(Belki bu bölümü okuyarak hikayedeki bazı şeyleri anlayabilirsiniz :)) Bu sefer Emma ve Sally'ye küfür serbest :DDD)
18.Bölüm
Şu anda hayatımın en boktan zamanını yaşıyordum. Bir bardayım ve sigara içmekten başka yaptığım bir şey yok.
Okulda beni umursamıyordu bile. O sınıfta ki acılı konuşmasını yaptıktan sonra o buruk gülümsemelerinden birini göstermişti. Tek bildiğim şey artık şansım yoktu. Ben o şansı o tuvalette kaybetmiştim. On sekiz yılımı onsuz geçirmiştim. Bir on sekiz yıl daha dayanabilirdim.
"Ne oldu da yine bu hallere düştün? Yine mi o kız? Ona ders verdiğimi düşünüyordum,"dedi ellerini kollarımda ve boynumda gezdirerek.
Onu umursamadan önümdeki tekilayı tek içişte bitirdim. Yanımda ki tabureden kalktı ve arkama geçip ellerini karnımda birleştirip kendini bana yasladı. Nefesini enseme üfleyip beni tahrik etmeye çalışıyordu. Sürekli bunu yaparak benimle birlikte yatağa girmek istiyordu. Ama artık bu numaraları kanmazdım.
Kulağımı eğilip nefesini üfledi."Sana onu unutturabilirim,"dedi ve boynuma öpücükler kondurmaya başladı.
Gözlerim kararırken gözlerimi bir kaç kere kırpıştırınca kendime birazcık olsun gelebilmiştim. Loş ışık gözlerimi acıtırken havadaki duman ve bira kokusu etrafı sarıyordu. Sigaramdan bir nefes daha çektim. Arkamı döndüm ve dumanı onun yüzüne üflediğimde yüzünde şehvetli bir gülümseme belirdi.
Elleriyle omuzlarımda hafif daireler çizerken onun dudaklarına odaklandım. Dudaklarını ısırırken daha fazla ne kadar ısıracak derken dudağından bir damla kan aktı. Dudaklarımı yaladım ve onu iki elimle belinden tutup kendime çektim. Dudaklarımın uçları yukarı kıvrılırken onun kalçalarını sıkıyordum. Ve sonra ise dudaklarına yapıştım. Hiç beklemeden karşılık verdiğinde yüzünün gerildiğini hissettim. Gülümsüyordu. Ama sahte bir gülümsemeyle. Kimse onun gibi gülümseyemiyordu. Onun incecik dudakları gülümserken onu o kadar... Neden onu düşünüyordum? O benim için bir hiçti. Hep öyleydi. Sadece ilk önce avımı yakından tanımak istedim ve şimdi tanıyorum. Beni eğlendirecek bir kız değildi. Öncelikle vücudu biçimsizdi. Kolları küçükken elleri büyüktü. Belki de hiç seks yapmamıştı bile. Sadece benimle seks yapamayacağını biliyordum o kadar.
Ellerini saçlarıma geçirdi ve çekiştirmeye başlayınca ağzımdan bir inilti koptu. Sarhoştum ve savunmasızdım. Tek bahanem buydu. Şu anda her kız beni delirtebilirdi çünkü kendimde değilken bile herşeyi yapabilirdim.
Çarpık bir kızı becerebilirdim. Şuradaki lanet sahneye çıkıp kızlar için stripsiz yapabilirdim. Tüm içkileri satın alıp herkese bedavaya dağıtabilirdim. Masanın üzerine çıkıp bağıra bağıra depresyon şarkısı söyleyebilirdim. Ve Scarlett'ın evine giderdim.
Son iki düşünce çok saçmaydı ama içimdeki ses sonuncu düşünceyi sürekli ama sürekli yapmam gereken bir şey olduğunu tekrarlayıp duruyordu. Bu kadar neden saçma konuştuğumu bile bilmiyorum. Dudaklarımı dudaklarından çektim ve onu biraz daha kendime çektim. Dudaklarım arsızca sırıtıp sağ kulağına geldiğinde kulak memesini ısırdığımda boğuk bir şekilde inledi. Kulak memesini ağzıma alıp emdiğimde beğeni dolu bir ses çıkardım. İnledi.
"Benim onu unutmaya ihtiyacım yok. O benim için bir hiç,"deyip tekrardan kulak memesini emdim.
Ve sonra o kollarımın arasından kayıp geri çekildi. Ben ne oluyor derken Emma iki eli belinde, tek kaşı kalkmış bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimi devirdim.
Bu, bu iki hafta boyunca yedinci kez yaptığı şeydi. Yine aynı şeyi söyleyeceğini bildiğimden nefesimi dışarı üfledim. Emma'ya arkamı döndüm ve küllükte duran sigaramı alıp derin bir nefes çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bir Şey
Teen FictionŞu ana kadar yaşadığını sanan Scarlett, Londra'ya taşındığında aslında hayatının daha yeni başladığını bir süre sonra anlar. Ve elbette ki bu hayatın da zorlu yanları vardır. Scarlett ise bu zorluklara göğüs gererek aşmaya çalışmaktadır.