Yorum ve vote için teşekkür ederim :) bu bölüm geç geldiği içinde özürdilerim :DDD
11.Bölüm
Nefes nefese kalmış bir şekilde koşuyordum. Salak ben endişeden dolayı taksi tutmayı bile unutmuştum. Hemde saçma bir sebep yüzünden.
Kenton'ların evini görünce adımlarımı daha da hızlandırdım. Yetişmek zorundaydım. Birirlerine zarar vermelerine izin veremezdim. Hele de yaptığım saçmalık yüzünden. Biz Charlie ile sevgili değildik ki. Neden öyle davrandığımı bile bilmiyordum. Bu çok... Aptalcaydı.
Bahçeye koşar adımlarla girdim. Kapının açık olduğunu görünce bu fırsattan yararlanıp oraya doğru koştum. Şu anda evden gelen sesleri duyabiliyordum ve bu beni fazlasıyla korkutuyordu. Ben yaklaştıkça bağırış sesleri yükseliyordu. Hemen koşarak kapıdan içeri girdim ve"Durun!"diye bağırdım. Charlie ve Aiden ayakta birbirlerine gözleri kısık bir şekilde bakıyorlardı. Beni fark etmemişlerdi. Ne yani? Bu mu? Bende kendilerini öldürdüler sanıyordum.
"Scarlet!"diye sevinçle çığlık attı Emma. Emma koşarak yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. Kulağıma fısıldayarak,"Seni yalnız başına yakalayınca kendi ellerimle boğacağım Scarlett Shane ama seni çok özledim."dedi ve bana daha sıkı sarıldı. Hmm... beni öldürecekmiş!! ama beni özlemişte.
Koşma ve sıkı sarılmayla nefessiz kalmıştım. Öksürmeye başlayınca Emma sırtımı birkaç kez vurdu. "Tanrım! İyi misin?"
"Scarlett?"
O yumuşak sesi duyduğumda kafamı kaldırdım. Kahverengi gözleri rahatlamış gibiydi. Loş ışıkta bal rengi saçları parlıyordu. Onu görünce yumuşadım ve gülümsedim. Şimdi kahverengi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Benimkilerde öyle. Onu görünce kalbim bün kat daha hızlı atıyordu sanki. Kan beynime işlemişti ve donup kalmıştım. Onun karşısında hep böyle oluyordum. Benim üstümde fazlasıyla etkisi vardı. Hele ki kalbinde.
Gözlerim önündeki kişiye takılınca bu sefer sahte bir gülümseme takındım. O ise bana içten bir gülümsemeyle baksada ben onu kullanıyormuş gibi hissediyordum. Aiden benden daha iyilerine layıktı. Ben ise onu seviyormuş gibi yapıyordum ve bu fazlasıyla canımı sıkıyordu. Aiden'nın hak edeceği bir kız değildim.
Aiden bir anda geldi ve bana sıkı sıkı sarıldı. Kulağıma eğildi ve fısıldamaya başladı,"Neredeydin? Çok endişelendim. Charlie pisliği sana birşey yaptı diye o kadar çok korktum ki Scarlett."dedi ve beni kendine daha da bastırdı.
"Ben iyiyim sorun yok. Sadece biraz başım ağrıyordu ve... Sadece geziniyordum o kadar. Telefonumun şarjı bitmiş olmalı."Herhalde onlara,"Charlie'yi çok fazla kıskandım ve ölen babamın evine gidip, orada depresyon geçirdim. Sonra uyandığımda saati ve mesajları görddüm ve depresyondan çıkıp, son hız koşarak buraya geldim." demeyecektim. Bu fazlasıyla saçma kaçardı çünkü. Bla bla bla...
Aiden benden ayrıldı ve gülümsedi. O gülümsemenin içimde hiç bir etkisi yoktu. Asla da olmayacaktı.
"Seni bir yere çekip boğmamak için kendimi zor tutuyorum Shane. Sakın bir daha bize haber vermeden bir yere gitme."dedi Drake arkadan gelerek.
Babam öldüğünden beri hayata kapanmıştım. Tek Jade-Portland de ki en iyi arkadaşım- ile görüşüyordum. O'da nadirendi ama her dakika telefondaydık. Onun saçmalıklarını dinlemek benim kafamı dağıtıyordu ve babam yada eski sevgilim-Tyler Hudson- hakkında kafamı zorlamıyordum. Zaten buraya geldiğimden beri kimseyi umursamıyordum. Aklımın her bir köşesinde Charlie vardı. Yatağımda yatarken hep'Acaba uyudu mu ?' ya da 'Şu anda ne yapıyordur?' soruları sürekli beynimin bir köşesinde dolaşıyordu. Sanki hayatım Charlie'nin ne yaptığını umursamakla geçiyordu. Ve neredeyse öyleydi de.
Aslında burada size anlatmak istediğim şu: Hayatımda ilk defa bu kadar umursanıyordum ve bu beni oldukça mutlu ediyordu. Özellikle Charlie...
Drake ve Sally gelip beni Emma dan daha sıkı sardılar. Aman tanrım!! Sanki öldüm!! Ne var bu kadar? Sadece babamın evindeydim o kadar.
Gözlerimi devirdim ve iç geçirdim. Drake ve Sally gözlerini kısmış bana bakarken gülümseyerek iç geçirdim.
"Sadece iyi olduğuna bakmaya gelmiştik Scarlett. Ama artık gitmemiz gerek."dedi Sally yanağıma sulu öpücükler kondurarak.
"Hiç önemli değil. Bende zaten birazdan yatacaktım."diyip içten bir gülümseme takınmayı denedim. Ve BAM! Neyse ki işe yaradı. Şu anda oldukça sakindim. Normalde yanaklarım alev alırdı ama artık onlara alışmıştım. Onları çok seviyordum.
Sally ve Drake gülümseyerek çıktılar ve hepimiz ayakta dikilmiş duruyorduk. Aiden bana sırıtarak yaklaşırken elleri ceplerindeydi. Daha hiçbirşey diyememişken ellerini cebinden çıkradı ve elleriyle yüzümü tutup, dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Rahattı ve tatlıydı. Eminim ki Charlie'nin ki kadar yumuşak bild değildi ama idare ederdi. Öpücüğüne karşılık verirken biri boğazını temizledi ve aynı anda geri çekildik. Boğazını temizleyen kişiye baktığımda gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Kelly Teyze kollarını göğüsünde birleştirmiş ve tek kaşını kaldırmış bir şekilde bize bakıyordu.
O anda ölmeyi diledim. Yer yarılsa da içine düşsem diye geçirdim içimden. Utançtan kıvranıyordum ve kıpkırmızı olmuştum. Kelly Teyzenin önünde bunu yapmak beni fazlasıyla utandırmıştı. Kelly Teyze gözlerini devirdi ve gülümseyerek odasına çıktı. Aiden eğildi ve dudağım bir öpücük kondurdu ve,"Yarın okulda görüşürüz bebeğim."diye mırıldandı.
Charlie 'bebeğim' lafını duyunca gözleri koyulaştı. Bu çocuğu anlamak oldujça zordu. Beni kıskandığı için mi öyle bakıyordu yoksa evinde böyle iğrençlikler istemediği için mi? Tabi benim yaptığımda onun yaptığının yanında sıfır kalırdı. Mahcup bir şekilde gülümsedim ve gözlerimle halıdaki desenleri inceledim.
~
Yatağıma yatmış dinleniyordum. Ve bir anda kapı açılınca uykum yarıda bölündü. Gözlerimi aralayıp mırıldanmaya başladım. İnsanlar ne zamandan beri kapı çalmıyordu? Gözlerimi açtım ve gelen kişiyi görünce hemen yatakta doğruldum. Charlie sinirle bana geliyordu. Ah, şimdi ne yapmıştım ki? Sert bir şekilde yatağıma oturdu ve bana en sert bakışlarını gönderdi. Gözlerindeki karanlık koyuluğu görünce irkildim.
"Konuşmamız lazım. Hemde acilen!!"dediğinde omuzlarımı dikleştirdim ve heyecanla konuşmasını bekledim.
Bugün yaşadıklarımda ki en önemli anın bu an olduğunu hissediyordum. Yatak odasında ki gerginlik çok belli oluyordu. Belki de şu anda en sebebsiz yere ilk azarımı sevdiğim adamdan işitecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bir Şey
Teen FictionŞu ana kadar yaşadığını sanan Scarlett, Londra'ya taşındığında aslında hayatının daha yeni başladığını bir süre sonra anlar. Ve elbette ki bu hayatın da zorlu yanları vardır. Scarlett ise bu zorluklara göğüs gererek aşmaya çalışmaktadır.