"O iyi mi?"
Duyduğu ilk ses buydu. Kime ait olduğundan emin değildi ama kendisini merak eden birisi olmalıydı. Sesinde endişe ve korku vardı bu adamın. Belki saatler önce duymuştu ama hâlâ kulaklarındaydı bu ses.
Yarı açık gözlerini odanın tavanına dikti. Ortalık bulanık görünüyordu. Zorlukla hareket ettirdiği başını sağa çevirdiğinde büyükçe bir serumun kordonlarının koluna kadar ilerlediğini ve bir iğne ile bağlı olduğunu gördü. Serum? Hayatında ilk defa serum yiyordu. Hızla düşen damlaları seyretti bir süre. Böyle bir sistemle karşılaşmak garipti. İnsanların tedavi yöntemleri onda işe yarıyor muydu yani? Garip bir sıvı damarlarında kanıyla buluşunca mı iyileşecekti? Yanakları kasıldı ve gülümsedi.
Kafasını hareket ettirmek ve etrafına bakınmak istiyordu fakat boynu yanıyor gibiydi. Gerilen ellerini sıkıp yumruk yaptı sonra tekrar açtı. Vücudu uyuşmuş gibiydi.
"Bu sıvı uyuşturucu mu ne?" diye düşündü içinden. Belini doğrulttu ve boynunu hareket ettirmeden etrafına bakındı. Ne küçük ne de büyük bir odadaydı fakat hastane lüks olmalıydı ki yatağın yanındaki koltuk abidik bir tasarıma sahipti. Ortalığı incelemeyi bitirdiğinde elini ensesine götürdü ve o sıra odaya bir doktor girdi. İlk defa bir insan doktoru görüyordu. Boynunda steteskop taşıyan doktorun yakasına baktı.
"Dr. Louist Patrick"
Ne kadar da sıkıcı bir tipi vardı. Ortası kelleşmiş saçlar, basık bir surat ve kısa bacaklar... Kendince bir şeyler anlatan doktoru bir saniye olsun dinlemeyen Ginta başını güçlükle cama doğru çevirdi. Adamın lafını keserek sordu "Ne zamandır buradayım?" Doktor sözünün kesilmesiyle afallayarak cevap verdi.
"Yaklaşık 1 saat."
"Beni buraya kim getirdi?"
"Hm... Kimin getirdiğine dair bir bilgim yok. İs-"
"Neden boynum yanıyor?"
"Düşme esnasında boynun yaralanmış"
Doktorun sözleri kafasında yankılandı ve dönüp arkasına baktı. Kanatları yoktu, Jamie neredeydi?
"Jamie Mayland. Buraya geldi mi?" derken sesi telaşlı çıkıyordu.
"Herkesin isimlerini ezberleyemem ama sizinle beraber gelen birisi olmadı."
Ginta doktorun yüzüne anlamsızca baktı. Hiçbir şey yapmadan ortalıkta gezinen doktora "Ne zaman beni yalnız bırakacaksın!" diye bağırdı. Fakat doktor cevap bile vermedi ve birkaç dakika içinde udadan çıktı. Kapının kapanma sesiyle Ginta ağlamaya başladı. Jamie neredeydi?
Koluna ve başparmağına takılan aletleri çekip çıkardı. Jamie'yi tam da bulmuşken hastanede olmak onu deli ediyordu. Ayakkabılarını giyip kapıdan çıkmak için kolu çevirdiğinde heybetli bir adamla karşılaştı. Odunsu ve sert bir koku, çaprazlı uzun bir mont ve siyah botlar... Kafasını kaldırıp baktığında siyah sakallarıyla Bill karşısındaydı.
"Hataneden kaçmaya kalkışma. Cezası var."
Gülümsedi ve elini göğsüne bastırarak onu itti.
"Önümde durma. Cezası var."
Bill onu içeri çekti ve kapıyı örttü.
"Neden ağladığını öğrenebilir miyim?"
"Jamie nerede?"
Bill yüzünü buruşturdu.
"Burada değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİNTA
Mystery / Thrillerİblisler, kurt adamlar, vampirler, honglar, pajular ve iblis avcılarının yaşadığı; fanilerin göremediği dünyaya girmeye hazır mısınız? Bu yolculukta sizinle ne istediğini bilen ve uğrunda her şeyi yapmaya hazır bir kadın olacak. Beynindeki kıvrımla...