-13-

3.4K 137 6
                                    

(Selam canlarımmmmm :DDD Nasıl hikaye güzel gidiyor mu? Yorum ve vote larınızı eksik etmediğiniz için teşekkür ederim. Ve hikayeye uzun zamandır istediğim biri katıldı. Çok karışık olaylsar olacak gerçekten. Ve sizin için uzun yazmayı denedim. Diğer bölümler hep kısa oluyor ya. Yani uzun yazmış mıyım? Multimedia işini çözdüm sonunda. Bu arada Multimedia ya da ki Scarlett. Neyse ben sizi fazla tutmayayım. İyi okumalar tatlı şeylerim (Sweet Nothing) :DDD)

13.Bölüm

Sokaklarda yürüken enerjimin bittiğini hissediyordum. Bana sürtük demişti. Hemde hiç bir şey yapmadığım halde.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve yumruklarımı sıkmamak için kendimi zor tuttum. Aşşağılık herif. Böyle şeyler derken sana nasıl güvenme mi bekliyordun ki? İçimden kendime saydırırken bir şeye çarpıp geri sendeledim ve çantamı düşürdüm. Şaşkınlıkla gözlerimi açınca bir şeye değil, bir kişiye çarptığımı fark ettim. Bir erkeğe. Bir yerden tanıyor gibiydim ama çıkaramamıştım. Bu mavi gözler bana çok tanıdık geliyordu. Sarı saçlar... Ama aklıma gelmiyordu işte. Bunu umursamadım.

Onu baştan aşağı süzünce dilim tutulmuştu. Çok seksiydi. Hatta muhteşemdi. Yüz hatları keskindi ve çıkık elmacık kemikleri vardı. Dudakları dolgundu ve sarı saçları havadaki rüzgarla uçuşuyordu. Sarı saçlarının arasında hafif koyuluklar da vardı. Üzerindeki siyah tişört göğsünü iyice sarıyordu. Karın kaslarını buradan bile görebiliyordum. Aynı şekilde pantolonu da öyle. Elinde de bir çanta vardı. Tahminen benim yaşlarımdaydı. Buna sevinsem mi, üzülsem mi karar veremedim.

Onu süzdüğümü fark edip dudaklarını yukarı kıvırdı. Baştan aşağı kızardım ve gözlerimi çocuktan kaçırdım.

"Bu saatte burada ne arıyorsunuz küçük hanım?"dediğinde tek kaşımı kaldırarak ona baktım ve kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Oradan bakınca küçük gibi mi gözüküyorum? Çünkü buradan bakılınca sende benim yaşlarımda gibi gözüküyorsun."dedim tek kaşım hala havadayken.

Bana sırıtarak bakıyordu."Bunun bir önemi yok elbette ki küçük hanım. Ama hala sorumun cevabını vermedin."

Vermek zorunda değildim ki. Sana ne? İster bu saatte çıkarım. İster sabahın üçünde. Sana mı sorcam?

"Bu seni ilgilendirmez."dedim ve çantamı yerden alıp ondan uzaklaşmaya başladım.

"Kötü gün sinirini benden çıkarmana gerek yok."dediğinde durdum. Evet, var. Sinirimi senden çıkartmak istiyorsam yaparım.

Durduğum yerden devam ettim ve çocuğu umursamamaya çalıştım. Bir el kolumdan tutup beni kendine döndürünce başım döndü ve biraz sendeledim. Yine o çocuktu. Şimdi ne istiyordu ki?

Bir kolumu tuttuğu eline birde kaşlarım çatık bir şekilde mavi gözlerine baktım. Verdiğim mesajı anlamış olacak ki kolunu çekti. Kaşlarımı çatmış bir şekilde ona bakıyordum. Bana elini uzatınca tanışmak istediğini anladım. Elini tutup sıktım.

"Ben Daniel. Ya sen?"dedi dudakları yukarı kıvrıkken. Bu çok saçmaydı. Gecenin bir yarısı bir adamla çarpışırsın ve sürekli sana bakarak sırıtır. Sonra da ismini sorunca sen söyler misin?

"Scarlett. Ve şimdi de evime gitmeliyim."dedim ve elimi çekip hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Bakın işte ben aptallık yapıp söyledim.

Tatlı Bir ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin