Dylan kucağında Ginta ile karargâha dalarken gürültü çıkmış ve Jamie hemen aşağı inmişti. Dylan'ın sedyenin üzerine yavaşça bıraktığı Ginta'ya bakarak bağırdı.
"Ne, ne yaptın ona!"
Jamie korkmuş görünüyordu. Dylan onu tişörtünden tutarak odanın diğer ucuna çekti.
"Sessiz ol. Uyuyor."
Jamie Dylan'ı dinleyip sessizce onun yanına gitmek istedi fakat Dylan onu kolundan tutup gitmesine izin vermedi.
"Şimdi gitme. Çok yorgun. Parmaklarını hissetmiyor."
Jamie bir an gerildi. Çünkü bir Paju'nun vücudunun herhangi bir yerinde hasar olması demek, onun hapishaneye kapatılmaması ve özgür bırakılması demektir. Bu düşünce elbette korkunçtu. İçinde saniyelik olarak geçen "acaba" hissi utanmasına sebep oldu. Sırf bir gün Ginta'nın paju olduğu ortaya çıkarsa ve ayrı kalırsak korkusu yüzünden onun parmaklarına zarar gelmesine izin veremezdi. Kafasındaki bu kötü düşünceyi silerken Dylan'ın gözlerine baktı.
"Onu korumalıydın. Bu senin suçun."
"Emin ol korumaya çalıştım."
"Eğer gerçekten korumuş olsaydın çalıştım demezdin."
Dylan başını eğdi ve cevap vermek için biraz düşündü. Jamie ile tartışmak istemiyordu fakat Jamie çok sinirli ve üzgündü. Sesini kısmaya çalışsa da hırlamasından dolayı ürkütücü ve sertti.
"Onu korumalıydın! Neden yapamadın ha! Sana güvenmiştik. Onu koruman için görevlendirilmiştin sen! Seni kovmaya yetkim var biliyorsun değil mi!"
Jamie konuşurken Ginta uyanmıştı. Ayak parmaklarını ve elindeki parmakları hissedemediği için yataktan kalkamıyordu. Olduğu yerden sesli biçimde konuştu.
"Yeter Jamie. Ben Dylan'a borçluyum. O beni kurtardı."
Jamie bu sözlerin ardından daha da üzülmüştü. Hayal kırıklığına uğradığını belli eden bakışlarla Ginta'ya yaklaştı.
"Neyden bahsediyorsun sen? Dylan seni korusaydı parmakların..." sözü kesildi ve Ginta kısılmış sesi ile konuştu.
"Eğer o beni korumasaydı ne parmaklarım ne de vücudum olmayacaktı. Ben onların yanından ayrıldım ve yem oluyordum. Dylan'a borçluyum."
Ginta'nın yorgun gözleri tekrar kapanırken Jamie omuzunun üzerinden Dylan'a baktı.
"Eğer... Bunlar doğruysa, özür dilerim."
Dylan arkasından yaklaştı. "Doğruysa mı? Yoksa Ginta sana çok mu yalan söylüyor da böyle tereddütte kalıyorsun?" Cevap beklemeden kapıdan çıktı.
***
"Hayır, istemiyorum şu şeyi gerçekten iyiyim."
"Çocukluk yapmayı kes Bill! Başında yumruğum kadar morluk var!"
"Hey! Bunu bağırarak söyleme. Ben bağırırken bile kafamın içinde yankı yapıyor."
Bill homurdanırken Elena onun kafasındaki morluğa buz koymaya çalışıyordu. Küçüklüğünden beri mavi buzlarla arası pek iyi olmayan Bill kafasındaki morluğa buz konulmasına izin vermemekte direniyordu. Sonra direnmeyi bıraktı ve gözlerini yumdu.
"O şey canımı daha çok yakıyor! Bu milletin benim beynime ihtiyacı var. Buzun beynimi dondurmasına izin vermiyorum!"
Elena sonunda pes edip geri çekildi ve yanındaki rafa buzu koydu. Bitkin bir şekilde kenardaki tabureye oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİNTA
Mystery / Thrillerİblisler, kurt adamlar, vampirler, honglar, pajular ve iblis avcılarının yaşadığı; fanilerin göremediği dünyaya girmeye hazır mısınız? Bu yolculukta sizinle ne istediğini bilen ve uğrunda her şeyi yapmaya hazır bir kadın olacak. Beynindeki kıvrımla...