalktı. "Neler oluyor?"
Harriet, Nate'den ayrıldı. "Bu Nate. O olmasaydı buradan çıkamazdım."
"Evet, seni tekrar göreceğimi sanmıyordum."
"Bende..." Dedi Harriet bakışlarını yere çevirerek. "Bize yardım edebilir çocuklar."
"Hangi konuda?" Dedi Nate.
"İ.S.Y.A.N. arkadaşımızı kaçırdı da." dedi Minho. Bunu sanki çok normal bir şeymiş gibi söyledi. Gülebilirdim.
"Şu yeni gelen kızdan mı bahsediyorsun?"
"Esmer olandan bahsediyorsan, evet." dedim.
"Nate, bu tesisin her karesini bilir. Kendisi teknik şeylerle uğraşıyor." Diye açıklama yaptı Harriet.
"Kızın hangi odada olduğunu biliyorum. Ama hiç yanına gitmedim. İstesem bile beni oraya sokmazlar."
"Bir yolunu buluruz." Dedi Thomas.
"Tamam, almanız gerekenleri alıp sessizce arkamdan gelin. Diğer iki iş arkadaşım Zack ve Akio ispiyoncuların tekidir.." Dedi Nate. "Onlarda herhangi bir zımbırtıyı tamir etmeye gitmişlerdi, dönmeleri fazla uzun sürmez."
Jorge en önde olmak üzere tek sıra halinde yavaşça ilerliyorduk. Nate'in yanına gittim.
"Bizi nasıl buldun?" dedim.
Beni görünce şaşırmış gibi yaptı. "Kamera odası." dedi. Bu açıklayıcı olmuştu.
"O kız senin için özel biri değil mi?" dedi birden.
"Nasıl anladın?" dedim.
"Hareketlerin, konuşman..." dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim. "Şanslısınız, kamera odasında sadece ben olmasaydım kim bilir şimdi neler olurdu." dedi. Sonra yanlış bir şey söylemiş gibi dudaklarını birbirine bastırarak adımlarını hızlandırdı. Arkasında kaldım.
Haklıydı. Fazla şanslıydık. Ve bütün hayatta öğrendiğim tek bir şey varsa o da çok kötü bir şeyin bizi beklediğiydi.
