Yorum yapalım lütfenn. Ben sizin için yazıyorum lütfen vote layıp yorum yapın bebişlerimmm :D
3.Bölüm
Kahvaltı yaparken Charlie'ye bakmaktan başka birşey yapamıyordum. Charlie iğrenç, egoist ve yüzsüz bir herifin tekiydi. Aslında ona hissetiklerimden daha fazlası da vardı. Hepsi de tabiki olumsuz yöndeydi.
Birşeyin beni dürtmesi ile gerçek dünyaya döndüm. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdığım da Charlie'ye arsızca baktığımı fark ettim. Lanet olsun! O'da bana sırıtıyordu. Masaya göz gezdirdiğim de herkesin bana baktığını fark ettim. Kelly Teyze de bana gülümsüyordu. Ah hayır, Kelly Teyze. Bana o gülümsemeyle bakma. Aşağıdan yukarıya tamamen kızardığımı hissettim. Hiç bu kadar utanmamıştım. Masanın altında ki parmaklarımla oynadığım da Charlie'nin bana hala bakıp arsızca sırıttığını gördüm. Lanet herif. Dudaklarımı birbirina bastırdım ve utancımı yaşamaya başladım.
Emma durumumu anlamış olacak ki, boğazını temizleyip konuşmaya başladı:"Hadi Charlie, gidelim artık. Geç kalıyoruz."dedi sakin bir gülümsemeyle. Emma'nın kulağına yaklaştım ve fısıldadım:"Teşekkür ederim."
Geri çekilence ban 'Sorun değil.' bakışı attı. Bende kafamı aşağı yukarı salladım. Gülümsedi.
Hep birlikte masadan kalktığımız da, ayağım sandalyeye takıldı ve yapıştım. Nedir bu eziyet?
Charlie kahkaha lara boğulmuşken Emma yanıma geldi ve kalkmama yardım etti. Elbisemde ki hayali tozları silkeledim ve hiçbir şey olmamış gibi Emma ile kol kola girerek dışarı çıktık.
"İyi misin Scarlett? Kötü gözüküyordun."
Gerçekten kötü mü gözüküyordum? O kadar hazırlanmışken berbat mı gözüküyordum yani?
Derin bir of çektim ve Emma'nın arabasının kapısını açacakken Charlie beni itip(ve yine yere yapışmıştım.) yolcu koltuğuna bindi ve yine arsızca sırıttı. Ona ağzım açık bakıyorken ayağa kalktım ve arka koltuğun kapısını açıp bindim. Emma sürücü koltuğun da Charlie'ye en ölümcül bakışlarını atıyordu. Charlie yerine iyice gömüldü ve pencereden bakmaya başladı. Emma bana bakıp gülümseyince bende ona karşılık verdim. Emma'yı seviyordum. Sanırım bu bir yıl içinde en iyi anlaşacağım kesinlikle Emma'ydı. Emma'yı aslında Jade'e benzetiyordum. O herşey yolunda dokunuşları... Ben buradayım gülümsemesi... Jade'i asla unutamazdım. En iyi arkadaşımı Portland'e bırakmak benim için acı gibi birşey olmuştu. En azından burada Emma vardı ce o da tıpkı Jade gibi etrafa neşe saçıyordu. Tek bildiğim şey ise Emma'nın bu yıl içerisin de en iyi arkadaşım olacağıydı. Emma arabayı sürerken uzun sarı saçlarını parmaklarına doladıktan sonra, radyonun sesini açtı ve çalan şarkıyı Charlie ile söylemeye başladılar. Bu şarkıya bayılırdım. Emma ve Harlie'nin sesi yumuşak ve harikaydı. Onlara hayran kalmıştım. Sesleri çok uyumluyfu ve tınıları çok yumuşaktı.
Ve o anda Emma arabayı durdurdu.. Gelmiştik. İşte cehenneme gelmiştik. Emma arabayı otoparka park ettiğinde heyecandan tirtir titriyordum.
Portland'deki okulumda, yani St.Perg Lisesinde ki en kötü anım ilk günümdü. Tam tamına bir inektim. İlk günüm de, sınıfa ilk girdiğim an, üstüme iki tane su balonu atılmıştı. O gün ilk günüm olduğu için en sevdiğim kıyafetimi giymiştim. Kırmızı bir elbise ve conversler. Tarzım bu. Herneyse, sonra koşarak tuvalete gittim ve üzerimde ki aslında su dan daha farklı birşeydi ve kokusu da çıkmıyordu. O anda içeri tüm mükemelliği ile Jade girdi. Jade uzun ipeksi sarı saçlarını salık bırakmıştı. Üzerinde ki tişört fazla açıktı ama umursamadım. Sonra bana o kadar iyi davrandı ki, onu o anda sevmeye başladım. Jade'e düşkündüm. Hemde fazlasıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bir Şey
Teen FictionŞu ana kadar yaşadığını sanan Scarlett, Londra'ya taşındığında aslında hayatının daha yeni başladığını bir süre sonra anlar. Ve elbette ki bu hayatın da zorlu yanları vardır. Scarlett ise bu zorluklara göğüs gererek aşmaya çalışmaktadır.