En iyi arkadaşım. Hayatım olan kişiye bu bölümü adamak istiyorum. Didem Seni çok seviyorummmm :DDDD
7.Bölüm
Sabah kalktığımda başımın ağrısı hala geçmemişti. Kafam patlayacakmış gibi hissediyordum. Elimi yana attığımda yatağın boş olduğunu fark etmiştim. Tabiki. Ne sanmıştım ki? Tüm gece benimle uyuyup sonra da sabah beni öperek mi uyandıracaktı. Çok komik.
Başımı iki yana salladım ve dün geceden aklımda kalanları hatırlamaya çalıştım. Partiye gitmiştim. Çok ama çok içmiştim. Dans pistine çıkıp biraz şey dans etmiştim işte. Lanet!! Ve sonra da Charlie beni eve götürmüştü. Sonra da Charlie'yi yanımda uyumaya ikna etmiştim. İyi yani pek kötü birşey yapmamışım.
Biran için çok rahatladım. Çünkü daha okula yeni gelmişken rezil olmak istemiyordum.
Derin bir nefes aldım ayağa kalkıp elbise dolabıma geçtim. Bir kot pantolon ve kırmızı kareli gömlek aldım ve üstüme geçirdim. Çoraplarımı giydikten sonra çantamı aldım ve odamdan çıkıp yavaş adımlarla aşağı indim. Charlie salonda oturmuş televizyon izliyordu. Salona gittim ve koltukta yanına oturdum. Bana bakmadan gülümsemeye başladı. Ben geldiğimi nereden anlamıştı ki?
"Günaydın parti kızı."dedi bana bakıp gülümseyerek.
Ona yüzümü buruşturdum ve önüme döndüm."Neyseki kendimi rezil edicek birşey yapmadım."dedim iç geçirerek.
Ufak çaplı bir kahkaha attı."Ne yani? Hatırlamıyor musun?"
Ona bakıp kaşlarımı çartım. "Neyi?"
"Vay canına. Gerçekten hatırlamıyorsun."
"Hatırlasam sana sormazdım."
Pis pis sırıtarak iç geçirdi."Dün neredeyse Aiden ile o şeyi yapıcaktın."dedi dudaklarını birbirine bastırarak.
Gözlerim pörtleşmiş ona bakıyordum. Ne? Ben? Aiden ile? Aman tanrım."Ne?"
"Seni ben kurtardım küçük cadı. Seni onun kucağından alıp omzuma aldım. Sonra Aiden senden hoşlandığını itiraf edip, sana çıkma teklif etti. Sende ona yarın görüşürüz dedin."omuz silkti ve bana sırıttı.
En azından teklifini kabul etmemişim. Çünkü sarhoştum ve ne dediğimi bilmiyordum. Bu iyi olmuştu.
"Teşekkür ederim."dedim Charlie'ye dönerek.
Kaşlarını çatmıştı."Ne için?"
"Beni rezil olmaktan kurtardığın için tabiki."dedim gülümseyerek.
"Vay canına Scarlett. Bugün erkencisin."dedi Emma sabah neşesini etrafa yayarak.
Arkama döndüğümde her zamanki gibi muhteşem durduğunu görmüştüm. Bu sefer turkuaz renginde kısa bir yazlık elbise giymişti. Sarı saçlarını usul usul sırtında sallanıyordu. Boynuna da kalpli bir kolye asmıştı. Yüzünde de hatlarını belirginleştirecek tonda makyaj vardı. Ona gülümsedim ve saçımı kulağımın arkasına aldım.
"Vay canına. Bugün özel birgün mü yoksa ben mi birşey kaçırdım?"dedim endişeli bir şekilde.
"Evet, hemde çok özel birgün. Bugün Will geliyor."diyip ellerini çırptı. Bende hep Will nerede diye merak ediyordum. Bu arada söyleyeyim Will, Emma'nın sevgilisi.
"Nereye gitmişti ki?"dedim ona gülümseyerek.
"İki günlüğüne Seattle'a ailesini ziyarete gitmişti."dedi içten bir gülümsemeyle.
"Aç mısın?"dedi Charlie arkamdan.
Başımı iki yana salladım ve Emma mutlu olduğu için bende gülümsedim.
Kulağıma yaklaştı ve fısıldadı: "Emma heyecanlandığında birgün boyunca yemek yemiyor."dedi geri çekilerek.
Gerçekten mi? Çünkü ben yemek yemessem dayanamam. Yemek benim hayatım gibi birşeydi yani. Ama bugün pek canım yemek çekmiyordu nedense.
Emma biranda aklına birşey gelmiş gibi hemen salona koştu ve yanıma oturdu.
"Dün seni bıraktıktan sonra ne oldu Scarlett?"dedi kollarını göğüsünde birleştirerek. Ne diyecektim?
