23. BÖLÜM

102 15 4
                                    


Dylan'ın geldiğinden saatler sonra haber alan Jamie ve tüm karargâhta yeni bir hava uyanmıştı. Jamie kendini daha çok kolluyor ve sürekli Ginta'yı yanında tutmaya çalışıyordu. Özellikle de yıllar sonra Dylan'ın daha iyi bir halde karşısına çıkması onu biraz kıskandırmıştı ama gerçekten belli etmiyordu. Sürekli Ginta'nın yanında olmasını da Ginta'ya açıklayacak değildi sonuçta aralarında bir bağ vardı. Her şeyden öte Ginta'nın bir çok sırrını saklıyordu. Olaylar gerilmişti. Bir yanda Ginta'nın kafasını kurcalayan Andy, diğer yanda karargâhın havasını değiştiren Dylan... Baş etmekte zorlanıyor, bir yeri tutsa diğer yerden taşıyordu. Ama Ginta sakindi. Çünkü burada Dylan'ı bir problem olarak görmüyordu. Onu kendi tarafına çekebileceğine emindi. Diğer yandan ise ikizi Andy için de endişeliydi. Ona her şeyi baştan sona anlatmak isterdi fakat elinde bir delili olmadığı için Andy ona inanmayacak ve her şey başa saracaktı. Ona gerçekleri anlatmakla vakit kaybetmek yerine dünyada kalıp Dylan ile ilgilenmeyi tercih etti. Ginta yaşadıklarını gözden geçirmek istemiyordu. Sadece sorunlarını maddeler halinde düşündü.

" İlk olarak Jamie. Yalan söylediğimi biliyor fakat inanmak istemediği için sorun teşkil etmedi. İkinci olarak Andy'nin bir ordusu vardı. Hem de itaatçilerden oluşan bir ordu. Bana savaş yapacağını söyledi. Bu demektir ki tedbirli olmalı ve buraları kollamalıyım. Üçüncüsü ise Clary'nin nasıl Andy'i bulduğu. Onunla nasıl irtibat kurdu, ne alakası var bunu öğrenmeliyim. Ve son olarak Dylan... Onu kendi tarafıma çekersem gücüme güç katarım. Tabi bunu planlardan bahsetmek olarak değil, beni sevmesi olarak değerlendireceğim. Eğer iyi biri olduğuma inanırsa asla üzerime atılan iftiralara göz yummaz. Bill ise şimdilik önemli değil. Sorun teşkil etmiyor. Vee son."

Ginta'nın bazen beynindeki şeyleri bu şekilde düzene sokması ona iyi geliyordu. Tüm kargaşaların içinden bu yöntemle sıyrılıyor, zihnini taze tutuyordu. Odasının ortasına yeni bir yatak koydurtmuştu. Bu yatağın kendine ait perdesi vardı. Yukarı doğru uzanan dört köşesinde birleşmiş, siyah tül perdeler... Yatağına kendini attı. Sarı saçları siyah yatağında dağılırken mutluydu. Kendini ferahlamış hissediyordu. Bir süre hiçbir şey düşünmeden yattı. Sadece bedenini dinlendirdi. Bir anda aklına Jamie ile dağ evinde yaşadıkları geldi ve gülümsedi. Her zaman öyle mutlu olmayı dilerdi, her zaman... Yüzü gülerek kalktı yataktan ve gardırobunu açtı. Vücudunu görmeyi sevdiği için aynanın karşısına geçerek üstünü çıkardı. Yeni çamaşırlarını giyerken soyulan ojesini hemen tazelemek için çekmeceden çıkardığı ojeyi aldı ve o haliyle yatağına oturdu. Çıplak ayakları zemine değerken soğukluk hissi veriyor ve (bu havada) ona iyi geliyordu. Pantolonunun cebindeki bıçaklar yüzünden kıvıramıyordu. Bıçaklarının uçlarının bacağına değmesinin verdiği ince acı ile kıvırdı. Hemen ardından sanki hiç sorunu olmayan bir genç kız gibi ojelerini sürmeye başladı. Odasından hiç çıkmamayı ve belki de burada sonsuza kadar oje sürmeyi diliyordu. Sorunsuzca...

Ama gerçek dünyanın verdiği etkiyle kapısı birden açıldı. Kapı o kadar hızlı açılmıştı ki duvara çarpma sesi Ginta'yı ürküttü. Yerinden fırlayıp hemen yatağının perdesini üzerine kapattı. Belden yukarısının giyinik olmadığını düşününce utandı. Bembeyaz teninde sıcak kan yayıldı ve yanakları kızardı. İçeriye bodoslama dalan kişi Jamie olsaydı belki böyle hissetmezdi ama giren kişi Dylan'dı. Ginta'nın aniden saklanmasına karşın Dylan hiç tepki vermemişti. Bir kas yığını gibi olan kollarını birleştirdi.

"Üzülme, daha iyilerini de gördüm."

Dylan sorgulamaksızın içeri girdi ve yatağın diğer tarafına oturdu. Ginta'nın ona "öküz" der gibi baktığını fark edince yüzünü buruşturdu. Sonra Ginta'nın göğüslerinin üzerine kapattığı tüle baktı.

GİNTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin