9. BÖLÜM

172 20 0
                                    


Son olanların üzerinden 4 gün geçmiş, Bill iki gününü yoğun bakımda, iki günü de odada geçirdikten sonra karargâha geri dönmüştü. Geleli birkaç saat olmuştu. Yatağında uzanıyor, camın ardındaki kuru dalların çarpmasıyla oluşan çıtırtıları dinliyordu. Olanları sindirmeye çalıştı. Ellerini başının ardına koydu.

"O ben değildim..."

Gözlerini kapattı. Hiçbir şey hissetmiyordu. Büyük bir boşluk onu içine çekmiş gibiydi. Kendine neden diye sormamak için gayret ediyor, düşüncelerini sessize alıyordu. Ruhunu dinlendirmeye çalışırken bir kapı gıcırtısı gözlerini açmasına sebep olmuştu. Gelen kişi Elena'ydı.

"Girebilir miyim?"

Dik dik baktı. Vereceği cevabı düşünüyordu. Cevap vermek istemediğinden gözlerini tekrar kapattı. Gideceğini umuyordu. Kapının kapanma sesini duyduğunda iki seçenek vardı. Ya çıktı, ya da girdi. Gözlerini açıp bakması gerekirken içinden bir ses kapalı tutması gerektiğini söylüyordu. Öyle yaptı.

"Hastanede dediğin şey... Üzerine hiç konuşamadık."

İçerideydi. Hoş ve sessiz konuşuyordu. Elena'nın yatağa oturduğunu hissetti. Gözleri hâlâ kapalıydı. Devam etti.

"Biliyorum. Çok yakın iki kardeş değiliz. Ama bunu bilmek ve sana yardımcı olmak istiyorum."

"Belki de sorun budur. Yardım istemiyor olabilir miyim?"

"İsteyip istememen önemli değil. İhtiyacın var ve bunu yapmalıyım."

Bill onu kovmak istiyor ama yapamıyordu. Sesindeki yumuşak tona karşı gelemedi.

"Ne anlatacağım?"

"Devamını."

"Yok."

"Gay olmadığını söyledin. Jamie den yıllardır hoşlanıyorken bunu söylemen saçma değil mi? Boşuna söylemiş olamazsın."

Bill gözlerini açarsa ağlaya bilirdi. Eskiden olsa bu duruma güler geçerdi. Ginta gelmeden önce asla ağlamaz, o duygu aklından bile geçmezken şimdi bu tarz durumlara karşı direnci düşmüştü. Sertçe yutkundu.

"Bilmek istemezsin."

"Lütfen..."

Bill anlatmak için çaba sarf etse de eski bir konu olduğu için onu tekrar açmak da istemiyordu. Düşündü. Eninde sonunda bu konuyu Elena ona tekrar soracak ve öğrenmeye çalışacaktı. Başının daha fazla ağrımasını istemediğinden anlatmaya başladı.

"Gittiğimiz okulu hatırlıyor musun? Avcı olmadan önce... Pasley Lisesi..."

Bill eskiyle yüzleşirken kendini tutamamıştı. Kısa bir sessizliğin ardından devam etti.

"Angelina Russel. Hatırladın mı?"

Elena şaşkındı. O kız lisenin en gizemli ve saklı kişisiydi. Güzel ama yalnız... Bill'in onunla ilgilendiğini bilmiyordu.

"Bir gün onun yanına gittim... Bana kaçmam gerektiğini söyledi. Onunla konuşmamalıymışım."

Bill gözlerini açmıştı ama sırtı Elena'ya dönük olduğundan o bunu göremezdi.

"Konuşmamıştım. Bir gün onu çatıya çıkarken gördüm. Güvende mi diye bakmak için takip etmeye başladım ama birden kayboldu. Sınıfa geri dönmek istediğimdeyse..."

Bitmiş gibi görünüyordu. Elena kaşlarını kaldırdı.

"Sonra?"

"Karanlık. Nasıl oldu bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda bir box maçındaydım. Adamın teki boynumu ovuyor bana taktik veriyordu. Olanları o an anlayamamıştım. Zaten anlayabilmem için zaman vermediler. Düdük çaldığını hatırlıyorum. Maç başladığında karşımdaki adam üzerime doğru koşup bana saldırmaya başladığında ben de kendimi korumaya çalıştım. Karşımdaki adamın kollarındaki ağırlıkları hatırlıyorum. Çok güçlüydü... Bir hamlede beni yere serdi. Ellerimden tutup beni hareket edemez hale getirdi. Sonra. Bir kızın hayatına girmemem için yapabileceği en kötü şeyi yaptı."

GİNTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin