(Geçenki bölümden bazılarınızın bir şey anlamadığını biliyorum. Yine dediğim gibi ileriki bölümlerde anlayacaksınız canlarım :DDD ve bu bölümü @aslimayyuz a adıyorum. Tatlım, 15. Bölüm de ki sorularının cevabı. Gör bakalım Charlie ile eskiden mi tanışayorlarmış :DDD Herneyse beni burada en mutlu eden şey şu 4.000 Reads i geçmişiz canlarımmmmm :DDDD SİZİ ÇOK SEVİYORUM :DDD Neyse ben sizi fazla sıkmayayım. İyi okumalarrrrr :DDDD)
19.Bölüm
Bir haftadır okula gitmiyor, günlerimi kütüphane de geçiriyordum. Neredeyse kütüphanede ki tüm kitapları okumuş, bir şey nasıl yazacağım hakkında bir şey bulamamıştım. Raftan elime rasgele bir kitap çektim. Aşkın bilmecesi. Kitabı hemen yerine geri koydum ve önüme gelen ilk boş masaya oturdum. Sonra defteri açıp kalemin arkasını dişlemeye başladım.
Bir şeyler bulmalıydım. Bir şeyler. Aynı şeyi yazsam olur mu acaba? Yok olmaz, aynı şeyi yazmamalıydım. Çok bunaltıcı olurdu.
Düşündüm. "Aşkın acımasızlık olduğunu biliyorum. Bize verilen bir ceza olduğunu. Acı çekmemizi sağlayan şey."
"Aşk sence gerçekten böyle mi?"
Kafamı kaldırdığımda sesli düşündüğümün farkında değildim bile. Kafamı tekrar defterime çevirdim ve kalemi deftere doğrultup yazmaya başladım.
"Aşk ilk başlarda..."
"Seni kim bu kadar üzdü de bu saçma kompozisyon yarışmasına katılıp içini döküyorsun."
Onu dinlemeden tekrar yazmayı denedim.
"Aşk ilk başlarda..."
"Bana neden cevap vermiyorsun."
"Aşk ilk..."
"Bırak şu kalemi artık."
"Aşk il..."
"Hadi ama."
"Aşk..."
"St. Perg Lisesinde okudum,"dediğinde kalemi elimden düşürecektim.
"Ne?" O kadar şaşkınlıktan sonra ağzımdan tek çıkan kelime bu olmuştu.
"Duydun işte. Buraya Portland'den taşındım. Aslında burada oturuyordum ama geri dönüp biriyle buluşup, onunla konuşmam gerekiyordu,"dediğinde umursamaz bir şekilde omzunu silkti.
Donup kalmıştım. Oydu. O Daniel'dı. Size anlattığım hikayeyi hatırlıyor musunuz? Biliyorum ki hatırlamıyorsunuz. Bakın ben FlafBack gibi saçma şeyler yapmam ama size bu kadar uzun bşr konuyu tekrardan anlatacak gücüm yok. Çünkü yaşadığım şoku daha önce hiç yaşamamıştım.
FLASH BACK
St. Perg Lisesinde ise yine aynı duruma düşmüştüm. Bir kızın sevgilisi bana aşkını ilan etmiş, benimle çıkmak istediğini söylemişti. Bende kabul etmiştim. Sonra dediğim gibi iki ay çıktıktan sonra beni eski sevgilisi ile aldattığını öğrenmiş ve ondan ayrılmıştım. Ama çocuk bunu inkar etmişti. Benim onu sevmediğimi söylemişti. Neymiş, ben onun kalbini kırmak için çıkıyormuşum da. İşte ondan sonra ise çocuk benden ayrıldı diye depresyona girmişti. Benim girmem gerekirken o girmişti. Sonra ise ablası ve en iyi arkadaşı bana bir hafta boyunca acı çektirmiş, beni okulun gözü önünde rezil etmişlerdi. Sonra ise çocuğun ve ablasının Portland'den ayrıldığını duyduğumda, o kadar rahatlamıştım ki sevinçten okulda yüzlerce parante atmak istemiştim ama kendimi yeterince rezil etmişken, daha fazlasının ne anlamı vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bir Şey
Teen FictionŞu ana kadar yaşadığını sanan Scarlett, Londra'ya taşındığında aslında hayatının daha yeni başladığını bir süre sonra anlar. Ve elbette ki bu hayatın da zorlu yanları vardır. Scarlett ise bu zorluklara göğüs gererek aşmaya çalışmaktadır.