Ne yalan söyleyeyim ödüm kopuyordu fakat bunu itiraf etmek istemiyordum.
Thomas ve Harriet öne geçip gruba yolu tarif ediyordu. En az yarım saattir sürünüyorduk, dizlerim ağrımaya başlamıştı. Bendis'e her ne yapıyorlarsa birkaç saat boyunca dayanmış olmalıydı. Büyük ihtimalle morfin veya anestezinin etkisindedir diye umdum.
Thomas aniden durunca kafam poposuna girdi. Yemin ediyorum kafam sekti diyebilirim. Thomas arkasına dönüp bana garipçe bakınca omuz silktim.
"Neden durduk?" Diye fısıldadım.
"Aris beni buraya getirmişti. Bendis de burada olabilir. Kontrol etmek istiyorum." Dedi Thomas.
"Saat 11: 02. En azından günün sakin saatlerindeyiz." Dedi Minho.
"Ya, gerçekten mi?" Dedi Harriet.
Minho göz devirip tekrar konuştu. "Bekle, oraya girmek için kart lazım."
"Sence kartı bıraktım mı sanıyorsun?" Dedi Thomas ve kartı cebinden çıkardı.
"Tamam, artık acele etmeliyiz. Jorge sen burada bekle." Dedi Harriet.
Thomas kapağı indirip aşağı atladı, ardından da ben. Etrafta birinin olup olmadığını kontrol edip diğerlerine işaret verdim. Önce Harriet sonra Minho indi. Thomas kartı okuttu. Kapı pıslama* sesiyle açıldı. Oda soğuktu ve bir sürü bedenle doluydu.
"Tamam, dağılıp aramaya başlayalım." Dedi Thomas.
Bendis esmer tenli ve siyah saçlı bir kız olduğu için siyah saçlı bir kız gördüğümde yüreğim ağzıma geliyordu.
"Burada değil." Dedi Harriet.
"Burada da."
"Sanırım bu odada değil." dedim.
"Yine de kontrol etmiş olduk. Hadi geri dönelim." Dedi Thomas.
O önden giderken arkadan takip ediyorduk. Tâ ki pıslama sesini tekrar duyana kadar. Duvarın arkasına geçip ayak seslerini dinlemek zorunda kaldık.
Gelen kişi Jason'dı. Arkasında iki adamla ilerledi.
"Başlat Howard." Dedi arkasındaki adama. Adam elindeki tabletle biraz uğraştıktan sonra önlerinde bir hologram belirdi. Ava Paige bir masada oturuyordu.
"Kızın durumu nasıl?" Diye sordu kadın.
"Morfinin etkisinde. Gerekenler yapıldı Bayan Paige, merak etmeyin." Diye cevap verdi Fare Adam.
Gerekenler mi?
Gidip ne halt ettiklerin sormak için her şeyimi verebilirdim ama aptalca bir şey yapmamak için Jorge'ye söz verdiğim aklıma geldi.
"Güzel. Tekrar yanınıza gelip kızla konuşmam gerekecek, umarım boş odanız vardır." Dedi Ava.
"Sizin için her zaman yerimiz var Bayan Paige."
"Karşı çıkanlardan haber var mı?"
Karşı çıkanlar.
"Hayır. Hâlâ toparlanmaya çalıştıklarını umuyoruz."
"Umalım da öyle olsun. Son bir şey daha, yeni ürünleri aldınız mı?"
"Hayır, daha değil efendim."
"Bu saatlerde gelmesi gerekirdi. Her neyse Jason, tekrar gözüme girmeyi başardın." Dedi Ava. Jason ise gülümseyerek başını sallamakla yetindi. Ve hologram yok oldu.
"Yarım saate kadar ürünler gelmezse birkaç adam göndereceğim tamam mı Howard?" Dedi Jason.
"Anladım efendim." Dedi adam ve odadan çıktılar.
Karşıda duran Minho ve Harriet'a baktım. Onlar da bize bakıyorlardı. Thomas yavaşça ayağı kalktı.
"Yani yarım saatimiz var?" dedi Minho.
"Öyle gözüküyor." dedim.
"Öldük." Dedi Minho.
"Ne güzel konuşuyorsun çıkıntı." dedim, güldü.
"Çocuklar şu ceset sayamayacağımız ölü bedenlerin arasından çıkabilir miyiz artık?" dedi Harriet.
Tekrar kapıdan çıktık. Minho, Harriet'a havalandırmaya çıkmasına yardım etti. Sonra kendisi çıktı. Thomas çıkarken yaklaşan ayak sesleri duyuldu. Endişeyle bana bir bakış atıp kendini güçlüce yukarı çekti. Hızla atılıp kapağı tuttum ve kendimi yukarı çekmeye çalıştım.
"A bölgesinin kamerasında bozukluk var, Akio'ya haber ver Howard. Düzeltmesi gereken bir kamera var."
Jason'ın sesi yaklaştığında damarlarımda dolaşan kanın arttığını hissettim. Minho ve Thomas iki kolumdanda beni çekerken bende kendimi yukarı itekledim. Hızla kapağı kaldırıp kapatmaya çalışırken Jason görüş alanına girdi. Thomas kapağı kapatarak geri çekildi. Nefesimi tutup durdum. Ayak sesleri gidene kadar gözlerimi kapattım.
"Tamam gittiler." diye fısıldadı Thomas.
"Gitsek iyi olacak." dedi Jorge.
"Şu cehennemden bir an önce kurtulalım."
-
Pıslama*: Yani hani kapı açılınca pssss diye ses çıkıyoya onu anlatmaya çalıştımBu arada Newtmas kalbim rahat durmadı
![](https://img.wattpad.com/cover/50501564-288-k149347.jpg)