Dudağımı ısırarak Charlie'ye baktım. O sadece Emma'ya odaklanmıştı."Emma, sen gittikten hemen sonra onu eve götürdüm. Yani kötü birşey yapmadı."dedi bana bakarak. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve ellerimle oynamaya başladım.
Charlie benim aptallığım yüzünden Emma ya yalan söylemişti. Kendimi çok kötü hissediyordum.
"Tamam o zaman. Sorun yoksa gidelim."dedi Emma gülümseyerek. Ayağa kalktım ve sakin adımlarla çantamı alıp, dış kapıyı açtım ve çıktım. Charlie ve Emma'nın arkamdan ayak seslerini duyabiliyordum. Emma sürücü koltuğuna bindi. Charlie yolcu koltuğuna, bende her zamanki yerime arka koltuğa bindim. Emma arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. Dikiz aynasından bakınca gözlerimiz buluştu.
"Maria Teyze nasıl Scarlett?"dedi Emma.
Annemi tamamen unutmuştum. Buraya geldiğimden beri zaten hiçbirşeyi düzgün yapmıyordum ki. Herşeyi unutup duruyordum.
Hemen cebimden telefonumu çıkardım ve tuş kilidini açıp annemim numarasını tuşladım. Telefonu kulağıma tutarken yiyeceğim azar için hazırlanıyordum. Telefon ilk çalışta açıldı.
"Alo? Scarlett, bebeğim nasılsın? Neden dün beni aramadın?"dedi endişeli sesiyle.
Şu anda onu hayal edebiliyordum. Etrafta telaşla dolanıp beni düşünmemek için kesinlikle oyalanmaya çalışıyordu. Ama yaptığı hiçbirşey beni aklından silemiyordu. Annemin en sevdiğim yanı bu. Benimle ilgilenmesi.
İç geçirdim. Onu o kadar çok özlemiştim ki...
"Sadece biraz yorgundum anne. Aramayı unutmuşum o kadar. Peki sen nasılsın?"
"İşim çok iyi tatlım. Bay Grey beni Müdür Yardımcısı yaptı."dedi sevinçle.
"Çok iyi anne. Kapatmam lazım. Okula geldik. Seni seviyorum."dedim onun özlemini çekerek.
"Bend seni seviyorum Scarlett. Okulda başarılar."dedi ve telefonu kapattı.
Benim biricik annem. Senden bir gün bıkabilir miyim acaba?
Tekrardan iç geçirdim.
Emma arabayı otoparka park edince aklıma dün yaptıklarım geldi.
Ah, zavallı çocuğa umut vermiştim. Aslında zaten umutluydu çünkü çıkma teklifini kabul edecektim.
Hep birlikte arabadan inerek toprak yolda okulun girişine yöneldik. Toprakla oynayıp gidiyordum. Gözlerimi ise yerden ayıramıyordum.
Bir anda sert bir şeye çarpınca geri sarsıldım. Bu bir şey değil, bir insandı. Yani Aiden. Lütfen dünü hatırlamamış olsun. Lütfen. Lütfen.
Dudaklarıma nazik bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Evet beyler bayanlar, tabiki de hatırlıyordu.
Elini omzuma attı ve birlikte Emma ve Charlie'yi geride bırakıp, okula doğru ilerlemeye başladık.
"Günaydın."dedi mutlu bir tonda.
Ona gülümsedim."Günaydın."
"Hemen davranmak istemem ama düşündün mü? Çıkma olayını?"
"Evet."dedim. Tabiki düşünmüştüm. Sadece cevabımdan pişman olmak istemiyordum. Sadece tereddüt ediyordum o kadar.
"Çıkma teklifini kabul ediyorum Aiden."dedim ona gülümseyerek.
Beni havaya kaldırdı ve etrafında döndürdü. Kahakaha lara boğulmuştum. O da benim gibi gülüyordu. Beni yere indirdi ve dudaklarıma minik bir öpücük kondurup elini omzuma attı.
Tamam, kabul ediyorum. Aiden gerçekten çok hoş ve tatlı bir çocuk. Ama nedense onun yanında Charlie'nin yanında hissettiğim duyguları hissetmiyordum. Charlie kendini beğenmiş, egoist, salak ve züppe olabilirdi ama kalbi çok iyi bir insandı. Sadece bunu insanlara gösteremiyordu o kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bir Şey
Teen FictionŞu ana kadar yaşadığını sanan Scarlett, Londra'ya taşındığında aslında hayatının daha yeni başladığını bir süre sonra anlar. Ve elbette ki bu hayatın da zorlu yanları vardır. Scarlett ise bu zorluklara göğüs gererek aşmaya çalışmaktadır.