"Bendis, uyanman gerek."
Gözlerimi Newt'in yumuşak sesini duyduğumda yarı aralıklı bir şekilde açtım. Yüzüne baktım. Gözleri gece fazla uyuyamamış gibi kanlıydı. Yinede sıcak gülümsemesini benden mahrum bırakmıyordu. Kuruluktan birbirine yapışmış dudaklarımı, yerimden doğrulurken yaladım. Bakışları dudağıma kaydığında utanmadığımı söyleyemem.
Elime içme suyunu dökerek yüzümü yıkamamda yardımcı oldu.
"Suyumuzun bittiğini sanıyordum." dedim. Bu basit bir cümle değil, bir soruydu.
"Bitmişti. Sen uyurken bir gezintiye çıktım." diyerek kestirip attı.
Bu neden gözlerinin kanlı olduğunu açıklıyordu.
"İstikâmetimiz, Sağ Kol." diyerek çantasını omzuna attı ve yürümeye başladık.
"Gezintiye çıktığına göre nerede olduğumuzu biliyorsundur." dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Öyle bir yer var mı, bilmiyorum ama sanırım C Bölgesi'ndeyiz."
Alex bizi C Bölge'sinde bekliyor Bendis.
Annemin sözleri kafamın içinde yankılanmaya başladı. Olduğum yerde durdum. Alex küçüklüğümden beri ailemle arasında ki ilişkiden su sızmazdı. O'nu en son dört yıl önce görmüştüm. Bana karşı her zaman yakındı. O bana bir şeyler anlatırken ona hep "Pusula gibisin." derdim çünkü her yeri bilirdi. Eğer hâlâ buradaysa ondan yardım isteyebilirim, değil mi?
Newt, durduğumu fark ettiğinde kaşlarını çatıp bana baktı.
"Ne oldu?"
"Burada tanıdığım bir yakınım var. O bize yardım edebilir."
"Emin misin? O'nu en son ne zaman gördün?"
"Umm, dört yıl önce." dedim bakışlarımı bir o yana, bir bu yana salladığım ayaklarıma çevirerek.
Şu anda yanlış bir şey yaptığı için annesinden azar işiten, mahcupça yere bakan o küçük çocuktan hiçbir farkım olmadığına eminim.
"Şuraya baksana. Her yer yıkık ve dökük. Belki ölmüştür bile."
"Ölmesine izin vereceklerini pek sanmam." En azından ilgisini arttırabilmiştim. "Rütbesi büyük."
"Nerede?"
"İSYAN." dedim yüzümde istemsiz bir hınzır gülümsemeyle.
•••
"Bunu bana yaptırabildiğine inanmıyorum. Saçmalık bu Bendis."
Newt'in homurdanmalarını aldırış etmeden binanın arkasına dolandım.
"Oraya girersek bizi Merkez'e gönderirler. Ve bu ne demek çok iyi biliyorsun. Ava Paige'in deney faresi olacağız."
Söylediklerinde haklıydı. Buna karşı çıkamazdım elbet. Riskliydi ama işimizi garantiye almak daha mantıklı geliyordu bana.
"Sızlanmayı bırak koca bebek. Elimizi kolumuzu sallayarak buraya giremeyiz bir şekilde yukarı çıkmalıyız."
Newt başını kaldırmasıyla açık bir pencere görüyor. Pencere fazla yukarıda değil.
Alex'in İSYAN hakkında bize bahsettiği tek şey her tesisin farklı olmasıydı. Küçük olduğum için anlamayacağımdan ve fazla meraklılığımdan bazen birkaç küçük bilgi verirdi.
Pencereden içeri girmek için önce koruma amaçlı yapılan çitleri geçmemiz lazım. Şuana kadar İSYAN'ın sadece iki yerleşkesini görmüştüm ve ikiside bulundukları konuma göre korunmuşlardı. Burada ki hiç kimsenin bu çitleri aşabilecek cesareti yok. Çitler, dokunulduğunda vücudunuza elektro şok dalgası yaydığından dokunmamız imkansızdı.